6.BÖLÜM

69 6 0
                                    

Annem o akşam benim evimde kalmıştı çünkü ben rica etmiştim kendimi güvende hissetmek istiyordum, neler döndüğünü birlikte öğrenmek ve kendi başımın çaresine bakmak istemiyordum. Yanımda biri olmalı oda annem olucak tabi. Annemden başka kimse yoktu zaten. Bir yanım yeni bir evcil hayvan almak istiyor bir yanımda Ramsey'in yerini tutmayacağını söylüyor.

***

Tanrım bu ben miyim? Soğuk kanlı, sıradan bir hayatı olan ben, şimdilerde filmleri aratmayacak kadar kargaşalı geçen bir hayat.. Annem'in bende kaldığı akşam hiç uyumadık. Beni bayıltan bu ısırık hakkında sabaha kadar konuştuk. Uykusuzluğa hiç dayanamayan biri olduğum için saatime baktım. Saat sabahın beşiydi ve yatmaya karar verdik. Kafamı koyar koymaz uyumuştum. Sabah kalktığımda aşağı anneme bakmaya indim oturma odasınla birleşik olan mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Beni gülerek karşıladı.

-Günaydın tatlım!

-Bu ev uzun zamandır kahvaltı yüzü görmedi. Dedim ruhsuz bir ses tonuyla.

Sesli bir kahkaha atarak karşılık verdi. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra annem , duşa girdikten sonra evine gitmesi gerektiğini söyledi. Sadece bir gündür buradaydı ve ben kalmasını istiyordum. Iyi bir anneydi fakat benim başım dertte olabilirdi ve o bunu önemsemiyordu. Bende hafifçe gülümseyerek karşılık verdim.

-Tabi.. Hiç sorun değil ben kendi başımın çaresine bakarım.

O duşa girdiğinde bende mutfağı topladım ve bilgisayarı açtım. Vampirler hakkında biraz daha araştırma yaptım. Bütün sayfalarda Vampirler gerçekten varmış gibi bilgiler veriyordu. Hadi ama bu saçmalığa kim inanır! Şehir efsanesinden başka bir şey degildi. Aklıma bu konu hakkında bilgisi olan biri gelmiyordu. Annem duştan çıkıp, kullanmadığım bornozumla yanıma gelmişti ama ben onun geldiğini farkedemeyecek kadar dalgındım.

-Ruby. Ruby! Beni duymuyor musun?

Sırtımda annemin nemki ellerini hissederek irkildim ve oturduğum yerde doğruldum. Kurulu oyuncaklar gibi aniden konuşmaya başladım.

-Vampirler, işte şu adı herneyse. Bu konu hakkında danışabileceğim birini tanıyor musun?

-Rahip.

-Hı?

-Rahip tatlım. Kiliseye gidebilirsin.

-Oh tabi.

Pek inançlı biri sayılmazdım. Tamam bir yaratan vardı bizi ama bazı şeyler kafama pek yatmıyordu. İlk söylediğinde saçma sapan tepkilerle karşılık vermiştim anneme. Ama başka yolu yoktu , gidecektim.

