19.bölüm

602 30 0
                                    

Of üzerimdeki ağırlıkta ne böyle? Acaba karabasan mı? Oha! Ben bunu yere atmamış mıydım ya! Yanımda ne işi vardı? Onun kolu ve bacağı benim bütün vücudumu sarmıştı. Kurtulmaya çalıştım ama çok sıkı sarılmıştı. Yatakta onun kolları ve ayağıyla cebelleşiyordum. Sonra yorulup durdum. Ona baktım. Uyurken aynı bir oyuncak bebek gibiydi. Kirpikleri rimel sürmüşcesine uzundu. Dudakları çok güzeldi. Of Riva salaklık yapma! Zaten unutmaya çalışırken daha da bağlanma! Ama neden ayrılmıştı? Ben birşey yapmamıştım ki. Neyse elbet öğrenirim. Bu anın keyfini çıkarmalıydım. Olcay'a iyice sokularak uyumaya çalıştım. Dün ne kadar içki içmiş olsada onun kokusunu duyabiliyordum. Gerçekten çok hoş kokuyordu. Bir anda bir kımırdama oldu ve Olcay uyanmıştı. Hemen uyuyormuş gibi numara yapmaya başladım. Eğer uyumayıp onu izlediğimi anlarsa çok kötü utanırdım.

"Günaydın. Bir uyutmadın. Sürekli niye izliyorsun? Ayrıca ben sizin eve nasıl geldim?" dedi. Allah'ım uyanmış ve anlamıştı. Gerçekten şuan çok utandım! Hemen boğazımı temizleyip birşey olmamış gibi konuşmaya başladım.

"Günaydın sanada. İzleyen ben değildim." Ne diyorum ben? "Yani izlemiyordum. O koca ayaklarından ve kollarının arasından kurtulmaya çalışıyordum." dedim.

"O zaman şuan uyandığıma göre neden kurtulmuyorsun?" dedi alayla bakarak. Ahh! Evet hala sarılıp yatıyorduk. Hemen konuyu değiştirdim.

"Dün çok fazla sarhoştun. Bende ailen kızmasından korktuğumdan seni bize getirdim. Benim aileminde haberi yok" dedim. Baktı güldü.

"5 dakka daha uyuyalım. Her yerim ağrıyor sanki yerde uyumuşum gibi" dedi. Kahkahalarla gülmeye başladım. Bana Noldu der gibi bakıyordu. Sonra kollarını bana daha çok sardı ve gülmeyi kesip uyumaya çalıştım. Neredeyse uyuyordum ki kapıya tıklayıp annem seslendi.

"Uyuyorum anne git!" diye seslendim.

"Tamam tatlım babanda bende işe gidiyoruz." dedi.

"Tamam!" dedim. Evden çıkıp kapıyı kapatma seslerini duydum. Olcay yataktan kalktı.

"Riva gidiyorum." dedi. Hazırlanıp gitti. Gene nolmuştu? Of Riva en iyisi rahat bırakmak ve kahvaltı yapmak. Kendime güzel kahvaltı yaptım. Aa! Bugün resim dersi vardı. Kahvaltıyı toplayıp bulaşığı lavaboya attım ve hemen dar şortumla askılı üstümü giyip çıktım. Koşarak gidiyordum. Geç kalmak istemezdim ilk günden. Otobüse bindim yarıyolda. Allah'ım otobüsün hepsimi erkek olur! Beni yiyecek gibi bakıyorlar. Otobüs bir durakta durdu. İçeri birisi daha girdi. Beni ve otobüsteki erkekleri farketmişti. Üstündeki ince hırkasını çıkartıp benim üstüme geçirdi.

"Olcay sen nerden geliyorsun?"

"Bu seni ilgilendirmez. Böyle açık bir daha giyme!" dedi ve beni önüne çekerek diğer erkeklerin görmesini engelledi. Geldiğim durakta hiç inmek istemiyordum ama düğmeye basıp indim. O otobüsün içinde giderken ona bakıyordum. Otobüs yola girmiş gidiyordu. Sonradan farketmiştim hırkası bende kalmıştı. Otobüsün arkasından koştum ama yetişemedim. Hırkasını onun gibi koktuğundan hırkasına iyice sarılıp resim dersine girdim. Hoca herkese birşeyler öğretiyordu. Çiçek filan çizdik. Ama çok güzel olmuştu. Resim kursundan çıkarken hava kararmıştı. Eve gittiğimde yemek için bir kaç abur cubur aldım. Eve yürüyerek gidecektim. O yüzden yolda yürüyordum. Kimse yoktu yolda ama benim telefonum dışında başkasınında telefonu çalıyordu. Korkmuştum. Sonra Olcay'ın hırkasında telefonunu unutuğunu gördüm. Telefon sebebli diye biri tarafından aranıyordu. Telefonu açtım.

"Bak ben paramı istiyorum. Bir kızı kandıracaz diye beni bile öptün! Kalp hastalığın varsa var. İlerlemişse banane! Ama o kıza yazık lan! O kızdan üzülmesin diye ayrıldım diyorsun ama o kız senin yüzünden daha çok üzülüyor haberin yok. Ben daha fazla uzatamam. Paramı ve..." daha bağırıyordu telefondaki. Gözlerim dolmuştu. Olcay demekki kendisinin öleceğini düşünüp benimde üzülmemem için benden ayrılmıştı! Telefonu biri elimden çekti. Karşımdaki Olcay'dı. Telefonu kapattı. Onu görünce ağlamaya başladım. "Neden? Neden!" diyerek bağırarak ağlıyordum. Ağzımdan tek o sözcük çıkabiliyordu artık NEDEN?

Bu bölümü beğendiniz inşallah :))

AL KALBİM SENİN OLSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin