Changkyun, Kihyun'dan izin alarak Jooheon'larda kalmaya karar vermişti. Temelli değildi tabii ki. Yalnızca bir gece içindi. Siyah spor çantasına koymuştu pijamasını. Lazım olursa diye kendi çamaşırlarından da atmıştı bir iki tane. Koltuğunun altına yastığını sıkıştırdı ve Kihyun' a veda edip evden ayrıldı. Akşam yemeğini Jooheon'da yiyecekti. Başkalarına görünüp rezil olmamak için sağına soluna iyice bakındı. Daha sonra karşı binaya yöneldi ve koşmaya başladı. Binayla arasında bir metre kala adının seslenilmesiyle olduğu yerde donup kaldı.
"Changkyun oppa?! Ya! Dönsene bana! Oppa!"
Changkyun arkasını döndü ve onlara yaklaştı. Sonra başı eğik bir şekilde selam verdi.
"Merhaba SoHyun-shi. Merhaba Hyejung-shi."
"SoHyun-shi mi? Nerden çıktı bu resmiyet."
Changkyun başıyla Hyejungu işaret etti.
"Hyejung-shi bana çok kızıyor da. Ayrıca bana oppa demezsen sevirim. Sonra dayak yiyiyorum."
SoHyun'un gözleri hiddetle açıldı ve Hyejung' döndü.
"Ya! Jung! Ne demek adam dövmek?! Hemen geç içeri konuşacağız!" Hyejung olduğu yere sinerek dudaklarını büzdü.
"Üzgünüm Sohyun-ah..."
SoHyun gözlerini devirdi ve Changkyun'a iyi akşamlar dileyip sevgilisini peşinden sürükleyerek apartmana girdi.
Changkyun fırsattan istifade koşmaya çalıştığında adını tekrar duydu. Bu seferki o kadar tanıdık bir ses değildi. Neden bir türlü giremiyordu şu binaya!
"Changkyun! Chan! Heey!"
Arkasını döndü ve pizzacı gence gülümsedi.
"Merhaba..."
Genç, Changkyunun elindeki çanta ve yastığa bakarak tahmin yürüttü.
"Çok oyun oynuyorsun diye şu pembe kafa seni evden mi kovdu?"
"Hayır. Jooheon hyungla oyun gecesi yapacağız da."
"Ben ikiniz oynayabileceği çok güzel oyunlar biliyorum ama sen öyle şeyler niyetlemiyorsun besbelli."
"Nasıl oyunlarmış?"
"Hmmm... Mesela onun adını inleyeceğin oyunlardan?"
Sırf bu cümle bile Changkyunun kıpkırmızı olmasını sağlamıştı.
"Hey, Chang. Kıpkırmızı oldun phahahah!"
Elindeki yastığı gencin kafasına geçirdi Changkyun. Onunla böyle dalga geçmesinden hoşlanmamıştı. Yastıktan kurtulan genç kaçmanın yolları aradı kısa bir süre. Daha sonra ise "Benim yetiştirmem gereken siparişler var. Size iyi oyunlar~" diyerek kaçtı . Changkyun kısa bir süre arkasından baktı. Oyalanmaktan vazgeçip başka biri ona seslenmeden hızlı adımlarla Jooheon'un binasına girdi. Merdivenleri çıkıp kapının önünde durdu ve zili çaldı. Çok heyecanlıydı. Bütün geceyi birlikte geçireceklerdi.
Aklına pizzacı gencin kastettiği oyun geldikçe utanıyordu. Acaba Jooheon da öyle oyunlar oynamak ister miydi? Ne düşünüyordu böyle? Başını iki yana sallayıp bu düşüncelerden kurtuldu. Daha sonra açılan kapının ardındaki gamzeli gence baktı. Fazla sevimliydi. Çantasını ve yastığını alırken gülümseyerek içeri girmesini söyledi. Changkyun ayakkabılarını çıkardı ve içeri girerek kapıyı arkasından kapattı. Jooheonun peşinden yatak odasına gitti ve Jooheonu izledi.
Bir yer yatağı serilmişti fakat yastığı vardı. Jooheon elindeki yastığı kendi yatağına yerleştirdi ve çantayı kenara koyup arkasını döndü.
"Jooheon... Bana yatağını mı vereceksin? Olmaz! Katiyen olmaz! Kendi evinde yerde yatmana izin veremem Jooheon."
"Başka yatak yok Changkyun. Salonda da uyuyabilirim aslında. Ama en serin oda burası."
"Beraber yatalım."
"Yatalım? Hangi anlamda?"
"Tabii ki yalnızca uyuyacağız hyung." diyerek gözlerini devirdi.
"Pekala, beraber uyuruz. Önce biraz oyun mu oynasak? Layers of fear aldım."
"Olur ama şey.. Ben biraz açım Jooheon hyung."
"Pek bir şey yapamam ama elimden geldiğince masayı donatacağım." Sonra mutfaga gittiler ve iki paket ramen pişirdi Jooheon. Bir yandan da kimchi çıkarmıştı. Changkyun çaktırmadan tadına baktı kimchinin. Tadı harikaydı.
"Hyung bunun tadı harika." diyerek gülümsedi. Jooheon masaya kaşık ve çubukları koyduktan sonra ona döndü ve dudaklarına yaklaştı. Uzun bir öpücüğün ardından geri çekildi ve dudaklarını yaladı.
"Gerçekten tadı güzelmiş." dedi. Sonra sırıtarak masaya oturdu. Changkyun elleri yanaklarında öylece ayakta durdu bir süre. Daha sonra karnının guruldamasıyla yerine geçti ve yemeye başladı. Bir yandan da düşünüyordu.
Keşke yine uykusu olsa ve çocuk gibi davransa. Öyleyken sevimli oluyor ve kalbimi ısıtıyor. Fakat şuan kalbim göğüs kafesimden kaçmaya çalışıyor gibi geliyor.
"Ne düşünüyorsun Kyunie?"
"H-hiiç..."
Soru: Hello neighbor a nasıl bir son yakışır sizce? Okuyucuların da fikrini almak istiyorum. Bunlar aşırı saçma bir çift olduğu için nasıl bir son yapsam bilemiyorum bsksnxknakxbs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello Neighbor?//joo-kyun✔
Short Story•Tamamlandı• Yeni taşındığı evindeyken pencereden gördüğü genç, bir oyun karakterini anımsattı ona. Hayatına dahil olacağını nereden bilebilirdi? °Lee Jooheon+Im Changkyun° Texting+Düz yazı Kısa hikaye #383 Kısa hikaye #348 Kısa hikaye #345 Kısa hik...