Command Lady |MariChat|

1. Yeni Hizmetçi.

" Kızlar bu işin ciddiyetini siz de anlamış olmalısınız. Her ne kadar ön elemeleri geçseniz de Kral Agreste'in önünde bu kadar şanslı olacağınızı düşünmüyorum. Aranızdan sadece bir kişi seçilecek..."

Bla bla bla... Bu konuşmayı kaç kere yaptıklarının farkında değillerdi sanırım. Benim için yapmasalar da olurdu. Diğerleri için bilemem.

Yetimhanenin müdürü Bayan Minerva konuşmasını bitirdiğinde artık ölecek düzeydeydim. Sonunda içeri Kral Gabriel girebildi. Bu adamdaki suratsızlık ve ciddiyeti başka yerde göremezsiniz.

Kral herkesin önünde tek tek durup bir bir kaç soru sorup diğer hizmetçiye geçiyordu.

Hizmetçilik çok aşağılayıcı bir meslek gibi görünüyor farkındayım. Ama seçme şansım var mıydı sanıyorsunuz?

Sıra bana geldiğinde kral ifadesiz bir şekilde bana baktı. Bunu bize hizmetçilikte öğretmeseler bile ne olursa olsun ilgi çekebilmek için karşı tarafa gülümsemem gerektiğini yıllar boyunca buradan kurtulmak için okuduğum kitaplardan öğrenmiştim.

Krala gülümseyip eteklerimi tuttum ve hafifçe eğildim. Sormasına fırsat vermeden nazik bir şekilde söze girdim.

" Marinette Dupain-Cheng kralım,"

Diğer kızların aksine titremiyordum. Yapamayacağıma inanırsam baştan kaybetmiştim zaten değil mi? Sesim düzgün bir tınıda çıkmıştı ve kararlıydım.

" Kendinden emin birine benziyorsun, neden buradasın?"

Beni güçsüz yerden vurmaya çalışıyordu. Ne kadar güçlü kalabileceğimi denetliyordu. Bu cevaba her şeye çalıştığımdan daha çok çalışmıştım ve ezbere söyleyecektim. Düşünmeye gerek yoktu.

" Ailem Akumatize edilmiş biri tarafından öldürüldü ve beni alacak bir akrabam olmadığı için buradayım kralım."

Düşünme, düşünme. Düşünme. Düşünme. Düşünme...

Yüzümdeki gülümsemeyi hüzünlü bir ifadeye çevirmiştim abartı olmayacak bir şekilde. Beni duygusuz sanmamalıydı.

" Ama ben kendi hayatımı en baştan kurmak için şu an buradayım."

Gülümsedim. Kolaydı. Her şeyi bir kağıda yazıp ezberleyince böyle oluyordu. Sadece bu sorunun cevabını ezberlemiş olsam da.

" Oğlumun hizmetçisi sen olacaksın. Hemen eşyalarını al sarayda bunu daha detaylı konuşacağız Bayan Dupain-Cheng."

Şaşırdım. Az da olsa, aniden bunu söylemesi. Sadece bir iki konuşmam yüzünden beni mi seçti yani? Biraz mantıksız. Kralı hiç bir zaman mantıklı bulmamıştım.

" Tabiki efendim."

Herkes susmuş bize bakıyordu ama en ufak bir bozuntu vermeden kapıdan çıkıp koridorda ilerledim. Odama girdim ve günlük kıyafetlerimi alıp yamalı sırt çantama koydum. Hizmetçi elbisem zaten üstümdeydi. Kralın karşısına çıkacağımız için en güzel ve yeni elbiseleri vermişlerdi herkese.

Bir dergiyi içine tıkıp çantayı omzuma attım ve odadan çıktım.

Çıkışta bir limuzin vardı ve kral beni limuzinin önünde bekliyordu. Beraber limuzine bindik ve kahya olduğunu düşündüğüm adam kapıyı kapattı. Aslında pek de adam denemez. Benim yaşlarımda gibi görünüyor.

Yolda sıkılırsam diye yanıma aldığım dergiyi çantamdan çıkarıp okumaya başladım. Haftalık harçlığımı her zaman okuyacak bir şeylere harcardım. Odadaki diğer kitaplarımın kargoyla yakın zamanda geleceğini düşünüyorum.