3. GÖZ
Ormanda, yüksek bir yerden aşağı yürürken bir anda ayağı bir cetvel boyu kaymış gibi hissediyordu. İçini deli gibi heyecanlandıran ve kalbini gümbürdeten o his tam da böyle bir şeydi.Dudakları, adamın dudaklarından güçlükle ayrıldığında Alex'in ensesinde duran ellerini çekti. Parmak uçlarından kasıklarına doğru giden bir alev topu, adamın kalçasına koyduğu elinde gezindi.
Alex de elini kızın beline çıkardı yavaşça. Alnını alnına dayarken, mavilerine perde örtülmüştü.
-O nasıl öpüşme ya.." adamın soluğu dudaklarında dinlenirken, kendisi de gözlerini kapattı. Elini adamın sakallı yanağına değdirip, başparmağını dudağına koydu. "10 parmak kalınlığında dudakların var, insan öyle öpülür mü hiç?" Alex'in gülümsediğini parmağının altındaki gerilen dudaklarından anladı. Bu anı kaçırmamak için hemen gözlerini açtı.
-Hoşuna gitti mi?" Diyerek belindeki elleri sıklaştırdı adam. Adamın ısınan tenini, yüzünde değil sıcak göğsünde olan diğer elinde hissedince yutkundu.
-Hıhı..." mırıltı Alex'in duyduğuna bile emin olamayacağı kadar kısıktı. Ellerini kızın yüzüne çıkardı ve yanaklarını avuçları arasına aldı.
-Seni nasıl istiyorum, bunu kaç defa tekrarlamayı arzuluyorum...bilemezsin." Dudaklarını aralayarak titrek bir nefesi ciğerlerine çekti. Resmen vücudu derin bir elektriğe tutulmuş, kasıkları hafif sızlamıştı.
-Alex.." kızı göğsüne çekip sıkıca sarıldı.
-Ama en ufak bir şey yapmaya kıyamıyorum, dokununca bile canın yanar diye aklım gidiyor. Sadece sarılayım, bana yeter tamam mı?" Boynunda hissettiği nefesle göğsü hızla inip kalkmaya başladı. Alex'in dudaklarını boynunda hissedebiliyordu. Ellerini adamın sırtında birleştirmişken sesindeki boğukluğu giderme umuduyla konuştu.
-Alex...Sakallarını kesme."
-Efendim?" Adam konuşunca boynuna değen dudaklar ve sakallar yutkunmasına neden oldu.
-Sakallarını kesme, çok sevdim ben." Geri çekildiğinde sakallarında gezdirdi parmaklarını. "Biliyor musun senin yanındayken babamın yanındaymış gibi hissediyorum, niye bilmiyorum ama öyle...Çok güveniyorum içten içe, lütfen bunu benimle oyun oynayarak sarsma olur mu? Yapma.." alnında hissetiği öpücükle gülümsedi.
-Olur, yapmam." Geri çekildiğinde adamın sırıttığını görünce kaşları çatıldı.
-Ne diye beşlik simit gibi sırıtıyorsun?"
-Ne gibi ne gibi?" Adamın hala gülen yüzüne bir yumruk çakmak istedi.
-Durup dururken gülüyorsun! Söyle de biz de gülelim.."
-10 parmak dudağın var öyle öpülür mü dedin ya...Dudaklarım çok mu hoşuna gitti? Etkiledi mi seni sarışın?" Adamın gülüşü ve babasının annesine söylediği gibi 'sarışın' demesiyle, birkaç saniye beyin sulanması yaşasa da hemen kendini toparladı.
-Ben gerçeği söyledim. Dudağın benimkilerin 2 katı resmen! Hem hem...Kötü öpüşüyorsun! O yüzden dedim öyle mi öpülür diye..." Yalandan ölünseydi şuan Bade kızına helva kavuruyor olurdu. Alex'in kahkahasıyla tekrar ağzı açık kaldı Badem'in.
-Yaa demek öyle. Peki bir daha seni hiç öpmem." Kulağına eğildi kızın. "Atlama ama üstüme sonra, dudaklarının tümünü ağzıma almak çok keyifliydi...Dilim her bir zerresini tattı. Şeker gibi..." Kavin Badem, saçını savurarak kapıya ilerledi.
-Ne atlıycaam beee senin üstüne! Tamam annemin dediği doğru. Çikolata gibi tenin var, yakışıklısın bayağı, halin vaktin de yerinde dee...Korkutuyorsun beni! İşin gücün bu kıza nasıl fiyakalı korkunç bakışlar atsam, utandırsam! Hıh! Götümü ye! Gidiyorum ben, geçmiş olsun Bay Alex." Kapıyı açmıştı ki o kapıya bir el geldi ve açıldığı gibi sertçe kapandı. Kızı kolundan çevirerek, sırtının kapıyla birleşmesine neden oldu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kavin Badem: Dilemma
Short StoryÇocukların resim defterine çizdikleri Güneş'in sarısında saçları, Bade'den aldığı yeşilleri, Savaş'tan aldığı kararlılığı ve dik kafalılığı... Kavin Badem Devran. Babasının kendisini kucağına aldığını ve arabaya götürdüğü hayal meyal hatırlıyordu. B...