1.Özel bölüm {Artık çok geç}
Medya: Shinra'nın pastanesinden
Y.N: Final olma nedeni gerçeğe geri dönmelerinden ama final demek bir bitiş değil devam edecek 😇
Genç adam pastanenin anahtarını eline alıp tek kişi kaldığı büyük evine son kez göz gezdirdi, bir ay geçmişti buraya geleli düşünceleri bırakıp evinin kapısını çekip kapıyı kilitledi. Ikebukuro da yürüken sıradan bir insan gibi davranıyordu.
Fazla sıradanlıkta kendini kaybetmiş biri gibiydi.Tanıdık yolu saymayacağı kadar çok geçmişti. Tekrar o yola saptı pastaneye varmasına az kalmıştı.
Köşeden hızla gelen arabanın önüne atlamayı düşünsede bu düşünceden vazgeçti. Birkaç dakika sonra başka bir arabanın kendisini ezmesine ramak kalmışken ucuz atlatmıştı.
Bunu önemsemedi ölmekten korkmuyordu. Ölümsüz hayatında yaşamaya ebediyete kadar mahkum kalacaktı. Pastanenin kapısına vardığında camdan yansımasını görüyordu yüzü solmuş elleri titriyordu gözlerinin altı mor halkalarla bezeliydi. "Ölüden farkım yok" diyip pastaneyi açtı. Birazdan sabahın ilk müşterileri gelecek işten önceki hafif kahvaltılarını yaparken neşeli bir sohbete dalacaklardı.
Ardından hesaplarını ödeyip heyecanlı hayatlarına kaldıkları yerden devam edeceklerdi. Öğlen olduğunda Shinra Celty'e el sallayıp içeriye girecek ve pasta yapacaklardı.
Pişmiş hamurun kokusu tezgahın arkasındaki mutfaktan müşterilere gelecekti. Sonra yaptıklarını müşterilerine keyifle sunacak ve yorumlarını alacaktı.Öğlen heryer sıcağa ve sessizliğe gömülürdü. Insanlar konuşmaz içlerine çekilirlerdi. İşte ozamanlarda pastane hiç olmadığı kadar yalnız hissedecekti. Shinra espirileriyle ortamı neşelenemeye çalışırken genç adam sahte kahkahalar atacaktı.
Mutluluk onun için çok geç kalmış uzak hayallerden ibaretti.
Bozulmuş pastalar gibi çöpe atılmaya mahkumdu hepsi.Öğlen bittiğinde okulu dağılmış liseliler canlı renkleriyle pastaneyi canlandıracaklardı. Kimisi arkadaşlarıyla gelmiş olacak kimisi ilk aşkını getirecek tatlı tatlı sohbet edeceklerdi. Genç adam onları gördükçe kendisinin elinden alınan mutluluğun pişmanlığını daha çok yaşayacaktı. Bu mutluluğu kendisi kaybetmişti. İçinden o çocuklara mutlu olmalarını ve hergünü son günleriymiş gibi yaşamalarını söyleyecekti.
Akşam iş çıkışı saatine doğru yorgun yetişkinler pastaneyi işgal edecek liselilerin canlı renklerinin yerine grimsi kara dumanlar pastaneyi saracaktı. O zamanlarda yetişkinler hiçbir şeyi beğenmeyip yeri geldiğinde kalplerindeki isyan dalgalarını kusacaklardı. Çocukluklarına dönmek isteyip hayattan şikayet edeceklerdi.
Genç adamsa bu sefer onlara hayatlarının kalanını iyi geçirmelerini ve aşık olmalarını tavsiye edecekti. Çünkü aşk yaşın ne kadar olursa olsun seni yenileyip canlandıran gençlik iksiri gibiydi.Havanın karardığı geceye doğru ilerleyen saatlerde pastanenin kapanmasına yakın Ikebukuro'nun deniz kenarına vuran dalgalarının sesleri gelecekti.
Dükkana Tom ve Shizuo girecekti.
İşleri yeni bitmiş yorgunlukları yüzünden okunur olacaktı. Sarışın adam sigara yakıp pastanenin "sigara içmeyiniz" yazısını defalarca çiğnediği gibi yine üstünden geçerek içmeye devam edecekti. Sarı gözleri birisini beklediğini belli edercesine kapıya bakıyor olacaktı. Ta ki kapı açılıp içeriye çılgın muhbir Izaya Orihara girene kadar...Izaya herkese gülümseyip doğruca Shizuo Heiwajimaya sarılacaktı.
Bir süre öyle kalacaklar ardından Izaya, Shizuo' nun yanına oturacak ve sohbete katılacaktı.
Shinra da Celty'nin gelmesini bekliyor olacaktı. Celty motorunu pastanenin önüne park edince Shinra mutfaktan çıkıp onu kapıda karşılayacaktı.
Celty utandığı için Shinraya kızdığında Shinra gülerek onun iyi olduğunu gördüğü için mutlu olacaktı. Sonra içeriye geçip sohbete katılacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir İdda Bir Oyun (L&L,Shizaya)
FanfictionNe Ölümde ne de yaşamda ,cehennem ile cennettin arasında biyerde sıkışan iki kalp birbirini bulupta yanlızlıklarını dindirebilir mi Peki onların girdiği idda iki ayrı dünya olupta yanyana bulunan iki düşmanı birbirine aşık edebilir mi ?