𝒷𝑜𝓁𝓊𝓂 •25•

3.6K 81 24
                                    

BÖLÜM ŞARKISI - SEZEN AKSU, GİTME DUR NE OLURSUN

~KISA HATIRLATMA~

Düşüncelerime engel olan telefonumun sesiydi. Montumun cebinden zorda olsa çıkarabildikten sonra buğulu gözlerimle telefonun ekranına baktım.

Gizli numara arıyor...

Korkuyordum şuan...hem de deli gibi. Bir anda bütün duygularım don tutmuştu. Bu gizli numara ciddi ciddi beni taciz ediyordu sürekli ve artık gözetlemeye başlamıştı bu aralar. Çok korkuyordum gizli numaradan. Aileme söylemek istedim bir ara. Ama sonra gözümü öyle bir korkutmuştu ki...tövbe kimseye tek bir kelime etmemiştim. Nasıl oluyorsa da ki bilemiyorum, telefonuma mesaj da atabiliyordu. Korkum hat safhaya çıkmış, kendini belli etmek istercesine bağırıyordu. Telefon susunca çağrının sonlandığını anlamıştım. Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkilerek yerimden doğruldum. Sonra yerden kalkarak yatağımın üstüne oturdum.

+Güzelim çok yanlış bir şey yapıyorsun açmayarak. Şimdi seni arayacağım ve sende o telefonu açacaksın.
( 13:18√√)

Ve hemen...

Gizli numara arıyor...

Telefonu açıp kulağıma götürdüm ve hiçbir şey demeden, konuşmadan sadece onun boğuk ve kalın sesini dinledim.

+...Sonunda açarak büyük bir akıllılık yaptın. Hımm...bil bakalım dün gene ne yaptım?..seni izledim tabiki. Hahah...komik değil mi? Ama senin anlaşılan dün gecen ve sabahın çok ateşli geçmiş desene...ben de o anlarını ölümsüzleştirdim ve resminizi çektim. Birazdan atarım bakarsın güzelim. İçlerinden birini beğenip atarsın belki ha?.. Hahah neyse öptüm....

Dıt Dıt Dıt...

Olamaz! Resimler telefonuma gelir gelmez açıp baktım.

B-bunlar gerçekten bizdik ve bunlar yayılırsa eğer ben bitmişimdir demektir....


•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

5 AY SONRA

TEMMUZ 2017

Şaka gibiydi resmen. Onuncu sınıfı geride bırakmış, on bire başlamak için gün sayıyordum dersem yalan olur...on ikinci sınıf olmam gerekirken on birinci sınıfa başlayacağım. Ama benim için daha önemli bir şey vardı. Şuan dizlerimde dünya tatlısı bir adam uyuyordu. Ama bu şaka gibi değildi gerçekti, hastı. Bu yüzden başlayan tatilin bitmesini hiç istemiyordum. Her saç diplerini okşadığımda burnuma esen o mayhoş şampuanının kokusuna ne demeli? Hele birde o saçlarının yumuşaklığı? Allah'ım bu insanı bana bağışladığın için çok teşekkür ederim. Acaba ne sevap işledim de Allah bana bağışladı seni?

Beş ay önceki zamanlarımızı düşünüyorumda...Ama bazen düşünmek bile istemiyordum. Çünkü daha bir buçuk ay önce Akın'la ayrılıp barışmıştık. Daha doğrusunu ben ayrılmıştım. Sebebi ise çok ama çok saçma bir şeydi. Ve bunun için tam tamına 1 gün ayrı kalmıştık. Ne? Çok zaman değil mi diye düşünüyorsunuz? O bir gün yirmi dört saat, o yirmi dört saat bilmem kaç dakika yapıyordu. Az mı sanki? Onunla ayrı geçirdiğim bir saat beni yıpratırken, yirmi dört saati siz düşünün...

Kimya Öğretmenim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin