Command Lady |MariChat|

4. Balo.

Odamda oturmuş diktiğim Ladybug kostümüne bakıyordum. Bugün balo günüydü ve ben Prens Adrien'ın da kendimin de kostümlerini dikmiştim. Prens Adrien beğendiğini belirtmiş ve dolabına yerleştirmişti. Ben de bir kutunun içinde saklamıştım kendi kostümümü, şimdiyse yatağımda duruyordu.

Ben dönüşemiyorken bir kaç tane Akuma vakası olmuştu ve Chat hepsini halletmişti. Neredeyse tamamen iyileşmiştim ama Akuma olmadığı için şu sıralar Chat'teki Akumaları iyileştirememiştim. En kısa zamanda iyileştirirdim muhtemelen.

Hizmetçi kıyafetimi yavaşça üstümden sıyırıp elbiseyi dikkatle giydim. Acaba Chat ne giymişti? Masama ilerledim ve biraz parlatıcı sürüp lastikli maskemi taktım. Makyaj yapsam da görünmeyecekti ne de olsa...

Ayakkabılarımı da çıkarıp bir çift kırmızı topuklu ayakkabıyı ayağıma geçirdim. Bunlarla nasıl yürüyeceğime dair hiç bir fikrim yoktu. Sadece oluruna bırakıp ayağı kalktım ve sendeleyerek kapıya ilerledim. Kafamı kapıdan çıkarıp kimse olup olmadığına baktım. Temiz. Hızla çıkıp kapıyı kapattım. Tam koridorda ilerleyecekken arkamdan gelen sesle dondum.

" Le-LadyBug?"

Hızla arkamı döndüm.

" Imm, balo salonunu arıyordum ama sanırım kayboldum..."

Yanıma ilerledi sakince.

" Benimle gel. Kavalyem olur musun?"

" Aslında Chat'le olmayı düşünüyordum ama.."

Kafasını bana çevirip gülümsedi.

" Anladım."

Ben de gülümsedim ve balo salonuna ilerledik. Yerini zaten biliyordum ama biraz geriden gelip bilmiyormuş gibi yaptım. Anlamasın Adrien hazretleri...

Balo salonuna varmıştık. Oldukça geniş ve güzel bir alandı. Bir sürü insanla dolmuştu. Kenarda yiyecek masaları vardı ve canlı müzik çalıyordu. Bunlar balo müzikleriydi ama yine de fena değildi. Duvarın sarısından yemek çeşitlerine kadar harikaydı her şey. Acaba Chat neredeydi...

" Ben Chat'e baksam iyi olacak Prens Adrien."

Prens hafifçe gülümsedi ve başıyla onayladı. Arkamı dönüp kalabalığın içinden Chat'ı seçmeye çalıştığımda yapamayacağımı anladım ve tekrar arkamı döndüm yardım için. Ama Prens Adrien kaybolmuştu. Homurdanarak yemek tarafına geçtim ve fondünün olduğu tarafa ilerledim. Çikolata şelalesi vardı... Hayatımda hiç denemedim.

" Leydim!"

Gelen sesle hızla arkamı döndüm. Chat oradaydı! Üstünde ona çok yakışan siyah bir takım giymişti. Maskesini takmıştı, çok hızlı giyinmiş olmalıydı ki saçı biraz dağılmıştı. Yanıma doğru koşuyordu resmen. O sırada bağlayamadığı kravatını görüp kıkırdamama engel olamadım.

Yanıma ulaştığında aniden bana sarıldı. Akuma olayları yüzünden onu bir süre görememiştim. Gülümseyip ben de ona sarıldım.

" Sizi çok özledim Leydim!"

" Ben de seni Chat."

Gülümseyerek kravatına uzandım ve bir düğüm attım. Boynuna rahat gelecek düzeyde sıkıştırıp hafifçe göğsüne vurdum iki kere gülümseyerek.

Arkamı döndüm ve bir çileği alıp çikolataya batırdım. Chat'e yemesi için uzattım. Tam ısıracakken kendi ağzıma atıp pis pis sırıttım. Uzanıp tam bi tane daha almışken Chat seslendi.

" Leydim bu kim?"

İşaret ettiği tarafa baktım. Sorun şu ki orada kimse yoktu. Mal mısın cocum? Tekrar Chat'e döndüğümde elimdeki çileği ısırmıştı. Gözlerimi devirip somurttum ve tekrar fondüye döndüm. Chat de diğer tabaktan muz almıştı. Beraber bi tabak alıp sonuna kadar doldurup birbirimize bakıp sırıttık ve yemeye başladık.