Annem üzerine bir şeyler giymeye gitti bende üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Hazır olduktan sonra annemle beraber evden çıktık o eve gidecekti ben ise Kiliseye. Kiliseye geldiğim de bi yanım girip Rahiple konuşmamı, diğer yanım ise bu işin saçmalıktan başka bir şey olmadığını söylüyordu. Rahip Vampirler hakkında ne bilebilirdi ki? İçeri girmeye karar vermiştim. Kapıyı açtığımda içeride insanlar vardı Lisa adında bir genç kızın tabutu Peder'in sağ tarafında fayans masanın üzerindeydi. Tam kapıdan geri adım atıyordum ki Peder , "Buyrun. Hoşgeldiniz." diyerek beni içeri davet etti. Ben de sersem gibi ilk başta kekeledim, ne dedigimi ben bile anlamamıştım kimsede duymamıştı zaten. Toparlamak için hüzünlü bir gülümsemeyle girdim içeriye. Her ortama ayak uydurabilen biriyim. Ama bu tür yerler bana göre değildi. Orada birinin cesedi duruyordu ben ise içerideki acısı taze insanlara 'sözde' hüzünlü gülücükler atıyordum. Nihayet tören bitti ve herkes dışarıya dağıldı bende dahil olmak üzere. Cebimden bir sigara çıkarırken bir yandan da Peder'in oradaki insanları uğurlarken yüzünde hüzünlü bir gülümsemeyle üzülmemeleri ve bu günlerin de geçeceğini söylüyordu. Herkesin gitmesini bekliyordum. Sigaram bittiği sırada kimse de kalmamıştı. Tam Peder'e bakıyordum ki dimdik duran ve yüzünden hiç eksik olmayan gülümsemesiyle yanıma geldiğini farkettim. Hafif başını öne eğerek konuşmaya başladı.

-Merhaba, ben Peder Jack ve sizde..

-Ruby

"Ruby!" diyerek adımı onayladı ve kafasını yine hafifçe aşağı yukarı salladı. Elimi uzattım oda tabi karşılık verdi. Yaşça benden büyüktü. Tam yaşının adamıydı, sakin ve üsluplu bir konuşması vardı. Yine gülümseyerek konuşmasına devam etti.

-Sizi burada daha önce görmüş müydüm Ruby?

Aklım başımda değildi, kekeleyerek cevap verdim.

-Oh, ııı hayır. Ben sizle bir konu hakkında konuşmak is..

Çok sabırsızdı, sözümü yarıda kesmişti.

-Tabiki!

Farkında olmadan vücuduma hakim olamadım ve titredim, hava çok soğuktu. Konuşurken ağzımızdan küçük sisler çıkıyor, gizemli bir hava veriyordu. Peder yüzündeki gülümsemeyle konuşmasına devam etti.

-Ah üzgünüm aklım bazen hiç çalışmıyor. İçeride konuşabiliriz, buyrun bayan.

Sanki buraya yeni gelmiş gibi etrafıma bakınıp içeriye girdim önümde ise Peder vardı. Az önceki insanlar çıkarken pencere önünde duran mumları söndürmüştü. Peder ise yürürken hem benimle konuşmaya çalışıyor hemde sönen mumları yakmaya çalışıyordu. Her mum yakışında burnuma vanilya kokusu geliyordu. Sözü edilmişken vanilya kokusuna bayılırım. Peder'e boynumdaki küçük ısırığı gösterdim ve ona Vampirler hakkında ne bildiğini sordum. Bana bundan dokuz yıl önce başına gelen bir olayı anlattı.

Karısı Lily, çocukları Tommy'i beslerken pencerenin önünde duran bir adam görmüş. Lily'nin hemen kendisini aradığını ve rahatsız edici şekilde içeriyi izleyen bir adamın olduğunu söylemiş. Peder arabasına binip eve varmış ve evinin önüne arabasını park edip çıkacak iken yolda giden adamın boynunu ısırdığını görmüş. Bir kaç saniye adam kurtulmaya çalışsa da baygın halde yere yığılmış onu ısıran ise ortadan kaybolmuş karısı Lily, Peder içeri girer girmez boynuna sarılmış ve dışarıda duran adamı görüp görmediğini sormuş Peder ise olanları anlatmış Lily ağlayarak Tanrı'ya dua etmiş eğer yoldan geçen adamı ısırmasaydı belki de kendisini ısıracağını söyleyen Lily daha sonra o adamı birdaha görmemiş.

Olanları duyduktan sonra tek kelime edemedim. Vampir denen şeyin varlığına inanmaktan başka çarem yoktu. Peder'e teşekkür edip oradan ayrıldım.

ESKİ VAMPİR SEVGİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin