Arabadan indiğimde hala olanları çözmeye çalışıyordum. Neden görevim şimdi bitmişti ki? Neden bilgilere erişmesine izin verecekmişim. Bunların sadece tek bir açıklaması olabilir ama şimdilik bunu düşünmeyeceğim, hayır.
Evden içeri girdiğim anda muhteşem keman sesleri kulağıma doldu. Annemin sınıfı olmalı. Bu kadar iyi çaldıklarına göre "master class" olmalılar. Benim gibi keman dahilerinin sınıfı. Üstelik oldukça küçükler, yaşları 6 ve 11 arasında değişiklik gösteriyor ve çok tatlılar. Yavaşça yarı aralık olan sınıf kapısına yöneldim ve dizlerimi karnıma çekerek oturdum.
"Spotted Pony"yi çalıyorlardı. Klasik kovboy filmlerinin klasik müziği. Çalmayı öğrendiğim ilk gerçek parçaydı.
Bir süre dinledikten sonra babamın yanına gitmek için ayağa kalktım. Koridorda ilerlerken bana doğru kızıl saçlı, yeşil gözlü bir adam hızla bana doğru gelmeye başladı. Babamın adamlarından biri olduğubelliydi ama onu ilk defa görüyordum, yeni olmalıydı. Bana yaklaştı ve konuşmaya başladı.
"Bak bak bak. Operasyonu eline yüzüne bulaştıran küçük yılan da buradaymış!"
Ne dedi o bana? Babamın adamlarından biri mi söyledi bunu? Kimse buna cesaret edemezdi. Kendini ne sanıyordu bu kızıl kafa?!
"Pardon, anlayamadım?"
"Hayır anlamıyorum bu özgüven nereden geliyor? İlk önce gizlice gözetlemesi gereken çocuğun üstüne düşüyor sonra da Bay Moriarty'nin evinde geziyor. Bay Moriarty bu görevi neden sana vermiş anlamış değilim."
Şimdi anlaşıldı, benim onun kızı olduğumu bilmiyor. Ama bu yaptığı terbiyesizliği haklı çıkarmaz.
"Kendinize gelin beyfendi. Benimle bu şekilde konuşamazsınız. Ayrıca boşluğuma geldi de böyle bir olay yaşandı, siz hiç mi hata yapmadınız hayatınızda?!"
"Hata yaparsın da böyle bir görevde mi yaparsın? O şişko Bob denen adam da sen de bu görevde kalmayı hak etmiyorsunuz!"
Ne dedi o Bob için! Sen bittin oğlum.
"Bana baksana sen, arkadaşım hakkında düzgün konuş se-"
"Arkadaş mı ?! Ahahaha güldürme beni! O gerizekalı dört göz ile arkadaş olduğunu mu söylüyorsun? Onun seviyesi senin gibi biri için bile düşük."
İşte şimdi işin bitti. Hayatımda hiç bu kadar kızdığımı hatırlamıyorum.
"Bana bak kızıl kafa eğer Bob hakkında bir kötü söz daha söylersen yemin ederim seni doğduğuna pişman ederim!" dedim üstüne yürüyerek.
"Seni küçül ukala yıla-"
"YETER!" diye bağırdı biri.
İkimiz de sesin geldiği yöne baktık. Annem merdivenin tepesinde durmuş ölümcül bakışlarını bu adama çevirmişti.
"Bayan Moriarty-"
"YETER! KIZIMLA NE BİÇİM KONUŞUYORSUN SEN!"
Adam donakaldı.
"K-k-kızınız mı?" terlemeye başladı.
"Evet kızım seni saygısız."
"Bayan M-m-moriarty b-b-ben gerçekten bilmiyordum. Ç-"
"Şimdi beni çok iyi dinle Jonathan Teschke eğer bir daha kızımla ya da buradaki herhangi biriyle böyle konuşursan o ufacık beyninin içindeki insanlık kavramını en dehşet verici şekilde zorlayan işkencelerimi üzerinde uygulamaktan çekinmem. Beni anladın mı?" dedi annem kısık ama korkunç bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIL OYUN ŞİMDİ BAŞLIYOR
FanficTüm hikayeler meleklerin tarafından anlatılıyor değil mi? Nasıl kahramanlık yapıp günü kurtardıkları hakkında klişeler. Ben Jennifer Rory Moriarty ve sizi şeytanların tarafına çağırıyorum. [Kapak için @Irimi7'ye çok teşekkür ederim. ❤️]