Hevesle elime aldığım defteri ve kalemi o hevesin on katı sinirle yere fırlattım. Yerde kırış kırış olmuş fizik defterime baktıktan sonra tınlamadığım daha doğrusu tınlamamaya çalıştığım onuncu kez titreyen telefonumu elime alıp gelen mesajları okumaya başladım.
Ah!
Hadi ama herkes mi fizik çalışır? Aslında yarın fizik sınavımız olduğu için bu gayet normaldi. Ama çalışmak istemiyordum ve kafamı dağıtacak bir şeylere ihtiyacım vardı. Aslında bunu ilk önce ders çalışarak yapmayı düşünmüştüm ama sonuç ortada…
Tamam en iyisi iç sesimle girdiğim bu savaştan geri çekilmek. Lanet olsun! Yine o kazanmıştı. Evet savaştığımız konu bir şanslı doğan…. Onlara böyle demeyi seviyorum çünkü koyu mavi parıl parıl gözler var,uzun boy var,siyah parıl parıl saçlar var,mükemmel bir gülüş var,yani kısacası insan baktığında bir daha bakası geliyor. Bu şanslı doğmak değil de ne???
Bir haftadır aynı duraktan aynı otobüse biniyoruz. Aynı yerde inip 5 dk yan yana yürüdükten sonra yolarımız ayrılıyor. Aynı okulda değildik eğer aynı okulda olsak mutlaka fark ederdim.
Zaten kulaklığımı kırmıştım 20-30 dk otobüste sıkılıyordum ve şimdi o çıktı karşıma. Yapılacaklar listeme onunla tanışmayı ekledim ve bir kahkaha attım. Ben ve onunla tanışmak. Bu çekingenlikten kurtulmalıyım.
Telefonumun sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp yatağa fırlattığım telefona koştum. Sonunda dersten sıyrılmış biri. Beni bu saate kim merak edip arar?
Tabiki Okan -En yakın arkadaşlarımdan- kıvırcık saçları ve kocaman gözleriyle bu okulda ilk onunla tanışmıştım. Bir kıvırcıkla aynı sınıfta olmak hoşuma gitmişti.
Çok tatlı bulurum da kıvırcıkları.
Zamanla Okan'dan çok yakın bir arkadaş olacağını anlamıştım ötesi olamaz oda bunun farkındaydı. Telefonumu açtığımda daha alo demeden "Naber?" demişti.
"iyi sen?" dediğimde meraklı ve sanki bir iddia kaybetmiş ses tonuyla "İyi olduğuna inanamıyorum. Yani sevindim ama cuma günkü halinle saçlarından 4-5 kova su sıkmıştın" dedi.
Haklıydı cuma günü moralim bozuktu ve canım sıkılmıştı sonra sanki bana bir hediyeymiş gibi sıcacık günde birden yağmur yağmaya başladı ve bende hemen kendimi dışarı atmıştım. Koskoca okulda dışarıda dolanan ben birde yanımda Ceren vardı.
Okulun çevresinde bir tur atmıştık ki sırılsıklam olduk o an herkesin neden bize malmışız gibi baktığını anlamıştım ama içeri girmek istemiyordum Ceren içeri girince yanıma Okan geldi. Onunla bir tur daha attıktan sonra pes edip içeri girdim.
Sınıfta herkes %100 hasta olacağımı söylüyordu çünkü banyodan çıktıktan sonra bile saçlarımın bu kadar ıslandığını hatırlamıyorum. Birde o gün babamın yanına gidip 3-4 saat orada bekledim. Eve geldiğimde içimdekilerin hala ıslak olduğunu fark ettim ama bir öksürük, ateş dahi yoktu bende.
"Şansıma sınav haftalarında hasta olmam" dedim ve sanki görebilirmiş gibi dudaklarımı büzdüm.
"Bari bundan sonra hatırlatta seni içeri sokmak için uğraşmayayım senin yüzünden bir gün yataktan çıkamadım bücürük" dedi.
Gerçekten ikinci turda beni içeri çabuk sokmak için yanımda gelmişti ama ben ona gelme dedim.
"Gelme demiştim. Ayrıca bücürükte nerden çıktı şimdi?"
"Sana da ne desek kızıyorsun Beril" dedi.
"Beril diyebilirsin ona karışmıyorum" dediğimde gözlerini devirdiğine emindim.
"Neyse sınavlara çalıştın mı güzelim?" dedi.
Ah!
O bile sınavlara takmıştı."Evet birazcık baktım" dediğimde kahkaha attı ve "Birazcık bakmış. En son bunu dediğin sınavdan 80 almıştın" dedi.
"Gerçekten sınavları sormak için mi aradın?"dedim.
"Hayır nasılsın diye merak ettim iki gündür sesin çıkmayınca hasta oldun sandım ben demiştim demek için aradım ama hasta değilmişsin" dedi.
"Demiştim" deyip kahkaha attım
"İyi ki olmamışsın. Neyse yarın görüşürüz o zaman. İyi uykular güzelim" dedi.
"İyi uykular Okan" deyip telefonu kapattıktan sonra kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uykumun gelmesini bekledim……..
Bölümlerim kısa olabilir ama hergün yazıp yayınlamaya çalışacağım... Yazamadığım günler olursa kusura bakmayın :D
-SicakKahvemiz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Sorunlu
Teen FictionKoyu mavi parıl parıl gözler var, uzun boy var, siyah parıl parıl saçlar var, mükemmel bir gülüş var, yani kısacası insan baktığında bir daha bakası geliyor. Bu şanslı doğmak değil de nedir???