Multi: Kavin Badem Devran (Esti Ginzburg)
3. GÖZ
Kız, yatakta gerinip yüzünü sevdiği adama döndü. Elini uyuyan adamın elmacık kemiklerinde, yeşil gözlerini örten göz kapaklarındaki kirpiklerinde, esmer teninde gezdirdi.Çalan telefonunda annesini görünce birazcık suçlu hissetti kendini. Sonuçta yalan söylemişti. Gece görüntülü konuşma yapmışlar ve "Eceyle birlikte uyuyacağım." demişti. Eceyle uyumamıştı...
Zaten annesi kızını tek başına tatile gönderdiği için sürekli arayıp duruyordu. İçi rahat değildi ve Aras da gelmediği için Bade'nin panik yapması işten bile değildi. Hele babası Ayazla kendisini bu halde, yatakta görse büyük ihtimalle çocuğu önce hadım eder, ibret-i alem olsun diye de çırılçıplak balkonda sallandırırdı.
Ama günün birinde biriyle evlenecekse bu kişi Ayazdı. Aşık olduğu, yanında hep mutlu olduğu, 6 yıldır her anında, üzüntüsünde, mutluluğunda yanında olduğu adamdı. O yüzden onunla birlikte olmak, halâ ona yanlış gelmiyordu. Zaten okul bitince evleneceklerdi ve babası her ne kadar sert davransa da Ayaz'ı severdi. Badem bunu biliyordu.
-Günaydın Badem.." yanındaki adamın kendisine gülümsemesiyle iyice yanaştı Ayaz'a genç kız.
-Günaydın aşkıım.." Saçlarındaki parmaklarla Badem gözlerini kapatırken, diğer eliyle kızın burnunu sıktı Ayaz.
-Kahvaltı yapalım, uyanalı çok oldu mu, acıktın mı çok?"
-Hayır, çok olmadı. Ama kahvaltı yapalım, çok açım." Yataktan kalkıp kızın kıyafetlerini tek tek giydirdi genç adam. Saçlarına kadar kendisi topladı.
Badem'in Ayaz'ı sevmesindeki en büyük nedenlerden biri buydu işte. Ayaz kendisine çocuğu gibi, babasının ona davrandığı gibi davranıyordu. Şefkatli, güler yüzlü, neşeli... Hiçbir kötülük yapmamıştı bugüne kadar Badem'e. Dün gece bile o kadar güvenmişti ki Badem ona, canı yandığında bile Ayaz'a kızamamıştı.
-Hadi prensese kahvaltı yaptıralım." Odadan çıkıp aşağı indiklerinde herkes çoktan otelden çıkmış, sahile inmişti. Denizi gören bir masaya oturup iki kişilik serpme kahvaltı istediler. Badem'den gözünü ayırmıyordu Ayaz. Ama her zamanki gibi bakıyordu. Sanki birazdan bir daha hiç görüşemeyeceklermiş gibi büyük bir özlem ve aşkla...
-N'oldu? Yine daldın yüzüme..."
-Çok güzelsin. Gerçek misin diye düşünüyorum bazen." Kız da gülümseyebilirdi.
Tabii çocuğun arkasında Savaş Devran belirmeseydi...
-Ba..baba?" Savaş tamamen yapmacık bir gülümsemeyle, sert bir şekilde omzunu sıktı çocuğun. Ayaz, ağır çekimde Savaş'a döndü.
-Merhaba gençler!" Kavin için utançtan kızarma sırasıydı. Babası dün neler yaptıklarını yüzüne bakınca anlamış mıydı acaba?
Adam karşısına, Ayaz'ın yanındaki sandalyeye oturup ağzına bir salatalık attı ve garsona çay için bardak getirmesini söyledi. İstediği bardak geldiğinde termostan çayı dolduruyordu.
-Ee ne konuşuyordunuz? Ben gelince..." sırıttığı ifadesini, seri katil gibi tepkisiz ve soğuk bakışlarıyla değiştirip genç adama çevirdi. "Diliniz mi koptu?" Ayaz, belirgin bir şekilde yutkundu.
-Hayır, efendim. Şaşırdık. Sizi beklememiştik." Bir anda kahkaha attı Savaş. Badem korkudan titriyordu. Aman yarabbi! Ya öğrenseydi Ayazla birlikte olduklarını? Ayaz'ın yüzüne kezzap döker, elindeki termosla da kafasını ezerdi.
-Ben de böyleyim işte Ayaz. N'aparsın? Söz konusu sevdiklerim olunca.." çayından bir yudum alıp Badem'e baktı. Gözlerini bir saniye bile kaçırmadan veyahut kırpmadan. "hep beklenmedik anlarda gelirim. Ee sen nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavin Badem: Dilemma
Short StoryÇocukların resim defterine çizdikleri Güneş'in sarısında saçları, Bade'den aldığı yeşilleri, Savaş'tan aldığı kararlılığı ve dik kafalılığı... Kavin Badem Devran. Babasının kendisini kucağına aldığını ve arabaya götürdüğü hayal meyal hatırlıyordu. B...