0.1: "Gitmek"

11.6K 935 146
                                    

Multi: Kavin Badem Devran (Esti Ginzburg)

3.GÖZ
Mayıs sıcağında, bir yaprak bile kımıldamazken içindeki boşluğun yarattığı soğukluğu yok etmek amacıyla sarıldığı battaniyesini tutan beyaz, kemikli ellerini sıkılaştırdı. Ağlamıyordu bile artık. Gözü öylece, boşluğa odaklanmıştı.

Kapının üç kere çaldığını bile duymamıştı. Öylece dalmıştı karşısındaki ağacın yaprağına.

-Badem." İrkilerek hızlı bir nefes çekti ciğerlerine. Sudan çıkmış gibi, bir anda almaya unuttuğu nefesi almış gibiydi.

-Gel, otur Aras." Aras karşısındaki hasır sandalyeye oturup, dirseklerini dizine yasladı. Söyleyecek bir şeyi olmadığı için ellerini birbirine sürterek izlemeye başladı.

-Neden geldin?" Kızın ağlamaktan kısılmış sesiyle içinde tarif edilemez bir acı oluştu Aras'ın. Konuşmak için diyebilirdi, destek olmak için, seni anlayabilmek için... Ama hiçbirini yapamazdı.

-Yanında olmak için." Dedi bu yüzden. Badem gülümsemeye çalışarak Aras'a baktı. Çalıştı, çalıştı,çalıştı.

Tam o an Aras'ın kaşlarının üzüntüyle çatıldığını ve verdiği gülümseme çabasını gördüğünü anladı, içinde tarif edilemez bir acı büyüdü. Aynı rahmi taşıdığı, can kardeşinin bir bakışıyla içini görmesi...

-Aras, canım çok yanıyor.." kendini kardeşinin kollarına attığında, Kavin'i kucağına oturttu Aras.

-Geçmeyecek, ama alışacaksın." Genç adamın tişörtünü sıktı eliyle, hıçkırıklar nedeniyle sarsılan bedeni kendini tamamen Kılıç'a bıraktı.

-O kadar acımayacak bir zaman sonra değil mi?" Kılıç hiçbir şey söylemeden sadece saçlarını okşadı kızın.

Altın sarısı saçlar elinde kum taneleri misali dökülürken, okşayarak uyuttu kızı. Bitap düşmüştü Badem. Mezarlığa tekrar gidince, bir kez daha fark etmişti Ayaz'ın öldüğünü. Aras, sabah kardeşini bulamayınca mezarlığa gittiğinde görmüştü, Badem'in mezarın yanına uzanıp boş gözlerle toprağı okşadığını...

Sevmek bu kadar acı veriyorsa sevmemek en güzeli, diye düşündü Kılıç. Belki de İnci'yi de dün kıza o kadar öfkelendikten sonra bırakmalıydı. Evet evet, en güzeli tamamen rahat bırakmaktı kızı. İnci, hayatının sonuna kadar hapis de olsa en azından güvende olurdu.

Badem'i yatağa yatırırken yarı uyanık yarı uykuluydu genç kız. Kardeşi renkli kırlantleri bir yere atıp, kafasını yastığa yerleştirirken Aras'a mırıldandı.

-Git ona..." Aras Kılıç, düşüncelerinin sesinden duymamıştı bile kızı.

-Hı? Kim?"

-Aklındaki kimse git." Gözlerini kapatırken fısıltı gibiydi söylediği sözler. "Bir gün gidebileceğin tek yer onun mezarı olmasın. Hayat çok çok kısa..." Kavin'in uyuduğuna emin olduğunda gözünden bir damla yaş aktı Aras'ın.

Hayat plan yapmak için fazla kısaydı. Düşünmek için de, gurur yapmak için de... Gurur yapacağınız, aşık olduğunuz insanın 1 dakikada kaybedince bunu daha iyi anlıyordunuz. Acı gerçeği, gerçekten acıyı tattığınız zaman anlıyordunuz ancak.

***
Savaş, sürahisindeki su bittiğinden mutfaktan su almak için odadan çıkmış merdivenlere yürüyordu. Duyduğu çığlığın Badem'e ait olduğunu anlayınca, koşarak kızın odasına girdi.

-Badem, iyi misin kızım?" Kız iki eliyle çarşafı sıkmış, gözlerini yatağının karşısındaki aynaya dikmişti. Derin derin aldığı soluklar, odadaki tek sesti. Savaş hızla kızın yanına gidip, elindeki sürahiyi, aynı sürahinin dolu halinin bulunduğu komodine koydı. Elleriyle kızın yüzünü avuçladı.

Kavin Badem: DilemmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin