♠️BÖLÜM -2- ♠️

517 130 113
                                    


Kitabı bugün yayımladım. Ve yaklaşık bir saat içerisinde yeterince okunma geldi.☺ Teşekkür Aura ailesi.😇 Ailesi evet yakında kocaman bir aile olucaz. Bu arada yazım yanlışlarım için şimdidrn özür dilerim. Telefondan yazdığım için ne kadar kontrol etsemde ister istemez oluyor yazım yanlışlarım.☺

❤❤❤
👇👇👇
❤❤❤

Başımda zır zır çalan alarm sesi ile açtım gözlerimi bu sabah. Ne kadarda güzel bir gün ama, okulda yine onu görücem ve yine ona olan duygularımı açıklayamadan eve geri dönücektim. Evet bizim hikayemiz başladığı gün, benim yanımda olması tek bir tebessümü yetmişti, kalbimin kapılarının sonuna kadar açılmasına. Ama o tatlı hödüğün kalbi, maşallah taş gibi. Beni bile fark etmiyor.

"Kalkmadın mı hâlâ?" odaya giren annemle birlikte, üzerimdeki yorganı kafama kadar çektim.

"Anladım uyandın." ofladım ve yorganı başımdan çektim. "Anne ben çok hastayım, bak ateşim var." dedim sesimi hastaymışım gibi çıkarmaya çalışarak. Şimdi kalk, üstünü değiştir, saçını yap, lavaboya girip rutin işlerini yap. Ohooo yok anam yok, en iyisi uyumak. "Hadi canım hadi, yemem ben bu numaraları." gözlerimi devirdim ve üzerimdeki yorganı ayaklarımla iterek yere düşürdüm. "İyi be." dedim yataktan kalkarken. Ben lavaboya giderken annemde yatağımı topluyordu. Ne kadarda marifetliyim ama değil mi? Yatağımı bile annem topluyor.

Hazırlandım ve hemen aşağıya indim. Sanırım okula geç kalıyorum, yada kaldım bile?

"Anne ben kahvaltı yapmıycam bugün." merdivenlerden aşağıya inerken mutfağa doğru anneme bağırmıştım. "Kızım kahvaltını yap, aç açına gitme okula." dedi o da elinde elbeziyle mutfağın kapısından çıkarken. "Yok annem yok, geç kaldım zaten." derken yanağına öpücük kondurdum. "Peki." dedi ve kapıya kadar benimle birlikte geldi. "Harçlığını aldınmı?" ne? Oha harçlığımı unuttum ben. "Anne unuttum." dedim dudak bükerek. "Deli kız." dedi gülerek, içeri girerken.

Birkaç dakika içinde elinde, bugün bana yeterince fazla gelicek harçlıkla annem belirdi karşımda. "Sen varya, sen en güzel detaysın annem." dedim kollarımı boynuna dolayarak. "Tamam tamam sırnaşma fazla." dedi gülerken. "Tamamm" dedim m harfini uzatıp kollarımı boynundan çekerken. "Arsu kızım gelirken bir kilo şeker alıver, şeker bitmiş evde." hah şimdi anladım annemin bugün bana neden bu kadar harçlık verdiğini." yok yani anlamam lazımdı, elime böyle her sabahki harçlığımın iki katını verince." dedim gözlerimi devirirken. "Hadi artık git okuluna, geç kaldın zaten." dediğinde, kafamı aşağı yukarı salladım ve yanağından öperek, okula gitmek için bahçe kapısına doğru ilerledim.

"Oo burslumuz gelmiş." daha okulun kapısından içeriye girmeden bu sesi duymak ah kesinlikle mide bulandırıcı, daha kahvaltı bile yapmamıştım. Bu aptal çocuk yüzünden mide suyumu şuracıkta boşaltı vericektim. "Sesini kesersen acayip güzel okur Giray, yani yoksa şuraya mide suyumu feda etmek istemem." dedim tiksinir gibi yaparak. Zaten tiksiniyorum ama bu gereksiz fark etmiyor.

"Ha?" dedi. Öküz ya, ha nedir yani? Tamam biliyoruz bu çocuk zaten öküz ama ha ne? İnsan doğru düzgün Konuşur bir kızla yahu.

"Yok birşey hadi uza." dedim elimin tersiyle kolundan itiklerken. Tabi bir gram bile kıpırdamadı ama olsun. "Bana bak, o çocuğa güvenme kızım! Senin bu havaların bana sökmez." dedi dişlerinin arasından. Hiç birşey demeden yanından geçtim ve okula girdim. Neden güvenme demiştiki? Rüzgar ne yapabilir de ben ona güvenmiyim?

"Sen çok pisliksin. İğreniyorum oğlum senden!" diye fısıldarken sınıfa doğru ilerliyordum. Acayip sinirlerimi bozmuştu hayvan! O gün beni bütün okula rezil etmesi yetmezmiş gibi, bir de peşimi bırakmaması. Of. Omuzlarımı düşürdüm ve dudaklarımı sarkıtarak yürümeye devam ettim.

AURA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin