Carpe Diem - 11 -

32 7 0
                                    

-Yazarın Ağzından-

Hayatını değiştiren o günden sonra tam bir ay geçmişti. Artık sayılı son iki ayı vardı.

Buradaki her şeyini, Jungkook'u, işini, evini, Ae Mi'yi, geride bırakması gerekiyordu. Kimsenin bilmesini istemediği baş ağrıları vardı. Uzun süreli bu baş ağrıları onu hem agresifleştiriyor hem de evden çıkmak istememesine yol açıyordu.

Taehyung ona geçmiş bağlılıklarını anımsatacak acı veren kişilerden ve yerlerden kaçmak istiyordu. Geride bırakmak da bu değil miydi zaten?

Bir hayali vardı, o yetimhaneye bırakılana kadar. Kocaman boş bir sayfası vardı, onu renklendirmeye başlıyordu o zamanlar. Küçük boya darbeleri vardı o sayfada. Büyüdükçe boyalar boş yerlere gelmek yerine üst üste gelip birbirine karışmıştı ve sayfa siyaha dönmeye başlamıştı. Şimdiyse 'iyi ki' dediği bir kız sayesinde o siyah kısım yavaşça bir resme dönüştürmeye başlamıştı. Ama daha resim tamamlanmadan ölmekten korkuyordu. Evet Taehyung ilk defa ölmekten korkuyordu.

Söylemek istediği şeyler de vardı. Ertelemeden, geç olmadan söylemek istiyordu. Koca bir resim görmek istiyordu o sayfada ve bunun için ilk adımı bugün atmaya karar verdi.

----------------------------------------

Jungkook ile birlikte kahvaltı ederken Taehyung ona bir yere kaybolmamasını, ona söylemesi gereken şeyler olduğunu söyledi. Jungkook da ciddi bir şeyler olduğunu sezip hiçbir şey demeden sadece başını sallamıştı.

"Jungkook, birazdan sana söyleyeceğim şey ciddi bir konu ve ben senin üzülmeni istemiyorum ama bilmen gerekiyor."

Jungkook "Sonunda, " diyebildi içinden, "sonunda hyung bana anlatmaya karar verdin."

Jungkook başı önde bir biçimde onun diyeceklerini dinlemeye hazırlanıyordu.

Taehyung, "Sadece dinle." deyip derin bir nefes alarak söyleyeceklerini anlatmaya hazırlandı.

"Hani o eve geciktiğim gece vardı ya, bir ay önce. Sokağa girdiğimde Ae Mi ile birlikteydim ve sen pencereden bana seslenmiştin."

"Evet hyung hatırlıyorum."

Taehyung hâlâ bunu nasıl anlatacağını düşünüyordu.

"Jungkook ben o gün intihar etmeye kalkıştım." dedi tek solukta.

Jungkook Taehyung'un ne diyeceğini zaten bildiği için pek şaşırmamıştı.

"Evet biliyorum hyung. Ae Mi anlattı."

Asıl şaşırması gereken kişi Taehyung olmuştu. Ae Mi ve Jungkook'un yakınlığına şaşırdı.

"Hyung merak etme, Han Nehri'nde oturduğumuz o gün aklına takılan şey, yani diyeceğim şey Ae Mi benim yakın arkadaşım. Hastanedeki ilk yılımızda tanıştık ve bu denli yakınlaştık."

Jungkook'un bu dediklerinden sonra Taehyung içten içe sevindiğini hissediyordu. Bir yandan da bunları kendisi sormadan Jungkook anlattığı için şaşırmıştı.

"Jungkook, ama nedeninini merak etmiyor musun?"

"Evet hyung seni bu denli vazgeçirecek şey ne?"

"O gün, onları yaşamadan önce uzun zamandır çektiğim baş ağrıları sebebiyle hastaneye gitmiştim. Ve doktor bana beynimde büyük bir boyutta tümör olduğunu söyledi."

Jungkook taşların yerlerine oturmasıyla artık daha iyi anlıyordu. Ama yine de üzülüyordu, Taehyung ona anlatmadığı için, onunla paylaşmadığı için.

CARPE DIEM // Kim TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin