Arabadan inip, yanına gittim. Bende yanına aynı pozisyonda durdum.
- O benim hiç birşeyim değil. Niye bu kadar sinirleniyorsun ki?
- Onunla niye yemek yiyeceksin?Ne diyeceğim şimdi? Senin için mi? Hayır. Onu sevdiğimi bilmemeli. Biz hiçbir şey olamayız. Onun da beni unutmasını sağlamalıyım.
- O benim ilk aşkım. İlk sevgilim. Ve gerçekten sevdiğim tek sevgilim. Ondan sonrakiler benim için sadece oyuncaktı. Ona bir şans daha vermek istiyorum.
Arabaya sert bir yumruk atıp bana sinirle baktı.
- O piç herife mi?
- Meriç' e.
- Onu seviyor musun?
- Onu sevmeye çalışacağım.
- Tamam. Bundan sonra yanına yaklaşmayacam. Ben sadece sınıf arkadaşın olacam. Sen benimle konuşmadığın sürece sana tek kelime bile söylemeyecem. Sana Meriçle mutluluklar. Artık bende başkasıyla mutlu olacağım.Deyip arabaya bindi. Bende onun arkasından arabaya bindim. Yol boyunça hiç konuşmadı. Ben de konuşmadım. Okula gelinçe arabasını park edip indi. Bende arkasından indim. Bahçeye baktığımda herkes bize bakıyordu. Bizimkileri aradım. Yoklardı. Okula dogru ilerlerken telefonuma mesaj geldi. Durup telefonumu çıkarıp merdivenlerden telefona bakarak çıkmaya başladım.
Mekke ' Medine ' den.
Nerde kaldın kızım?
Bende şimdi geldim. Neredesiniz?
Sınıfta.
Geliyorum, bekle.
Deyip telefonu çepime koyarken birine çarptım. Arkaya düşecekken çarptığım kişi beni belimden tutup düşmemi engelledi. Kafamı kaldırıp bakmamla ağzımın iki metre açılması bir oldu bunun burada ne işi var?
- Yine her zaman ki gibi çok güzelsin Akgül.
Kolunun arasından çıkmaya çalıştım ama izin vermedi.
- Belimi bırak Meriç.
- Böyle iyiydi ama seni kıracağıma kafamı kırarım.Deyip elini belimden çekti. Aramıza biraz mesafe koydum. Yanında Rüzgar, Enes ve Barut da vardı. Enes elini uzatarak.
Enes: Hoşgeldin Yenğe.
Elini sıkıp gülümseyerek.
Akgül: Asıl sen Hoşgeldin Enes. Burası benim okulum.
Enesle önçeden çok yakındık. Meriçleyken. Çok şakaçıdır. Şimdiden söyleyeyim. Enes ve Barut' un sevgilisi var. Rüzgar tek gecelik takılıyor. Meriç' in bildiğime göre kimseye pas vermemiş. Benden hariç. Ben onun son sevgilisiyim. O benim ilk sevgilim. Meriç çok katı kurallı biri olmuş. Neyse Barut' a elimi uzatarak.
Akgül: Hoşgeldin Barut.
Barut: Hoşbulduk.Deyip. Elimi sıktı. Rüzgar' a gönüp
Akgül: Sen hiç hoşgemedin ama adettendir hoşgeldin.
Rüzgar: Kalbimi kırıyorsun yenğem.
Akgül: Çok üzüldüm şimdi ne yapsamda kalbini yine kırsam.
Meriç: Ee senin kızlar nerede?Yine mesaj gelidi.
Akgül: Ben de onların yanına gidiyordum zaten. Medine de sanki birşey varmış gibi mesaj atıyor.
Telefonun kilitini açıp mesaja baktım. Yine Medine' den
İki merdiveni kaç saatte çıkıyorsun.
On saatte.
Tekrar Meriç' e dönüp.
Akgül: Benim şimdi işim var. Yarın görüşürüz.
Deyip iki kat daha çıkıp üçünçü kata yanı sınıfın olduğu kata çıktım. Sınıfa geldiğimde bizimkiler son iki sıraya kurulmuş. Sınıftada kimse yok. Arka sıraya Medine' nin yanına oturdum. Medine kafasını sıraya yaslamış, Neşe telefonla oynuyor. Berfinde kitapa bir şey yazıyor. Benim oturmamla hepsi kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı.
