♠️BÖLÜM -1-♠️

1.1K 155 302
                                    

Oy vermeyi unutmayın.☺
İyi okumalar.☺

"Oo burslu, günaydın." duyduğum kelimelerle yediğim tost boğazıma takıldı ve öksürmeye başladım.

"Sakin ol kızım." dedi sırtıma vururken. "Biraz sessiz olmayı denesen? Herkez duyacaktı az kalsın." diye azarladım, Alaz karşımdaki sandalyeye otururken. Evet burslu bir öğrenciydim ve bunu herkesten saklıyordum. Çünkü burası normal bir lise değil, aksine burslu öğrencilerin ezildiği, sevilmediği bir lise.

"Aman, kim duyacak be kızım." dedi karşımda gevşek gevşek gülerken. Tabi güler! Arkasında dünya zengini babası varken sırtı yere gelmez!

"Aptalmısın? Duyan olursa biterim, bilmiyormusun bunu? Adım yalancıya çıkar." dediklerimle oturduğu sandalyede biraz daha yayıldı ve kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı. "Ne?" dedim kafamı iki yana sallarken.

"Olmaz birşey korkma." dedi sanki rahatlatmak ister gibi bir ses tonuyla. Lise ikinci sınıftım, okuluma burslu olarak geldim ama kimseye söylemedim. Eğer burslu olduğum öğrenilirse hem yanlız olacaktım, hemde suskun.

" Burslu demek ha? Vay canına." dalga geçtiği bariz bir şekilde belli olan sesle yerime çivilendim adeta. "Kes sesini!" dedi Alaz arkamda konuşan kişiye. Büyük bir ihtimalle Giray'dı arkamdaki kişi.

"Senmisin yoksa o burslu öğrenci? Ha Arsu söylesene." hiç bir şey demedim oturduğum yerde dikleştim ve kırgın bakışlarımı Alaz'a yolladım. Şuan tam anlamıyla boku yemiştim. Giray'ın bu gerçeği öğrenmesi, bütün okulun öğrenmesi demekti.

"Konuşsana, ne o? Gerçekmiydi duyduklarım? Ah gözlerim yaşarıyor Arsu." dedi işaret parmaklarıyka olmayan göz yaşlarını siler gibi yaparken. "Sus!" dedim kısık çıkan sesimle.

"Vay demek gerçek ha?" birşey demeden oturduğum tabureden kalktım. Tam arkamı dönmüş gidicekken, kolumdan tutup gitmemi engelledi. "Bana bak! Elime düştün Arsu, ayağını denk alsan iyi olur." diye tısladı dişkerinin arasından. Böyleydiler işte, burslu olan öğrencilere böyle muamele yapıyorlar bu okulda. "Bırak." dedim kolumu ellerinin arasından çekerken.

Kolumu ellerinin arsından çekip, kendimi arka bahçeye attım. O kadar acıtmıştıki canımı, bu güne kadar sakladığım şeyin amansız bir şekilde ortaya çıkması... Ya duyulursa? İşte o zaman biterim ben.

"Hey merhaba." duyduğum kadifemsi sesle arkama döndüm. "Merhaba." dedim onun tatlılığına uyum sağlamaya çalışarak.

"Şey ben okulda yeniyimde, sanırım arkadaşa ihtiyacım var." dedi kafasını kaşıyarak. Sadece yüzüne bakarken, anlamadığımı anlamış olmalı ki, yeniden konuşmaya başladı. "Yani arkadaş olabiliriz. Dimi?" dediği şeyle gülmeye başladım. O fazla masum birisi gibi duruyordu.

"Burslu musun?" sadece iki kelime döküldü dudaklarımın arasından. Çok büyük bir ihtimalle bu hafta içerisinde gerçekler öğrenilicekti ve ben YALANCI BURSLU olucaktım. "Hayır." dedi oturduğum bankın boş tarafına otururken. "Burslu değilim, senin gibi normal bir öğrenci." dedikleriyle yüzümde acı bir gülümseme oluştu. O da benim burslu olduğumu bilmiyor. "Bak." dedim saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken. "Bunu bir kaç gün içerisinde duyucaksın ve sende diğerleri gibi düşünme." karşımdaki bu çocuğa neden anlatıyorum bunları? Hiç bir bilgim yok. Fakat ona anlatmak istiyorum, belki içimdeki bu his dolmuşluklarımı bir kenara fırlatmak tan fazlası değildi bu duygu.

"Neyi?" diye sordu sağ kaşını havaya kaldırırken. "Neyi öğrenicem?"

"Ben bursluyum." dedim.gözlerimi sımsıkı yumarken. Kıkırdama sesi duydum yan tarafımdan, dalga geçiyordu işte! Rezil ettim kendimi. "Neyse kalkayım." dedim yüzüne bakmadan. Tam kalkarken kolumu tuttu. Tuttuğu yer neden yanıyordu? Sanki kurak bir yerdi orası ve elleride o kuraklığı kavuran güneş gibi.

"Nereye?" dedi ayağa kalkarken. Fark ettimde bu çocuk biraz uzun gibi.

"Öğrendin işte. Rahatca dalga geçebilirsin." dişlerimin arasından tıslamıştım adeta. "Saçmalama! Ne dalga geçmesi?" dedi elini kolumdan çekerken. Şuan ki yüz ifadesi az çok görülmeye değerdi... Fazla şaşırmıştı ki bende şaşırdım. Benimle dalga geçmesini beklerken, böyle yaklaşması fazlasıyla şaşırmama neden oldu. "Dalga geçmeyecek misin yani?" dedim sesim titremişti. "Saçmalama bu okulu az çok biliyorum. Sakladın çünkü saklamazsan, seni her gördükleri yerde dalga geçecek ve küçümseyecekler." şaşrmıştım doğrusu. Okula yeni gelen bir öğrenci bunları bilmesi, garipti doğrusu.

"Nereden biliyorsun bunları?" dedim bir kaç adım geri giderek. Maksat aramızdaki mesafenin biraz çoğalmasıydı. "Sadece ben değil, yoldan geçen birisine sorsan bilir bunları."

Bizim tanışmamız böyle olmuştu. O gün yanıma gelmişti ve isimlerimizi bile göğrenmeden iki yabancı gibi konuşup derse girmiştik. Şimdi ise hocanın karşımda duran tahtaya yazarak anlattıklarını dinliyemiyorum. Ya duyulursa? O çocuk ve Giray öğrenmiştiler ve ben salak gibi hiç tanımadığım birisine herşeyi söylemiştim. "Arsu?" kimya hocasının sesini duymamla kafamı hocaya çevirdim. "Buyrun hocam?" "ne oldu sana böyle kızım?" ne olmuş ki bana? "Ruh gibisin, tenefüste yanıma gel." dedi dersi anlatma için tekrar arkasını dönerken.

"Hocam..." lafım sınıfa giren kişi ile yarıda kalmıştı. Giray! "Evet Arsu? Ne söyliycektin?" Giray konuşmama izin vermeden hocanın yanına gitti. "Yalancı ve aynı zamanda burslu olduğunu söyliycekti galiba hocam." dedi. Herkes in dikkat odağı bendim şuan sınıfta, bazı kıkırdamalar, gülüşler, kahkahalar ve şaşkın bakışlar.

Gözümden boşalan birkaç damlaya mani olamadım. Boştu şuan herşey. "Evet burslu!" ne oluyor be? Bu sefer konuşan o çocuk tu. İyide bu ne ara bizim sınıfa geldi? "Sizin gibi insanların arasında bazıları yalancı olabiliyor, baksana. Kendine bak birde, iki yüzlünün tekisin. Düşüncesiz ve bencilsinde!" gözlerimi birkaç kez kıpırdatarak karşımdaki çocuğa baktım. "Ve siz ağzınızı dahi açıp Arsu'ya birşey demiyeceksiniz! Hele bi demeyi deneyin, bakın ne oluyor!" dedi ve hemen sınıftan çıktı. Ne yapmam gerekiyor şuan? Bende peşinden gitmelimiyim? Tanımadığım bu çocuk benim ismimi nereden biliyorki? "Afedersiniz hocam." dedim ve bende çocuğun arkasından çantamı alıp dışarıya çıktım.

Böyle işte. Bütün okul gerçekleri öğrendi o gün. Yalancı burslu vay be sen o kadar sakla, gün gelsin senin yalan tuzla buz olup kaybolsun...

Peki ya ne olucak şimdi? Herkes bunu öğrenmişken, ben insanların yüzlerine nasıl bakıcam?

Nasıl? Beğendiniz inşallah. Hepinizi fazla fazla seviyorum. Yazım yanlışlarım olabilir, üzgünüm. Ama telefondan yazdığım için oluyor...

FuRkanKapLan755

dogukan_taranci

BÖLÜM SONU...

AURA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin