Bahçeye çıkıp. Çimene oturduk. Telefonum çalmaya başladı. Bücürük ( Mustafa ) arıyordu. Açıp kulağıma götürdüm.
- Ne oldu bücürük?
- Bana birşey olmadı da sen evleniyormussun.
- Ooff sanada mi Medine söyledi?
- Tabiki de evet.
- Öyle birşey yok.
- Sus kardeşe yalan söylenmez.
- Ne yalan söyliyecem sana.O sırada korna çalmaya başladı. Aslı ayağa kalkıp.
- Sen arabaya git. Ben çantaları getiriyorum.
- Tamam.Deyip. Ayaga kalktım. Arabaya dogru yürürken. Mustafa konuştu.
- Nere gidiyon sen?
Arabaya bindim. Mert' in yanına oturdum. Ona gülümseyerek tekrar telefona döndüm.
- Hiç. Aslı' yla gezecez biraz.
- Çantaları ne yapacaksınız?
- Çantasız mı çıkcaz dışarı?
- Erkek var mi?
- Ne erkek mi? Ne gezsin? Hem erkek olsa biz gidebilirmiyiz?
- Nereye gitceksiniz?
- Aa Mustafa sende. Kıro musun Mustafa abiçim sen?
- Ne kırosu? Söyle nereye gidiyonuz?
- Aah bu Aslan erkekleri. Ne çektim ben sizden!
- Akgül lafı dolandırma. Nereye gidiyonuz?
- Ne Akgül' ü buçur? Abla diyeceksin.
- Yav he he. Derim bir ara.
- Ablayla dalga geçme.Arka kapı açılınça içeriye Aslı girdi.
- Hadi gençler gidelim.
- Ohha o çantalar ne kızım?
- Lann susun!Deyip. Telefonu gösterdim. Telefona dönüp konuştum.
- Hadi Mustafa kapatıyorum.
- O erkek sesi kim?
- Şöför. Hadi kapattım.Deyip. Kapattım. Mert' te arabayı çalıştırdı.
Akgül: Babannen yaktı başımı.
Mert: Yine mi aynı mesele?
Aslı: Yaktılar gül gibi kızın başını. Vahh vahh.Demesiyle güldük. Araba durdu. Mert' e dönüp.
Akgül: Ne ara geldik lan biz?
Mert: Bu kız neyin kafasını yaşıyor? Biri bana söylesin.
Aslı: Kafanı kaldırda bi bak etrafa.Kafamı kaldırıp. Baktığımda Kırmızı işikta duruyorduk. Onlar gülmeye başladı. Yeşil yanınca Mert arabayı sürmeye başladı. Sinirle onlara bakıp.
Akgül: Ne biliyim ben, kırmıza ışıkta durdugumuzu?
Mert: Aşık mısın nesin?
Aslı: O biraz imkansız.
Mert: O niye?
Akgül: Çünkü ben ve aşk aynı kefene konulmayız.
Mert: Hiç sevgilim olmadı deme bana.
Akgül: Sevgilim oldu ama normal sevgili gibi değil.
Mert: Nasıl normal sevgili değil?
Akgül: Hiçbirine aşık olmadım.
Aslı: Ve hepsiyle çıkarları için çıktı.
Mert: Çıkarları derke?
Akgül: Hemen fitne düşün? İş babında.
Mert: Sen işte mi çalışıyon?
Akgül: Yooo.
Mert: ' İş babında ' demedin mi?
Akgül: Ha orasını söyleyemem. Gizli.
Aslı: Hadi da! Daha gelmedik mi?
Mert: İki dakikalık yol kaldı.
Aslı: Hızlı sür o zaman.
Akgül: Lan biz üstümüzü değiştirecektik.
Aslı: Ha dogru.
Mert: Boşverin böyle gidin.
Aslı: Sen kafayı mi yedin? Böyle mi gidecez? Saçmalama.
Akgül: Bence de böyle gidemeyiz.
Mert: Bar zaten bizim. Benim odamda değiştirin.
Aslı: Tamam.
Mert: Aha geldik.Deyip. Arabayı park etti. Ee burada kimse yok. Aha anladım tabi arka kapıdan girecez. Arabadan indim. Mert ve Aslı' da inmişlerdi. Mert önden ilerleyinçe. Aslı
Aslı: Öküz musun sen Mert?
Mert arkasını dönüp.
Mert: Yine ne yaptım açaba?
Aslı: Elimdeki çantayı taşısana.
Mert: Sen taşıyon işte.Ellerini açıp. Gökyüzüne bakarak.
Aslı: Allah' ım sen bunun karısına bol keseden sabır ver. Amin.
Akgül: Amin.
Mert: Amin. Çümlemize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Aşık Olamam!
ChickLitAbisinin nişanlısıyla sevgilisinin ablası ayni kişi olabilir mi? Onuda geçtim kimseye bağlanmayan bir kız? Yeni tanıdıgı birine nasıl bağlanır? Onun hayatındaki insanlardan başka kimse onun umrunde değildi. Kimseyi takmazdı. Sevgilileri oldu tabi...