YIL: 03.11.2023
-"Orada birisi mi var?"
Ayaklarını kendine çekmiş elinde bir çakı olan küçük bir kız görüyorum. Bununla uğraşacak zamanım yok! Birkaç adım ilerledikten sonra hala yaşadıklarına rağmen insan olan parçam bana bağırıyor. Geri dönüyorum. Ona biraz yaklaşıyorum.
-"Yaklaşma! Uzak dur benden!"
-"Sakin ol! Sana zarar vermeyeceğim."
Çantamdan çıkardığım iki sandivici, bir çikolatayı ve bir şişe suyu ona uzatıyorum. Başını kaldırıyor, yemyeşil ağlamış gözleriyle bana bakıyor. Ona çantamdan çıkardıklarımı veriyorum. Şimdi yoluma devam edebilirim.
Sonunda yoluma devam ediyorum. Yaklaşık 15 dakikadır birisi tarafından takip ediliyorum. RP'ler cesedi bulmuş olmalılar. Birden koşturuyorum ve bir ağacın arkasına saklanıyorum. Beni takip edende arkamdan koşturuyor. Durduğum ağacın hizasına gelince onun kolunu tutup çeviriyorum.
-"Ah!"
-"Sen beni mi takip ettin?"
-"Bende seninle geliyim."
-"Hayır! Gelemezsin."
Bu 12-13 yaşlarındaki kız ona yiyecek verdiğim kızdı. Peşime takılacağını düşünmeliydim. Sadece ayağıma bağ olacak ve ben birisiyle dövüşürken onu korumaya da çalışacağım sonuçta ikimizde ölmüş olacağız.
-"Benimle gelemezsin küçük."
-"Ben küçük değilim, benim bir ismim var,..."
-" Dur! İlgilenmiyorum. Sen kendi yoluna ben kendi yoluma"
-"Lütfen!"
Onu takmadan koşmaya başlıyorum. Benimle gelirse ölme riski yüksek bunu ona anlatamayacağımı da biliyorum. O da benim arkamdan koşuyor. Ama en sonunda yorulacaktır.
2 saat sonra iyice yorgun düşüyorum. Koştuğum için çok yorgunum ama en azından RP'lerle aramda mesafe açtım. Kendime taşların arasında yer buluyorum üstümü kapatıyorum. O kız aklıma geliyor. Acaba onun yanımda gelmesine izin vermeli miydim? Sonuçta bu ormanda da ölebilir.
Hayır, hayır! Eğer bunun hakkında biraz daha düşünürsem geri döneceğim. Bunun hakkında düşünmemeliyim. AH! Olamaz. GERİ DÖNÜYORUM.
Bu sefer geriye doğru koşuyorum. Her yere bakarak ilerliyorum. Endişeleniyorum. Bu iyiye işaret değil! Birisi için uzun zamandır endişelenmemiştim. RP'ler onun elindeki çakıyı görürlerse zaten onu öldürürler. Onların acıma duyguları yoktur. Küçük bir çocuk olmasını bile umursamazlar.
İlerde bir karaltı görüyorum. Yaklaştıkça heyecanlanıyorum. Sonunda o karaltının toprağa bir şeyler çizdiğini görüyorum. Yanına geldiğimde onu yanıma alacağımı anlıyorum. Toprağa bir ev, o evin önünde de annesi, babası ve ortalarına kendini çizmiş. Köşeye de bir çocuk çizmiş, uzun boylu, somurtkan ve omuzunda bir çanta da olduğuna göre o ben olmalıyım.
-"Hadi kalk."
-"Yanında kalabilir miyim yani?"
-"Rahatsızlık verdiğin an seni gönderirim ve birinci kural ben konuşmana izin vermedikçe konuşmayacaksın. Kabul mu?"
-"Tamam!"
-"Beni takip et!"
Bu küçük arkadaşımla yol almaya başlıyorum. Bunu neden yaptığımı bilmiyorum. Oysa babam 4 yıl önce bir daha arkadaşımız olamayacağını kanıtlamıştı. Bir köpek bizi takip ettiğinde onu bir kayığa oturtup karşıya doğru ittirmişti ve babam eğer bizi takip etseydi öleceğini söylemişti, ben inanmamıştım. Sonra babam köpeği geri aldı, köpek bizi takip etti ve kiralık katillerle karşılaştığımızda onlarla uğraşırken köpeğe bıçak saplandığını farketmemiştim.
-"Ben yoruldum!"
-"Birinci kural!"
Demek yeni arkadaşım yorulmuş. Gözümle bir yer ararken kendi kendime ona gelecek her türlü zararı engelleyeceğime söz veriyorum. Gözümün ucuyla ona baktığımda o masum ve mutlu bakışı görüyorum. Bu bakışı çok özlediğimi farkediyorum. 5 yıl önce bu bakış bende de vardı belki!
Sonunda bir yer buluyorum. Taşların arasına sokuyorum onu sonra üstünü örtüyorum. Direk uyumaya başlıyor. Bende bir ağacın arkasına geçiyorum, çok yorgun olduğumdan hemen kendimi uykunun yumuşak kollarına bırakıyorum.
-"şşt!"
Uyandığımda onun korkmuş olarak görüyorum. Bana sessiz olmamı işaret ediyor. Ayak sesi duyuyorum. Ağacın arkasına iyice saklanıyorum. Bu arkadaki RP'lerden biri olmalı. Bir süre sonra ses azalıyor. Aslında saldırırdım ama artık korumam gereken birisi var. Yanımda ağlamaya başlıyor, ona sakin olmasını söylüyorum. Ama çok korkuyor.
-"Eğer ağlamazsan sana bir hediye vereceğim."
-"Ne vereceksin?"
AH, inanamıyorum bir şey vereceğimi söyleyince mi sustu?
-"Hakettiğinde alıcaksın hediyeni."
-"Ama ağlamazsan demiştin!"
-"Fikrimi değiştirdim."
-"Ama..."
-"Birinci kural ben izin vermedikçe konuşamazsın!"
Bu bir süre onu oyalayacaktır. O zamana kadar da ne vereceğimi bulmalıyım.
#Yeni bölümü 3-4 güne yayımlarım. Ayrıca vote'larsanız ve yorum atarsanız sevinirim.. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIDE&SEEK (saklambaç)
خيال علمي5 yıl önce kimsenin unutamayacağı bir patlama oldu. Hükümet bundan sonra tekrar olabilecek patlamaların önüne geçebilmek için katliam yapmaya karar verdi. Peki ne mi yapacaktı? Beni ve benim gibileri öldürecekti.