Düğün GünüArea, boy aynasında kendine baktı. Küçüklüğünden beri o hep hayallerini süsleyen düğün birazdan gerçekleşecekti. Gözleri istemeden dolmaya başladı. Evet, bu düğünün hayalini kurmuştu fakat bu şekilde değildi. Her zaman sevdiği biriyle evleneceğini düşünüyordu. Şimdi zorunlu olarak birisiyle evleniyordu. İleride onu neler bekleyeceğini bilmiyordu.
"Area?" Kendisine seslenen annesine döndü. "Tatlım, iyi misin?" 'Evet' anlamında başını sallamakla yetindi. "Gel buraya." Annesine doğru yürüdükten sonra annesi onu kollarının arasına aldı. "Biliyorum, bu çok zor. Küçüklüğünden beri kurduğun o beyaz atlı prens hayalin gerçekleşemediği için de üzgünüm ama şunu bilmeni istiyorum. Biz babanla her zaman yanındayız. Ne zaman istersen bize gelebilirsin." Area annesine daha sıkı sarıldı. "Tanrım, biraz daha konuşursam ağlayacaksın." Annesi Area'yı kendinden uzaklaştırdı. "Çok güzel bir gelin oldun, tatlım." Annesi yanağını okşadıktan sonra sözüne devam etti. "Gelen misafirlerin yanına dönmek zorundayım. Baban birazdan gelir, beraber çıkarsınız."
"Tamam,anne."
&
Kapı açıldığında Area ayağa kalktı. Babası ona yaklaştı. "Gitmeden önce sana bunu takmak istiyorum." Kutudan inciden oluşan bir kolye çıkardı. Area arkasına döndüğünde babası kolyeyi taktı.
"Teşekkür ederim,baba"
"Bir şey değil kızım. Artık gidelim mi?" Area, babasının uzattığı kola kolunu geçirdi. Tüm misafirlerin ve Kento'nun beklediği yerin kapısı açılıp içeriye girdiğinde etraf sessizleşmiş. Herkes babasına ve kendine bakıyordu. Kento Japon geleneklerine uygun giyindiğinden kimse bir şey dememiş gibi duruyordu. Kento'nun yanına vardığında babasından ayrılıp Kento'nun elini tuttu. Ardından onun karşısına geçti. Rahip gereken işlemleri tamamladığında herkes ayakta onları alkışlıyordu.
Nakamura ve Yamazaki ailesi dışında herkes gitmişti. Şimdi ise kutlama amaçlı ayarladıkları mekana doğru gideceklerdi. Kento ve Area aynı araba binip önden gitmeye başladıklarında derin bir nefes aldılar.
"Kutlama uzun sürecek gibi hissediyorum."
"Hoşuna gitmedi mi Area?"
"Aslında hoşuma gitti fakat saatlerce gelinlikle duracağım. Bu biraz zor olacak gibi."
"Dayanmalısın ama."
"Biliyorum."
&
İkisi de eve varasaya kadar hiç konuşmamış, sadece radyodan çalan müziği dinlemişlerdi. Evin önüne arabayı park ettikten sonra Kento önce Area'nın kapısını ardından evin kapısını açtı. Area ne yaptığını düşünürken kendini Kento'nun kucağında buldu.
"Niye kucağına alıyorsun?"
"Gazeteciler buradaysa eğer bizim eve ayrı ayrı girmemiz mi daha iyi olurdu yoksa böyle mi?" Kento'yu haklı bulmuştu. Gazeteciler haber için her şeyi yapabilirdiler. Kento eve girince kapıyı kapattı. Ardından Area'yı indirdi.
Area'nın aklına düğünden bir kaç hafta önce beraber eve yerleştirdikleri eşyalar, kıyafetler geldi. Zamanın hızla ilerlediğini düşündü.
"Üzerimizdekileri değiştirdikten sonra yatarız. Olur mu?" Area arkasına dönüp Kento'ya baktı. "Aynı yatakta yatacağımızı düşünmüyorsundur umarım."
"Yarın elinde evin anahtarına sahip bir hizmetli gelip evi temizleyecek. Kaçta geleceğini bilmiyorum bile. Ya biz balayına gitmeden önce ya da gittikten sonra gelecek."
"Balayı?"
"Onu şimdi anlatırım. Diyelim ki hizmetli erken geldi. Bizi frklı yatakta görmesi garip olur çünkü bizim zorunlu olarak evlendiğimizi bilmiyor. Yarın gelip temizleyecek. Biz balayındayken ara sıra gelip temizleyecek. Biz döndükten sonra devamlı çalışanımız olacak. Bu yüzden sürekli beraber yatmamız gerekecek. Balayı olayına gelince benim annemle senin annen ayarlamış."
"Neyse beraber yatacağız artık. Başka bir türlü olamaz. Ayrıca annem bana neden bir balayı olacağını söylemedi?"
"Sadece bana söyleyip sana süpriz yapmamı söylemişlerdi. Bende ağzımdan kaçırmış oldum."
"Anlıyorum. Peki ya bavul hazırlığı?"
"Annelerimiz onu da halledip bavulları otele göndermiş bile."
"Anneme inanamıyorum."
"Bir de bana sor. Şimdi sen üzerini değiştir. Sonra bana seslen."
"Tamam" Merdivenlerden yukarı çıkarak yatak odasına girdi. Annesinin kıyafetlerinden bir kaçını bıraktığına sevindi. Önce yarın balayına çıkmak için giyeceklerini ayarladı. Sonrasında pijamalarını çıkardı.
"Tanrım!" Gelinliğinin fermuar kısmını birisi açması gerekiyordu. Evdeki tek kişinin Kento olması nedeniyle fazla utanıyordu. "Kento, yardımın lazım." Kento merdivenleri çıkıp kapıda duran Area'ya baktı. "G-gelinliğin fermuarını açman lazım." Kento, kızın yanaklarının kızardığını görünce gülümsedi.
"Arkanı döndüğünde fermuarın yerini bulacağım. Sonrasında gözlerimi kapatarak aşağı çekeceğim. Utanmana gerek yok." Area bir şey demeden arkasını döndü. Kento fermuarın yerini buldum."Gözlerimi kapattım. İnanmak istiyorsan kafanı yan çevirip bakabilirsin."
"Gerek yok. Sana inanıyorum." Kento fermuarı açtıktan sonra ellerini çekti. Kapının kapandığını duyduğunda gözlerini açtı. Bir süre sonra kapı açıldı.
"Giyenebilirsin."
"Sen yat. Ben başka yerde giyinirim. Fazla yorgun gözüküyorsun."
"Teşekkürler" Area yatağa geçerken Kento kıyafetlerini alıp dışarı çıktı. Bir süre sonra Kento odaya girdiğinde Area gözlerini kapattı. Kento kızın uyuduğunu düşünerek sessizce kızın yanına yattı.
İnternet bulunca hemen yeni bölüm atmak istedim :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Compulsory ; Kento Yamazaki
FanfictionBu evlilik zorunluluktan ibaretti. [190717 - 030917] *Bu kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükkanı'ndan satın alınmıştır.