0.4

964 126 61
                                    

Changkyun oyuna ara verip telefonundaki mesajları kontrol etmeye karar verdiğinde saat gece bir buçuktu. (Bunu yazdığım saat kendisi bsisbdidh)

Honey: YA! O SALDIRDIĞIN KLAN BENİM KLANIMDI!

Chang: Ups! Üzgünüm bilmiyordum.

Honey: Hala uyumadın mı? O mesajı attığımda saat 12 falandı.

Chang: Sen de uyumamışsın.

Honey: Uyuyamıyorum. Zihnim çok yorgun.

Chang: Yaa... Deme ama böyle. Mutlu ol biraz.

Honey: Aa bir dolap! Çok mutluyum bir dolap gördüm Chang~
Dememi falan mı bekliyorsun? Hayatım bok gibi.

Chang: Lütfen böyle söyleme.

Honey: En yerinde olan betimlemesi bu Changkyun.

Honey: Hayatım boka battı ve çıkmıyor.

Chang: Sorun ne? Anlat bana.

Changkyun oyunu çoktan unutmuştu. Fazlasıyla değer verdiği biri acı çekerken oyun düşünebilir miydi?

Honey: Konu arkadaşlarım. Keşke gruptakiler gerçek hayatta da arkadaşım olsaydı. Kesinlikle daha iyi olurlardı.

Chang: Neden? Sana kötü mü davranıyorlar?

Honey: Bana değil. Başkalarına. Fakat ben de onlardan gibi görünüyorum. Ben onlar gibi kötü değilim, değil mi Chang?

Chang: Tabii ki değilsin. Başka bir arkadaş grubuna katılsan? Onlarla daha fazla takılamayacağını çünkü onlar gibi olmak istemediğini söyle. Daha sonra kendine bir hobi bul. Mesela bir sanat kursuna ya da dil kursuna falan git. Cidden, İngilizcen berbat.

Honey: Benim ingilizcem kötü değil seninki çok iyi yalnızca. ( ̄ヮ ̄)

Chang: Peki peki. Öyle olsun.

Honey: Artık daha iyi hissediyorum.

Chang: Sevindim. Ne zaman istersen benimle konuşabilirsin. (⌒▽⌒)

Gözlerim ağrıyor. Sanırım uyuyakalacağım. İyi geceler.

Chang kişisi çevrimdışı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Chang kişisi çevrimdışı

Honey: Bu resimden ve seninle konuştuktan sonra gecemin iyi geçmemesinin imkanı yok. ( fesat düşünmeyin lütfen soxbishd)

Changkyun telefonunun arkaplanına bakarak uyuyakaldı o gece. Jooheon için dua etti ve en kısa sürede mutlu olmasını istedi. Ona fazlasıyla değer veriyordu. Onun üzülmesi canını fazlasıyla yakıyordu.

Tanrım.. Lütfen onun hep gülümsemesini sağla. Lütfen bir gün o ışıldayan gülüşün sebebi olmamı sağla. Ve lütfen, onun üzülmesine izin verme. Amen.

~~~°°°~~~

Sabah uyanır uyanmaz Jooheon'a günaydın mesajı atmış ve bir resim göndermişti.

Chang: Günaydıın~

Honey: Günaydın (*^▽^*)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Honey: Günaydın (*^▽^*)

Chang: Nasılsın? Daha iyi misin bugün?

Honey: Senden bir günaydın mesajı aldım. Yani iyi olmamam mümkün mü?

Chang: Utanıyorum. . .

Honey: Ah, üzgünüm. Kahvaltını yaptın mı?

Chang: Henüz değil. Kihyun beni çağırıyor. Sanırım kahvaltıyı hazırlamış. Sonra görüşürüz Honey~

Honey: Görüşürüz Kyun ^^

Changkyun gülümseyerek mutfağa girince Kihyun şaşırdı. Neredeyse elindeki kahve bardağını düşürecekti.

"Neden bu kadar mutlusun?"

"Mutlu değilim ki?"

"Niye sırıtıyorsun o zaman?"

"B-ben sırıtıyor muyum?"

"Joker'e benziyorsun şuan. Suratında kocaman bir sırıtış var."

Changkyun utanmıştı.

"Çok komik Bay Pembe Panter."

"Kaç kere söyleyeceğim bana Pembe Panter deme diye? Şımartıyorum seni. Hep ondan bunlar."

Gülüştüler ve kahvaltılarını yapmaya başladılar. Kahvaltı sonrası ne yapacaklarını düşünürken kapının çalmasıyla Changkyun ayağa fırladı.

"Ben bakarı-aaah!" Changkyun bağırarak kapıya koşuyordu ki ayak parmağını koltuğun kenarına çarptı.

"Sen dur sakar şey. Ben bakarım."

Changkyun ayağını tutup dolan gözlerine hakim olmaya çalışıyordu. Kihyun kapıyı açtığında karşısında iki genç kız vardı. Sevimli olanın elinde bir tabak kek vardı. Diğeri ise fazlasıyla çekiciydi ve Kihyun ondan gözlerini alamamıştı. Selam vererek kim olduklarını sordu Kihyun.

"Benim adım SoHyun. Bu da kız arkadaşım Hyejung "

"Changkyunun bahsettiği komşumuz olmalısınız. Lezbiyensiniz değil mi? Tüh yazık oldu."

Hyejung gözlerini devirerek söylendi. "Klasik yavşak erkek. Ben bu komşuları sevmedim Sohyun-ah. Kekleri ver de eve dönelim."

"Hyejung sana ne dedim ben? Biraz nazik ol."

O sırada Changkyun da ayağa kalkıp kapıya bakmıştı.

"Oh! SoHyun-shi! Hoşgeldin. İçeri girmez misin?"

"Hayır teşekkürler. Kek yapmıştım da. Size de ikram edeyim dedim."

Changkyun minnetle gülümsedi.

"Sanırım aramızda bir bağ var. Canım kek istemişti." SoHyun ve Changkyun gülüştü. Fakat o sırada Hyejung ve Kihyun, Changkyun'a ölümcül bakışlar atıyordu.

"Sonra görüşeceğiz Changkyun-shi. . ." diyerek kapıyı kendine çekti ve kapattı Hyejung. Kihyun da kapının kapanmasının ardından Changkyun'a sinirle bağırdı.

"Ben sana böyle mi öğrettim! Sevgilisi olan bir kıza mı yavşadın sen az önce?"

Changkyun iç çekti ve söylendi. "Kihyun-ah. . . Ben geyim amına koyayım gey! Kızlar ilgi alanıma girmiyor!" Gözlerini devirdi ve kanepeye oturup keklere yumuldu.

"Küfür etme Kyun! Çok ayıp!"

Soru: Çok mu hızlı gidiyorum? Sanki bu hikaye 6-7 bölümde bitecek gibi ://

Duvarıma bir şeyler yazın nolur çok yalnız hissediyorum bsixbiabxks

Hello Neighbor?//joo-kyun✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin