Kıvanç bu sefer dayanamayıp kükreyerek "O zaman ne halt ediyorsan niye yapıyorsun?" diye sorduğunda bu sefer de ben kendimi tutamayıp patladım.
Kıvanç'ın Ağzından
Sinirlenince genellikle kendimi tutamıyorum ve bağırıp çağırıyorum. Bunu seviyorum çünkü karşımdakinin susup pısmasına yarıyor ama bunu Beril de ilk ve son kez deneyişimdi.
Benim kükreyişimden sonra pısmasını beklediğim Beril hep yaptığı gibi beni şaşırtıp kükremeye başladı.
"Ne halt ediyorum öyle mi? Hiç tanıdık gelmiyor mu bu hareketler sana Kıvanç? Hani okuldaki mesajından falan. Ne demiştin '9larla takılan 11lerden değilim' bunu diyebiliyorsun ve şimdi de gelmiş bana ne halt ettiğimi mi soruyorsun? Sen başından böyle düşünüyorsan sevgilim olmanı arkadaşların ha pardon kardeşlerin nasıl karşılar!!"
Bu kadar şeyi nefes almadan söylediğinden nefes almak için uzun bir süre beklemek zorunda kaldı. Yüzü pembeleşmişti ve saçlarından tutup çekiştirmesi şuan onu deli gibi gösterse de bana daha çok çekici gelmişti.
Benim sinirim geçmişti. Çabuk sinirlendiğim gibi çabuk sakinleşen biriydim ama onun için aynılarını söylemek çok zordu. Bu güne kadar ona söylediklerimi onu kırdığım anları içinde tutmuştu ve şimdi de haklı olarak patlıyordu. Bu yüzden susturmadım ve susturmayacaktım. İçindekileri dökmesi ve rahatlaması gerekiyordu ama etrafımızda toplanan insanlar onun deli olduğunu düşüneceklerdi.
-hepsi bizim okuldandı çünkü ben ve bir kız tartışıyordu yani bi kız BANA bağırıp çağırıyodu ve ben bir şey yapmıyordum. Bunu ASLA kaçırmazlardı-
Şimdi sinirden bağırıp çağırıyor olabilirdi ama sonra rezil olduğunu düşünüp kendine kızacaktı. Bu yüzden onu susturmalıyım diye düşünüp "Beril başka zaman konuşalım" deyip etrafı gösterdim.
Tabi ki de işe yaramamış bu onu daha fazla sinirlendirmişti. Etraftakileri fark etmediğine emindim. Bizimkiler vardı yani benim akadaşlarım ama Ceren yoktu. İlk defa o kız yanımızda olsa diye düşünmüştüm çünkü o Beril'i sakinleştirebilirdi.
Etrafımızdaki insan sayısı artmasına rağmen bunu fark etmeyen Beril tekrar bağırmaya başladı "Sonra mı konuşalım? Az önce ne halt ediyorsun diye kükreyen sen değil miydin? Ne o merakın çok çabuk geçmiş gibi. İnanamıyorum yani sen.... Ağğğğ" saçlarından tutup çekiştirirken hem onun canının yanmasına hem de bu çekiciliğine daha fazla dayanamayıp ona uzanıp belinden tutup kendime çektikten sonra dudaklarına yapıştım.
Önce ne olduğunu anlayamdığında şaşkınlıkla durumu çözmeye çalıştı. Biraz sakinleşince ve neler olduğunu anlayınca
-yani onu öptüğümü anlaması neden bu kadar uzun sürmüştü bilmiyorum-
oda bana karşılık verdi. Islık sesleriyle karışık 'oooo' veya 'vvuuuuhhuuu' seslerinin arasında bazı kızların sinirli seslerini de duyuyordum. Hatta bazılarının 'bravoo' deyişlerinde ki ses tonuna bakılırsa Beril'i kesinlikle yalnız bırakmamalıyım diye düşündüm.
Dudaklarının tadı o kadar güzeldi ki sanki başka bir yere yolculuk ediyormuşuz gibi hissettim. İlk defa bir öpücüğe kendimi bu kadar kaptırmışken Beril kalabalığı fark etmiş olacak ki yolculuğumuza son verip geri çekildi.
Yanaklarında ki kırmızılık ve gözlerinde ki utançla karışık sevinçle dudaklarını yaladıktan sonra huzur dolu ama utanmış sesiyle "Sen ne halt ediyorsun?" dediğinde kahkaha atıp kulağına eğilip fısıltıyla "Ne halt ediyorum öyle mi? Seni bir rezillikten kurtarıyorum" deyip yanağına bir öpücük kondurdum.
Başını öne eğip "Kes şunu" diye mızmızlandıktan sonra etraftakilere bakmaya başladı. Bence ona bu kadar utanç yeter diye düşünüp Beril'in elini tuttuktan sonra "Tamam millet. Dağılabilirsiniz" diyerek Beril'i o kalabalıktan kurtardım.
Odaya geldiğimizde yatağın üzerinde bağdaş kurup başını geriye atarak pufladı. Kapının orda durmuş öylece onu izliyordum. Yanakları hâlâ kırmızıydı hatta sanki daha da kırmızılaşmıştı. Bunu düşününce istemeden de olsa başımı önüme eğip sırttım.
Yapmacık bir sinirle "Ne sırıtıyorsun sen öyle?" dediğinde başımı kaldırıp hafifçe iki yana sallayarak "Şu haline bak. Bi kurtarış öpücüğüyle ne hale geldin. Seni gerçekten öpsem bunu kaldırabilecek misin?" diye sorduğumda yanağındaki kırmızılık tam tahmin ettiğim gibi iyice belli olmaya başladı. Onu böyle görmeyi seviyordum ama sinirli olunca daha bi çekici oluyordu.
Aniden yüzünde ki kırmızılık yok olmaya başlayınca 'acaba yine ne yapacak' diye düşündüm. Bi yastık falan fırlatmasını beklerken o gayet masum sesiyle "Nasıl yani kurtarış öpücüğü?" dedi.
Omuz silkip arkamdaki kapıya sırtımı yasladıktan sonra "Orda deli olduğunu düşünmesinler diye seni kurtarmak için öylesine öptüm" dediğimde çok istedğim ve beklediğim tepkiyi almıştım.
Gözleri ateş saçarken "Öylesine ha?" diye sorduğunda olumlu anlamda başımı salladım.
O daha fazla sinirlenirken ben de daha fazla eğleniyordum. Aniden arkasından aldığı yastığı bana fırlatmasıyla ve o yastığın kafama gelmesiyle neye uğradığımı şaşırmıştım. O ise yatakta ayağa kalkmış diğer yastığı atmaya hazırlanıyordu. Kendimi toplayıp "Sen napıyorsun?" diye sorduğumda "Öylesine ha!!" deyip diğer yastığı da alıp bana fırlattı.
"Keşke susturmasaydım seni de herkes gerçek yüzünü görseydi. Delisin kızım sen. Delii" dediğimde o iyice sinirlenip "Bak hâlâ konuşuyor" diyerek bu seferde koltuğa geçip ordaki yastığı bana fırlattı.
Başımı yana eğip "Cephanen bitti şimdi napıcaksın?" dediğimde "Sadece yastık mı sandın" deyip klimanın kumadasına uzandı. Gözlerim kocaman olmuş bir şekilde ona bakarken "Onu atmayacaksın değil mi?" dediğimde "Deneyelim istersen" deyip atmak için hazırlandı.
Tam fırlatacakken onun sinsice kıvrılmış dudaklarının etkisinden çıkarak "Ya saçmalama kafama falan gelir" dediğimde "Amacım o zaten" dedi.
Hemen arkamdaki kapıyı açıp arkasına geçtikten sonra kafamı çıkarıp "Delisin sen delii" deyip kapıyı kapattım. Kumandanın kapıya çarpma sesiyle birlikte "Buraya gel kaçma öylesine ne demekmiş göstericem ben sana " diye bağıran Beril'in sesini duymamla sanki utanınca daha iyi oluyor diye düşünüp herhangi ölüm tehlikesne karşı oradan uzaklaştım...
Aslında daha uzun bir ara düşünmüştüm ama dayanamadım. Bence güzel bir bölüm oldu ve umarım sizde beğenirsiniz. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum...
Diğer hikayemede bakın...
Şimdiden teşekkürler. Yeni bölümde görüşürüz...
-SicakKahvemiz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Sorunlu
Teen FictionKoyu mavi parıl parıl gözler var, uzun boy var, siyah parıl parıl saçlar var, mükemmel bir gülüş var, yani kısacası insan baktığında bir daha bakası geliyor. Bu şanslı doğmak değil de nedir???