Park Jimin
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Her ne kadar tedirgin olsam da yutkundum ve gülümseyerek konuştum.
"Tabi."
Annemin salondaki koltuklardan birisine oturmasıyla ben de yanına giderek koltuğun yanındaki kanepenin ucuna oturmuştum.
"Evet?"
Ben merakla konuşmasını beklerken o sürekli gözlerini kaçırıyordu ve kaşlarımı çattım.
"Ne oldu anne?"
"Bu sabah... D-doktorun Aradı Jimin. Durumunun nasıl olduğunu sordu ve ben de iyi olduğunu söyledim. A-ama doktorun hastaneden çıkarken yanında bir defter olduğunu söyleyerek onun hakkında sorular sordu. Sorun olmadığını söyledim ama odana baktığımda çekmecede... o defteri buldum. İçinde yine o resimler vardı..."
Korkuyla kalbim hızlanmıştı ve gözlerim dolarken annemin elini tuttum.
"L-lütfen beni tekrar o yere yollamayın anne, her şeyi açıklayabilirim... Lütfen."
Diz çökerek annemin ayak ucunda ağlarken annemin de ağladığını farketmiştim. Oraya bir daha gitmek istemiyordum... Her şey bu kadar iyiyken bunların olması haksızlıktı.
Kapının açılma sesi ile eve babam girmişti ve onun geldiğini gördüğümde hızla ayağa kalkarak gözyaşlarımı sildim. Onun da öğrenmesini istemiyordum...
Ağlamamak için kendimi tutarken babamın sinirle bana yaklaşması ve yanağıma inen sert tokat yüzünden gözyaşlarım tekrar serbest kalmıştı. Her şeyi biliyordu, beni tekrar o lanet hastaneye yatıracaklardı.
"Sen ne hakla hâlâ bunlara devam edersin!? Doktorun iyileştiğini söyledi diye seni tekrar bu eve getirdik ama senin bu yaptığına bak! Psikopat bir hastanın tekisin Jimin!"
Deliler gibi evde dönüp duruyordu ve gözyaşlarıma engel olamıyordum. Bu kadar aciz görünmek istemiyordum, ama korkuyordum. O hastaneye geri dönmekten korkuyordum.
"Seni en başında o hastaneden çıkarmamız bir hataydı zaten. Ömrüm boyunca o hastanede kalmalıydın sen! Seni-"
"Yeter!"
Duyduğum sesle ağlamam şiddetlenirken yere çökmüş ve ağlamaya devam etmiştim. Bu Taehyung'un sesiydi.
Babamın karşısına dikildiğinde babamın gözlerindeki siniri görebiliyordum. Bizi öldürebilecek gibi bakıyordu.
"Eğer bir daha Jimin'e elini kaldırırsan..."
"Naparsın?"
Alayla konuşmuştu.
"Kendimi öldürürüm."
Ben Taehyung'a şaşkınlıkla bakarken babamın yüzünde gördüğüm korku kalbimi paramparça etmişti. Yıllardır beni de o büyütmüştü ama bana bunları yaparken Taehyung'a karşı böyle olması kendimi kötü hissettirmişti. Ben daha bebekken ölen babamın yerine koyduğum adam beni hiçbir zaman sevmeyecekti, bunu anlamıştım.
"Jimin'i seviyorum ve sizin bizi kardeş gibi görmeniz umrumda değil."
"Defolun gidin evimden."
Babamın dediği şey ile Taehyung bileğimi tutarak beni yerden kaldırmıştı. Gerçekten gidecek miydik?
"Hayır... S-sen gidiyorsun."
Annemin sesiyle herkesin gözleri onun üzerine çevrilmişti.
"Onlar haklı. Bu-bunu onlara yapmaya hakkımız yok... En başından seni dinleyip Jimin'i o hastaneye yatırmamız bir hataydı zaten. Sen hep Jimin ve Taehyung arasında ayrım y-yaptın. Git ve her şeyi iyice d-düşünmeyip kabullenmeden bu eve g-gelme."
Annem gözyaşları içindeyken konuştuğunda babam histerik bir kahkaha attı.
"İyi."
Daha sonra ise evden gitmişti. Taehyung'a baktığımda yüzündeki üzüntüyü görmüştüm. Beni babasına tercih etmişti...
"Teşekkürler anne."
Taehyung gülümseyerek konuştuğunda annem yanımıza gelerek ikimizi de kolları arasına almıştı. Bu günden sonra Tanrı'dan tek dileğim babamın da bizi anlamasını istemek olacaktı.
Lan adam gitti amk djdlndkskssska
Ficin nasıl gittiği hakkında yorum yapın ya kitabın içine sıçmışım gibi hissediyorum ;-;
Bi ara fice ara vermeyi bile düşündüm :-:
:-:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Home² // Vmin ✔
FanfictionJimin ve Taehyung o hastane odasında yaşadıkları şeylere rağmen aynı evin içinde sadece iki üvey kardeş gibi yaşayabilecekler miydi? ~ Picture ficinin devamı.