@Queenpftheroses'ın kamptaki gerçek arkadaşını bulma anısı
Ellerimi cebime koydum ve gözlerimi etrafta gezinden , şakalaşan ve konuşan diğer melezlere diktim. Onların yanında olmamamın tek sebebi ; farklı olmamdı. Diğer Ayızıt kızları kadar güzel değildim. Üstelik öyle pek de takdire şayan yeteneklerim yoktu. Orak dışında hiçbir silahı kullanamıyordum. Sakardım. Ve asabiydim. Eğer tüm bunlar olmasaydı , belki benden hoşlanabileceklerini düşünmek bile bir ... Varsayımdı.
Gerçekleşmeyecek bir varsayım.
Melezlerden ayrıldım ve kimsenin bilmediği , küçük ; misafirperver gölümü görünce gülümsedim.Ayaklarımı önümdeki suya daldırdığımda rahatladığımı hissediyordum. Su beni rahatlatıyordu. Eskiden annemle gittiğimiz okyanusu anımsatan bu yeri sevmemin nedeni , sadece burada kendim olabiliyor olmamdı. Başımı geriye attım ve yıldızları izlemeye başladım. Melez Kampı. Berbat mı yoksa harika mı olduğunu çözememiştim. Yaptığım tek şey kulübemde, diğerleriyle yaşamaktı.
Yaşamak. Barizce basit bir sözcük. Dediğim gibi , yaşamak için nefes almak dahi yeter. Yani bu yolda pek de etkin olduğumu söyleyemezdim. Gerçekten nefes almak dışında yaptığım pek bir şey yoktu. Diğer kızlar gibi kıkırdaşıp gülemezdim. Aynaları seyredip saçlarımı tarayarak günümü geçiremezdim. Hayat benim için karanlık bir yoldu. Bir tek ben ve yol arkadaşım yıldızlar vardı.
Önümü göremiyordum. Ilerliyordum ama sonu nereye varacak bilemiyordum. Birkaç kız ve erkek kahkahası duyduğumda kendi kendime " Kahretsin... " diye fısıldadım ve çalılıklara doğru yürüdüm. Görebildiğim kadarıyla biri , kumral saçlı bir kızın boğazından tutarak ağaca vuruyordu. Kız çok güçlü olmalıydı. Ben bile bu darbeye dayanamazdım ki , az da olsa bir özelliğim de tahammül gücümdü. Yakından baktığımda kızın Satılay melezlerinden biri olduğunu farkettim.
Beline kadar uzanan kumral saçlarının bir kısmı dağınık şekilde yukarıdan toplanmıştı, pantolonu, asker botlarından dışarı çıkmıştı. Üzerinde bir kısmı yırtık bir gömlek taşıyordu. Bu haliyle bile güzel görünmesine şaşırmıştım.
Kendimden beklenmeyecek bir şey yapıp ileri atıldım ve kızı tutan kişiye doğru yürüdüm.
"Çek ellerini onun üzerinden." Yapılı kız bana döndü ve ürkütücü mavi gözlerini dikti:
" Buna karışmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. " Elimi kaldırdım ve yankılanan sesimde, " Bırak onu ! " diye bağırdım. Gözlerim parlamaya başlamıştı . Ayaklarım yerden kesiliyordu. Etrafımda büyük bir su kütlesi vardı. Artık çok geçti , çoktan kendimi kaptırmıştım. Ellerimi hafif hareketlerle çevirdim ve bir anda büyük bir su kütlesini kıza gönderdim. Kızın ileriye savrulması ile birlikte tekrar eski halime döndüm ve derin bir nefes vererek önüme gelen ıslak saçlarımı dağıttım.
Gözlüklerim ıslanmıştı, bundan nefret ederdim. Ileride ağacın dibinde oturan kıza doğru yürüdüm ve elimi uzattım. Parlak kahverengi gözlerini bana dikti ve beklemediğim bir anda bana sıkıca sarıldı.
"Kimsin sen ?"
"Ayızıt Kulübesinin lideri , Gizem. Az önce senin hayatını kurtardım. " diye mırıldandım ve ekledim. " Ama biraz daha sıkarsan sanırım ben öleceğim, " Benden ayrıldığı gibi kolumdan tuttu ve beni kampa doğru sürüklemeye başladı.
"Ben de Eda - @armynavycaty- . Satılay'ın kızıyım. Hadi, gel . Kahramanımı diğerleriyle tanıştıracağım." Istemsizce gülümsedim. Kamptaki ilk gerçek arkadaşımı edindiğim gün olmuştu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Anıları
FantasiRick Riordan'ın PJO serisinden ilham alarak yazılmıştır. |2014©®™|