𝒷𝑜𝓁𝓊𝓂 •20•

5.1K 168 90
                                    

BÖLÜM ŞARKISI- SUAT SUNA, BULDUM SENİ

Multimedya: Ne kadar da tatlı ve sevimli kardeşler değil mi😍🙄

İstediğiniz yeni bölümünüz de geldi. Size keyifli okumalar dileyerek, aranızdan çekiliyorum...☕☕

~KISA HATIRLATMA~

Yoyoyo. Bu-bu olamaz. Akın bana yalan söylemez değil mi söyleyemez?
Daha fazla dayanamayıp telefonu çantama tıktığım gibi hotele doğru adımlarımı atmaya başladım. Sinirlerim ve öfkem giderek artarken gördüğüm şeyle olduğum yere çakılı kalmıştım. Daha içeri girmeden sağımdaki görüntüyle beynimden adeta vurulmuştum.

Akın bir kadının anlından öptü...sarıldı...ve sonra saçını kokladı.

Bizimkisi bir yalandan ibaretti yalandan artık.

Bizimkisi yalandı, yalan.

Birbirlerinden ayrıldılar. Birbirlerine bakıp gülümsüyorlardı şimdi. Bu bana öyle koymuştu ki. Ve şuan kızın yüzü görünüyordu.

Bu olamazdı!!
Bu, şu gizemli kızdı. Biz daha çıkmadan önce, yani Akın'ın gizlediği kızdı bu. (Yazarınızdan; hatırlatıyım size. Hani bu dördüncü bölümün sonunda ki gizemli kız. İşte bu o. Eğer unuttuysanız dördüncü bölümün sonuna tekrar gelip okuyabilirsiniz.)

Bunun hiçbir açıklaması yoktu benim için hem de hiç....

Bundan sonra sen benim için ARTIK YOKSUN HOCA!

~●~●~●~●~●~●~♤~●~●~●~●~●~●~

Hayat...

İki heceli, beş kelimeden oluşan bir sözcük.
Ne gariptir değil mi? Bazen mutluluğu yakaladım dersin, ama sonra hayat sana elinin tersini de gösterir.

Ay şekerim mersii, elimin tersiii...

İç sesim devreye girmiş, ve bu halde bile benimle dalga geçmişti. Resmen kusma isteği basmıştı beni bir anda.

Yaa sen hep mutlu olacaksın sandın değil mi? Al sana bakalım elimin tersi..

Deyip, mutluluğun tersini de göstermişti hayat bana.
İşte garip olanda neydi biliyor musunuz?
Bu durumu yalanlayacak olan hipotezi çürütecek bir cümle, bir açıklama dahi olamamasaydı benim için...

Şimdi diyorum kendi kendime...
Ya yanına gidip, sinirle bağırıp çağırıp şamarı yüzüne geçirsem mi?

Şuan sinirle yanlarına gidiyorum. Ve öfkeyle 'AKIN!!' deyip bağırıyorum. O da beni görünce donup kalıyor. Vah garibim!!! Beni beklemiyordun değil mi?
Nolduuuu, rengin mi solduuuu bebeyimm... Söyleyesim geliyordu, ama konu dalga geçilecek gibi değildi. Şaşkınlıkla 'Mira..' diye laf çıkıyor ağzından. Tabi yaa öyle beş karış ağzın açılır yavrum. Yavrum mu dedim? Yere tükürmeliydim hemen.
'Durum sandığın gibi değ-' diyor ve ardından benden beş kardeş tokadı yiyiyor yüzüne. Sağ elimle vurduğum sol yanağı, sağına savruluyor ve eli acıyla yanağına gidiyor. Gözyaşlarım birden bir bir akıyordu göz bebeklerimden. Ben onun bebek suratlı yüzüne bakmaya, dokunmaya kıyamazken, sinirle vuruyor ve diyorum ki 'Canın CEHENNEME!!'

Vaz geçtim. Yok yok bu böyle olursa işler daha saçma olur, boka sarardı. İşte hayal gücümü kullanarak az biraz neler olabileceğini canlandırıyorum kafamda.

Ya da diyorum, böyle çaresizce beni fark etmesini mi beklesem?

Dalgın dalgın düşüncelere dalmışken birinin beni sarsıp, adımla seslenmesiyle kendime gelmiştim. Parfüm kokusundan anlamıştım kimin geldiğini. Çok ta zor değildi tahmin etmek.

Kimya Öğretmenim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin