Selam!
Küfür ederken sansürlerseniz sevinirim.
Ve, evet. Yaşıyorum...
Sizi düşündüğümden fazla beklettim sanırım, bunun için üzgünüm :'|
Dersler sınavlar, tam her şey bitti derken ufku küçülmüş ve içindeki her şey puf olmuş bir beyin...
Neyse, neyse! Sizi daha fazla tutmayayım ben bölümü okuyun siz.
İşte YB'niz;
Lila ellerini omzuma yerleştirmiş dik dik bakıyordu. Ben de gözlerimin önünde sallanan kolyeye. Ya da Tilki Mucizesi? Bakışları benim baktığım yere kaydı ve yutkundu. Kesik bir gülüş gönderdi.
" Aile yadigârı, önemli bir şey değil..." Yalan. Tek kaşımı kaldırdım.
" Ailenin sana hiçbir şey bırakmadığını sanıyordum."
Gözleri fal taşı gibi açıldı ve omzumdaki elleri gevşemeye başladı. " B-ben-"
" Ne olduğunu biliyorum." Ayağı kaymıştı ve üstüme düşecekken tek elimle kolunu yakalayıp diğer elimle kolyeyi kavradım. " Neden hiçbir şey yapmadın?"
Cevap vermeden gözlerimin içine bakmaya devam edince iç çektim ve ayağa kalktım. " Tamam. Hadi,"
" N-nereye gidiyoruz?!" Zorla çıkan sesine karşı ağzımı açmadan odaya girdim ve yere uzanıp kitabı yatağın altından çıkardım.
Hiçbir amacım yok gibi yetimhanede oturmaktansa belki de artık bir şeyleri devreye sokup şu lanet beynimi çalıştırmalıydım.
Bileğini kavradığım gibi çatı katına koşmaya başladım. Üzgünüm kedi, seni bekleyemem...
Çatıya çıktığımızda hava fırtınalıydı. Cebimdeki hareketlilikten Tikki'nin de orada olduğunu anladım. Dönüşebilirdim. Tek sıkıntı, çevrede yoyomu fırlatabileceğim hiçbir şeyin olmamasıydı.
" Lila, dönüşmelisin."
" H-hayır olmaz..."
" Neden!?"
" Marinette ben..." Derin bir nefes aldı. " Kwami'm istemiyor."
" Ne?!" Tamam bunu ilk defa duyuyorum... Kaç tane kwami'yle tanıştım ki zaten? Sanki bir koli var da..
" Bilmiyorum, sadece bana her şeyden uzak durmamı ve hiçbir şey yapmamamı söyledi. Bu yüzden bana verilmiş."
Seni çok iyi anlıyorum, dur ben de bir kwami doktorunun numarası vard- " Kwami'n şu an nerede?"
İç çekti ve elini cebine sokup küçük turuncu bir tilki çıkardı. Tilkinin gözlerinden resmen endişe fışkırıyordu. " Ehm, Lila ne yapıyorsun? Beni karıştırmaz mısın geri ko-"
" Dur bakalım küçük... Turuncu şey?" Lila kulağıma eğilip fısıldadı. " Tilki..."
" Aynen tilki!"
" Adım Trixx..." Her neyse işte.
" Dönüşmek istemiyorum ne demek? Buradan nasıl çıkacağız?"
" Bilmiyorum. Başka mucize sahibi çağırın. Sen Ladybug değil misin hem?" Trixx kendi kendine uzun uzun bir şeyler mırıldanırken Tikki cebimden fırladı.
" Trixx, bunu yapamazsın!" Tikki'nin ona yalvarırcasına baktığını görünce bir an duraksadım. Neler oluyordu?
" Tikki... Her şeyi batırdım zaten, tilki mucizesinin kullanılması doğru değil." Küçük tilki yere bakarak konuşunca Tikki iyice hayal kırıklığına uğruyor ve sinirleniyordu. Bunların konuştuklarından zerre anlamamam normal mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Command Lady |MariChat|
FanfictionMarinette; ailesi ölünce gitmek zorunda kaldığı hizmetçi yetiştiren yetimhaneden, Kral Gabriel'ın onu oğlunun özel hizmetçisi olarak almasıyla kurtulmuştu. Ama bu bi kurtuluş mu yoksa daha kötüye iniş mi bilmiyordu. Adrien'in huysuz tavırları onu bu...