A
kgül: Ee ne olu?
Neşe: Meriç, Rüzgar, Enes ve Barut bu okula Günaydın gelmiş.Akgül: Bunu biliyoum. Az önçe konuştuk.
Neşe: Ne konuştunuz?
Berfin: Sana ne Neşe? Kız o kadar yoldan geldi soluklansın.
Medine: Trabzon nasıl geçti?
Akgül: Sıradan. Hadi biz gitmeyecek miyiz?
Neşe: Kapıya kadar beraber gidelim o zaman.Deyip aşagı dogru indik.
Medine: Akşam sizdeyim o zaman.
Neşe: Bende.
Berfin: Bende.
Akgül: Bari bende geleyim. Neşe' yle yeni enişteyi dinlemek istiyorum.
Medine: Bende seninle enişteyi merak ediyorum.
Akgül: Yani müstakbel nişanlım diye demiyorum. Kas desen ondan sorulur. Romantizimin kitapını yazmış. Görmeniz lazım beni el üstünde tutuyor. Karizmada sınır yok. Babası para basıyor. Tam bir yunan tarnıçası.Deyip gülmeye başladım. Tabi diğerlerinin de benden farkı yoktu.
Neşe: Türkiye' de ki yunan tarnıçasını sen aldım galiba.
Akgül: Tabiki benim gibi bir hanım efendiyede. Türk Yunan tarnıçası gerek.Dememle tekrar güldük. Okul binasından çıktık.
Berfin: Badem buraya kadar gelmişken. Neşe' ninkini de ziyaret edelim.
Etrafa baktım herzamanki kamalyalarında oturuyorlardı. Tabiki Poyraz' da vardı. Oraya dogru yürüdük.
Medine: Neşe şimdiden süslenmeye başladı kızlar.
Neşe: Ne süslenecem kızım? Herzamanki halim.
Akgül: Tabi bana özeniyor. Benim gibi güzel değil. Süslensin biraz.
Neşe: Senin koşuşun gibi hafızanda mı yavaş?Olduğum yerde durup ona döndüm.
Akgül: Ben mi yavaş koşuyorum?
Berfin: Kızım Akgül lisanslı.
Medine: Neşe sen koşmayı sevmessin ki.
Neşe: Dogru lan ben koşmam ki!
Medine: Jeton köşeli.Telefonüm çalmaya başladı. Çepimden çıkarıp baktım. Hakan arıyor. Şöför olan. Açıp kulağıma götürdüm.
- Efendim Hakan.
- Akgül hanım ben okula geldim. Sizi Sedef hanımın yanına götürecekmişim.
- Tamam, geliyoruz.Deyip, telefonu kappattım. Tekrar kızlara dönüp
Akgül: Kızlar bizim Medine' yle gitmemiz gerek.
Deyip Medine' nın kolundan tutup arabaya dogru sürükledim.
- Nereye gidiyoruz lan?
- Sedef' e.
- O kim?
- Sen biliyormuşsun.
- Ha biliyom. Babam söyledi. Ama şu kolumu bıraksan.Kolunu bırakıp ön koltuğa oturdum. Medine' de arka koltuğa oturdu. İkimizde oturunça Hakan arabayı çalıştırdı. Emliyet kemerimi takıp arkaya yaslandım.
Medine: Görüşmeyeli naslılsın Hakan?
Hakan: İyiyim, Medine hanımım.
Medine: Bu çocuğa bir ögretemdem. Hanımı kim çıkarıyorlan ortaya? Ben Medine. Bak inanmıyorsan yanındakine sor.
Akgül: Benim adım var.Deyip omzumun üstünden ona bir bakış attım. Beni kaydeye almadan omuz silkip Hakan' a döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Aşık Olamam!
ChickLitAbisinin nişanlısıyla sevgilisinin ablası ayni kişi olabilir mi? Onuda geçtim kimseye bağlanmayan bir kız? Yeni tanıdıgı birine nasıl bağlanır? Onun hayatındaki insanlardan başka kimse onun umrunde değildi. Kimseyi takmazdı. Sevgilileri oldu tabi...