29 Aralık 2018
Rüzgar'dan;
Zaman çabuk geçmişti, tıpkı küçük bir çocuğun oyun oynarken geçen zamanı anlamaması gibiydi geçen zaman. 2018'de çok şey yaşadık ama hep yarım yamalak yaşamıştık. Ya bir tarafımız eksik ya da bir tarafımız yaralı.
Geçen sene tam da bugün ona onu sevdiğimi söylemiştim. Gerçekten sevmiştim de. Seviyorum da...
O gün eğer onu o parkta öyle bırakıp gitmeseydim, bana kırılmayacaktı ve eğer ben o masadan kaplamasaydım hayatı boyunca toparlayamayacaktı belki de. Ona hiç bir şey dememiştim ama herkes biliyordu hasta olduğumu, ameliyat olmam gerektiğini. Bunu Giray bile biliyordu ki bunu bildiği halde yokluğumdan faydalanmaya çalışmış. Aklıma geldikçe tepem atıyor.
Ameliyattan çıktıktan sonra kısa bir süre zarfında hiç kimseyi hatırlayamamıştım. Odadaki herkes benimle konuşmaya çalışmıştı ama ben...
Ameliyattan çıkmıştım. Doktorun dediğine göre zor ve tehlikeli bir ameliyat geçirmişim. Aslında doğruyu söylemek gerekirse hiç bir şey hatırlamıyorum. Kimim ben? Ne ameliyatı? Ben ne için ameliyat oldum? Kafamda bazı şeyleri oturtmaya çalışırken odaya bir kadın girdi hemen arkasından da bir adam. Kadın "Annem" diyerek gelmişti.
Hepsi etrafımda dizilmiş bir şeyler anlatmaya çalışıyordular ama hiçbirini duymuyordu kulaklarım. Gözlerimi duvara dikmiş olanları düşünürken birden yavaş bir şekilde odanın kapısı açıldı ve içeriye bir kız girdi.
Yemin edebilirim, gerçekten o kadar güzel bir kızdı ki, sanki o masadan kalkamamıştım. Ölmüştüm.
"Bu kim?" Diye sordum yatağımın yanında dikilen kadına. Kız gözlerimin içine bakıp arkasına döndü ve arkasında dikilen çocuğa bir şeyler diyip gitti.Herkes yavaş yavaş dışarıya çıkarken az önce kapıda dikilen çocuk yanıma geldi. "Kardeşim, neden böyle yaptın?" Diye sordu ama cevabını bilmediğim bir sorunun cevabını bana sorması çok saçmaydı.
"Söylesene kimim ben? Sen kimsin?" Çocuk gözlerime inanamıyormuş gibi baktı ve kafasını sağa sola sallayıp üstündeki ceketten bir telefon çıkarıp açıp bana verdi. Bir video vardı ekranda ve o videoda konuşan ben."Ben Rüzgâr Ayvaz. Bugün 11 Kasım ve bir ameliyata giricem. Bu videoyu doktorlar hafızamı kaybetme ihtimalim olduğunu söylediği için çekiyorum. Çünkü onu unutmak istemiyorum."
Duyduğum kelimeler ile gözümün önünde bazı sahneler canlanmıştı. Az önce odadan çıkan kız yanımdaydı, ben konuşurken hıçkırıyordu ve benden uzaklaşıyordu.
"Rüzgar kendine gel abi kendine gel! O kız saatlerdir seni bekliyor lan, ya bir şey olursa korkusuyla burun buruna o kız! Ulan o kız senin için ya Türkiye'den gelmiş buraya. Sen kendine gel!" Başıma aniden saplanan ağrıyla ellerimi başıma vurmaya başladım.
"Sus... Sus ne olur sus."
Karşımda konuşan çocuğun sesi sani beyninin içinde yankılanıyordu.
"Ne susması lan ne susması!"
"Sus. Allah kahretsin Alaz sus artık sus!" O an, sanki o an tüm herşey bir bir oturmuştu kafama.
Az önce kırdığım kız bir yabancı değildi. Ben az önce Arsu'yu göz göre göre kırmıştım.
"Rüzgar?" Alaz beklentiyle gözlerime bakarken "onu getir bana, ben istemedim böyle olmasını. Ona bana getir lütfen." Kafasını sallayarak hızla odadan çıkmıştı. Sonra o geldi. Arsu. İyileştiğimi, o ameliyat masasından kalktığımı işte tamda o esnada anladım ben. Arsu'ya sarılıp kokusunu soluduğumda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AURA
Romance"Git." Dedim omuzlarından itiklerden. "Defol! Git buradan! Gitsene! Git dedim sana git! Defol!" Kollarımdan tutup kendisine çekti beni. İzin verdim. Aptal gibi beni kıran bu adamın bana sarılmasına izin verdim. Beni kendisinden uzaklaştırdı ve "beni...