Abisinin nişanlısıyla sevgilisinin ablası ayni kişi olabilir mi?
Onuda geçtim kimseye bağlanmayan bir kız?
Yeni tanıdıgı birine nasıl bağlanır?
Onun hayatındaki insanlardan başka kimse onun umrunde değildi. Kimseyi takmazdı.
Sevgilileri oldu tabi...
Sabah birinin koluma belediye çukuru açmaya çalışmasıyla uyandım. Konuşmaya başladı.
- Kız kalk Naz ablan seni çagırıyor. Hadi kızım kalk. Geç kalcaz. - Ya anneciğim, benim uykum var. Sonra gidelim. - Hadi Akgül, sonra uyursun. - Anne sonra değil şimdi uykum var. Sen git. - Ne uykusu kızım. Seninkisi tembellik. Hadi kalk. - Of anne, Mustafa' yla git. - Kızım kadın seni çağırıyor, Mustafa' yı çağırmıyor. - Tamam, anne uykumu kaçırdın zaten.
Deyip. Yataktan çıktım. Banyoya dogru yürüdüm.Annem tekrar konuştu.
- Çabuk gel. Hi birde serseri gibi değil, hanım efendi gibi elbise giy. -Tamam, anne.
Deyip. Banyoya gittim. Elimi yüzmü yıkadıktan sonra duşa girdim. Hemen hızlı bir duş alıp. Giysi odasına gittim. Giyinip çıktım. " Ha bu arada Naz abla annemin bir arkadaşı."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akgül' ün giydikleri.
Saçımı tarayıp. Kuruması için kurutuçu sprey sıktım. İki tane bileklik, işaret parmaklarıma eklem yüzügü taktım. Beyaz spor ayakkabılarımıda giydim. Hazırım işte. Askılı bir çanta alıp içine telefonumu, şarj aletimi, saçımı toplarım diye bir toka ve cuzzanımı koyup aşağı indim. Annem solanda oturuyordu. Yanına gidip.
- Hadi gidelim.
Annem bana dönüp. Ayağa kalktı.
- Daha hanım hanımcık olanı yok mu kızım? - Anne elbise giy dedin giydim işte. Hem senin dediğin elbiselerde ben rahat olamıyorum. - Tamam, birşey demedim sen dügününede böyle gidersin. - Tamam, kimin kızıyım. - Babanın kızısın. Bana hiç çekmemişsın.
Deyip. Yürümeye başladı. Bende ona yetişip. Koluna girdim ve sırıtarak.
- Bak güzelligimi senden almışım. - Tabi benden aldın. Babandan alacak halin yok. - Düşünsene sakallı bir kızın olduğunu - Töbe de kızım. Zaten benim güzelliğimin çeyreğinin çeyreğini almişsin, sakallarında olursa dahada çirkin olursun.
Arabanın yanına gelmiştik. Annemin kolundan çıkıp. Arabaya bindim. Arkamdanda annem bindi. Karşı karşıya oturmuştuk. Tekrar konuştum.
- Çarpılcan anne. Nerem çirkin benim? - Neren güzel kızım? - Sayamayacak kadar çok. Su gibi kızım ben. - Aynen öyle sayamayak kadar çok çirkin yanın var. - Ne yapıyım anne senden daha güzelsem suç benim mi? - Tamam, şimdi ağlayacan çirkinsin diye. Okul nasıl gidiyor? - İyi, sınıf birinçisiyim anne. - Sonudan birinçisi olmasın o. - Yok baştan birinciyim anne. - Poyrazla danıştın mi? - Eh işte, tanıştık sayılır. - Aranız nasıl? - Çok iyi çok. Aramızdan su sızmıyor. - İnanmadım da neyse. - Niye inanmıyon anne. Sana ben hiç yalan söyler miyim? - Evet. - Anne senin bu soruya ' Hayır ' demen lazımdı. - Kızım sana yalan mı söyliyim?
