Trabzon

24 2 8
                                    

        Gözlerimi açmamla bembeyaz bir tavanla karşılaştım. Ne ara geldik biz. Duvara baktım. Saat ' 05.06 ' du. Ayaga kalkıp. Perdeyi açtım. Dişarısı yeni aydınlanmaya başlamıştı. Odadaki dolaba dogru gidip, açtım. İçinde bir tayt, bir gömlek ve bir tişort aldım. Neyse şimdi banyo yapasım yok biraz sonra yaparım.. Üzerime baktıgımda gecelik vardı. Ne yapacam şimdi. Neyse Poyraz' ın telefonunu karıştırıyım. Etrafa baktım çantam komidinin üstünde duruyordu. Çantamı elime alıp yataga oturdum. Çantamı açıp Poyraz' ın telefonun aldıktan sonra kenara koydum. Rehbere girip. Numaralardan Poyraz' ın numarasını buldum. Tekrar çantamı elime aldım ve kendi telefonumu alıp. Poyraz' ın telefonunu kaydettim. Tabi Poyraz değil ' kasırga ' olarak kaydettim. Acaba Poyraz' da benim numaram varmı. Tuşlara girip. Numaramı yazdım. Kayıtlı değildi. Bu işime gelebilir. Poyraz' ı işletcem. Neyse fotograflara gitdim. Kiliti yoktu. İlk albumden bakmaya başladım. Off sıkıldım. Biraz mutfaktan atıştırmalık alıyım. Sonra tekrar telefonu karıştırırım. Yataktan kalktım. İki kat indim. Mutfaga girip. Dolapı açtım. Bu ne ablam hiç abur cubur yok. Neyse kurabiye ve meyve suyu alıp. Dolapı kapattım. Bir tepsi alıp. Kurabiyeleri bir kaseye, meyve suyunu da bir barbadaga koydum. Odaya girmiyim bahçede oturayım. Tepsiyi masaya koydum. Tekrar odaya çıkıp. Hızla saçımı taradım ve tepeden toplayıp. Poyraz' ın telefonunu da alıp. Aşagı indim. Masaya oturup. Tekrar telefonu karıştırmaya başladım. Agzımdaki meyve suyunu dişarı puskurttum. Bu ne lan. Oha kız içine girmiş çocugun. Hamakta ikiside yan yana uzanmış. Kız kafasını Poyraz' ın göğsüne yaslamış. Poyraz' da elini kızın saçına koymuş. Kızın saçını öpüyordu. Salak sen nasıl bu mal kızı öpüyon? Ay bana ne? Telefonu masaya koydum. Yukarı çıktım. Hızla bir duş alıp. Kıyafetlerimi giydim. Saçımı tarayıp. At kuyrugu yaptım. Dünkü ayakkabılarımı giyip. ( giydiklerim medyada ) Yatağın üstündeki telefonumu ve çantamdan biraz para alıp. Taytımın cepine koydum. Duvardaki saate baktığımda ' 05.51 ' di.Hemen aşagıya indim.

Ön tarafta ful koruma var. En iyisi arka kapıdan çıkmak. Arka kapıda da on kadar koruma vardı. Yuh bu kadar korumayı ne yapacaklar. Neyse yanlarına gidip. Birine.

- Dayım hepinizi yanına çağırıyor ama biri ne olur, ne olmaz diye burada kalacakmış.
- Emin misiniz efendim? Harun bey buradan ayrılmayın, dedi.
- Sana niye şaka yapayım.

Arkadaşlarına dönüp.

-Harun bey çağırıyormuş. Mehmet sen burada kal.

Esmer biri burada kaldı. Digerleri gitti. Bende iki adım attım. Düşüyormuş gibi yaptım. Hemen gelip beni tuttu. Bir sandelyeye oturturup.

- İyi misiniz efendim?
- Sen bana git. Odamda sehpada ilaçımı ve bir bardak su getir.

Dememle hemen gitti. Bende hemen kapıyı açmamla. Beş koruma aynı anda bana döndü. Yuhh!! Bu ne dayı? Trabzon' da harp mi çıktı. En öndekine dönerek.

- Dayım sizi odasında bekliyor. Bir kişi burada kalacakmış.
- Bize kimse öyle bir şey demedi.
- Ben dedim ya.
- Tamam.

Arkasına dönüp. Ayı birine.

- Ferit sen burada kal.
- Tamam. Abi.

Hepsi gitti. Ayıyı ben ne yapayım ya? Bunu dövememde. Arkası bana dönüktü. Etrafta sopa var mi diye baktım. Evet, bu yanımda biraz büyük bir sopa vardı. Hemen aldım. Tam arkasına geçip. Bir tane vurdum. Yıkılmadı. Bana döndü. Ona şirince sırıttım. Bingo düştü. Bende hemen koşmaya başladım. Ayıptır söylemesi Konya' daki okulumda Çağla' yın zoruyla katılıp. Yalçın' ın hocalıgıyla il. Birinçısı seçildim ama genel Türkiye yarışmasına bir kafta kala bireğimi burktum. Zaten hep ayak bilagime birşey olur. Neyse burası bizim ev kadar ıssız değildi. Bizim evin olduğu yerde sadece Bizim, dedemin ve amçalarımın evi var. Önüme ilk gelen taksiye bindim. Taksiçiye dönüp.

Ben Aşık Olamam!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin