Uzun uzun baktı ve bana yaklaştı...."Rujunu bozsam ne olur? "
"Sakın öyle bir hataya düşeyim deme"
"Ama istiyorum"
"Ne istiyorsun? "
"Aslında senle yatmak istiyorum ama şimdilik öpmek "
"Sapıklaşma da sür hadi"deyip onu itekledim.
"Hadi ama bir tanecikten bozulmaz"
"Ben o bir taneyi bilirim. Sus sür"
Bana sinirle baktı. Niye öyle bakıyor. Vermedim diyemi. Ama yaaa.
"Bana emir verme "dedi dişlerinin arasından.
Oh rahatladım vermedim diye değilmiş.. Kızım sen malmısın, sana bana emir verme diyor, ve sen rahatladım diyorsun.. AA.. Yaaa.. Tamam.
İç sesimle anlaşıp mert'e baktım bana sinirle bakıyordu. Ne yapsam siniri geçer diye düşünürken tabi yaa..
Mert'i yakasından tutup kendime çektim ve dudağına yapıştım. Öper öpmez bana karşılık verdi. Hemen geri çekildim. Arabanın aynasına baktım. İyi bozulmamış.
"Ne bozulması tam öpüşmedik bile"
Bu adam zihnimimi okuyor.
"Of öptüm işte lütfen sürermisin? "
Nazikçe söylemiştim. Yine sinirlensin istemeyiz demi.
Sırıtarak arabayı çalıştırdı.
Büyük bir salona gelmiştik. Arabahı durdurunca etrafa baktım. Kapıda magazin vardı ve içeri girenlerin fotoğraflırını çekiyorlardı.
Mert yanağıma elini koydu ve beni kendisine çekti. Dudağıma küçük bir öpücük bırkatı. Geri çekildiğinde gözlerine baktım. O kuyulasmış gözlerinden eser yoktu.
"Hadi artık çıkalım"
Hafamı sallayıp kapıya uzanmıstım ki mert beni durdurdu. Ona şaşkınca bakarken arabanın etrafında dolanıp kapımı açtı. Ben daha şaşkın bir ifadeyle ona bakıyordum.
"Yeter sasırdığın. Gülümse. Benim sevgilimmiş gibi davranacaksın"
Gözlerimi mümkünmüş gibi dahada ayırdım. Gözlerini devirdi ve yine dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Buda alıştı.
Kolunu belime sardı ve beni kapıya doğru çekiştirdi. Kapıya gelince durduk ve fotoğrafçılara poz verdik. Biraz samimi poz verdik. Mert'in kolu belime dolanmış bende kafamı mert'in omzuna yaklaştırmışım. Olsun o kadar sevgiliyiz sonuçta. 😀
Tekrar içeriye doğru yürüdük. Mert belimi nazikçe tutuyordu.içeri girince bir kac göz bize döndü. Ne bir kaçı baya bir kisi. Salon çok büyüktü. Saray gibi bir şey. Mert beni bir masaya doğru çekişirdi. Masada bizim yaşlarımızda takım elbiseli adamlar ve cok güzel bayanlar vardı. Cidden çok güzellerdi. Ben onların yanında nasıl duruyorum yada beni nasıl görüyorlar.
Masaya gelince hemen yanıma bir adam gelip elimi nazikçe tutup nazikçe öptü.
"Merhaba güzel bayan"
"Merhaba"dedim tebessüm ederek.
"Siz mert beyin karısımısınız? "
Karısımısınız dedigi an tutuldum. Düşünemiyorum bile onun karısı olduğumu. Ay çok korkutucu. Bir yanlışta öldürür.
"H-hayır"dedim kekeliyerek. Adamın sırıtması dahada genişledi. Adam dediğime bakmayın bizim yaslarımızda biri.
"Yaa öylemi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafya ile oyun
Teen Fiction"Nil bu yaptığımız oyunun baş karakteri. Her şeyi onun sayesinde yapacağız, bu sorun sandığımızdan daha tehlikeli. Nil eğer bu tehlikeyi göze alamam diyorsan seni anlarım. " Her şey benim sayemdemi olacak. İyide bu sorun ne. "Peki sorun ne tam olar...