Aşk itirafı

12 1 1
                                    

Medyede Akgül ve Poyraz' ın kıyafetleri.

Sabah telefon sesiyle uyandım. Gözlerimi ovuşturup. Komididen telefonumu aldım demek isterdim ama telefon çepimdeydi. Telefonu çıkarıp. Numaraya baktım. Tek aşk ( Melek ) arıyordu. Açıp kulağıma götürdüm.

- Sabahın köründe niye arıyon kızım beni?
- İstemiyosan kapatayım.
- Yok yok kapatma.
- Ha işte böyle yola getirirler,
- Ego tavan.
- Kime çektim açaba?
- Tabi bana.

Deyip. Sırıttım. Onunla konuşmak bana çok iyi geliyordu.

- Bakıyorumda ego tavan.

Deyip. Oda güldü.

- Hadi sen beni niye aradın?
- Ne zaman geliyorsun?
- Bu sabah çıkacaz ögleden önçe gelirim.
- Yok akşam gel. Öğlen erken.

Dedi alayçı bir ses tonuyla.

- Aa ben gelmessem o depresyonda kimin omzunda ağlayaçaksın?
- Dışarda erkek çok. Benim gibi bir kız ağlayacak ve o erkek omzunda ağlamama izin vermiyecek.
- Hele sen git benden başka bir erkeğin omzunda ağla. Onun omzunu biyerlerine monta ederim.
- Sakin ol şambiyon! Öyle birşey olamaz zaten. Senden önçe ben onun omzunu alıp biyerlerine monta ederim.
- Sen bir halt yeme ben hallederim.
- Gerek yok ben yaparım. Bırakta o kadar öğrendiğim teknikleri kullanayım.
- Ben yapacam dedim sen evinde otur.
- Ne oturacam. Ben o hanım hanımcık kızlara benzemem.
- Bende o korkak er- bir dakika biz olmayan bir olay için niye tartışıyoruz.

Gülerek. Cevap verdi.

- Bilmem. Bu da bizim farkımız işte ne yapalım?

Demesiyle ikimizde kahkaha atmaya başladık. Ne kadar tuhafıf. Olamayan bir kişiyi dövmek için tartışıyorduk.

- Hadi kapatıyorum. Ben depresyondayım sen beni güldürüyorsün. Bu depresyondakilere ihanet.
- Tamam, kapat o zaman. Depresyondakilere ihanet etmiyelim.
- Seni çok seviyorm.
- Tabi ben sevilmeyecek erkek miyim?
- Tabi seni sevmeyen ölsün.
- Hadi. Bi kapatamadın şu telefonu.
- Tamam, kapattım.

Deyip. Kapattı. Bende yataktan kalkıp. Banyoya girdimi. Hizli bir duş alıp. Üstümü değiştirdim. Telefonu yataktan alıp, saate baktım. 06.54' tü. Telefonu cepime koyup. Aşagı indim. Salonda Akgül, dayısı oturmuş konuşuyorlardı. Akgül' de dayısıyla konuşuyordu. Yanı boştu. Yanına ilerlerken onları dinliyordum. Ne yalan mı söyleyeyim? Bilerek dinliyodum.

- Ya dayı. Bir şey yapmadık. Anneme söyleme.

Neyi söylemesin? Yanına oturduğumda bana bakmadan hala dayısına bakıyordu.

- Size geç gelmeyin dedim. Ama siz gece birde geldiniz. Size en ufak birşey olsaydı ne yapacaktım? Annene ve babana ne diyecektim.
- Bir şey olmadı işte dayı. Turp gibiyiz biz.
- Bunu o Mert' e de soracam. Ben ne dedim? Ne yapmış?

Mert kim lan? Akgül akşam Mert' le mi dışarı çıktı. Benim niye haberim yok? Ha dogrusu bana niye haber verecek ki? O Meriç piçini seviyor.

- Ne yapmış dayı? Bir şey yapmadı ki?
- Bende zaten ona kızıyorum. Siz içmişsiniz. O birşey dememiş.
- Biz sarhoş değildik dayı.
- Hadi bide sarhoş olsaydınız.

Bir de dün Mert denen herifle içki mi içmişti? Bu ne lan? Yalçın' ı vardı bunun? Hani, ne oldu? Şimdi ortalıkta yok, bana posta koyuyorda Bu iki piçe niye ses çıkarmıyosun anasını satayım ben böyle işin?

- Ya dayı bir daha yapamyacaz. Annem evde başımın etini yer.
- Bu son. Seni dişarıya bile göndermiyecem. İstanbul' da ne halt yersen ye.

Ben Aşık Olamam!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin