"Rory." dedi Hamish kapının biraz ötesinde duran korumaları göstererek.
İki tanelerdi ve neyse ki arkaları dönüktü. Kafamı salladım ve aynı anda adamların üzerine koştuk. Adamlar neler olduğunu daha anlayamadan kendilerini yerde buldular. Suratlarına birer yumruk indirip bilinçlerini kapattık.
Hareketsiz yatan adamlardan birinin üstüne çöktüm ve silahını aldım. Hamish de aynısını yaptı. Geniş koridoru takip etmeye başladık
"Peki şimdi ne yapacağız?" diye sordu Hamish.
"Seni buradan çıkaracağız."
"Beni mi?"
"Evet seni."
"İkimiz çıkacağız."
"Hamish bak, dediğine göre babam ve adamları buradaymış. Ben de babamın yanında, Shadrack'a karşı olan bu savaşa katılmalıyım. O yüzden ben burada kalıyorum."
"O halde ben de burada kalıyorum."
"Hamish, hayır. Buradan gitmelisin."
"Nedenmiş o?"
"Çünkü Shadrack'la aramızda olan bu savaş seni ilgilendirmez."
"Yanılıyorsun, ilgilendirir."
"Nasıl?"
"Shadrack kötü biri. O yaşadığı sürece bütün Londra hatta tüm dünya tehlikede olacak. Ve sen bu pisliğe karşı savaşırken ben kaçmayacağım."
"Gözden kaçırdığın bir şey var. Ben de kötüyüm! Ben bir Moriarty'im, en az Shadrack kadar çok kötü işe bulaştım! Hamish dinle, bu savaş kötülerin. Şeytanın tarafında. O yüzden sen gidiyorsun ve ben kalıyorum."
"Eğer gerçekten kötü biri olsaydın beni buradan çıkarmaya çalışmazdın."
Sinirden köpürüyordum.
"Sen gidiyorsun ve ben kalıyorum, nokta!" dedim dişlerimi sıkarak.
"Göreceğiz bakalım." dedi fısıltıyla.
Tartışırken çok ses çıkarmış olacağız ki arkamızdan sesler duyuldu. Hamish'le birbirimize baktık. Çok kalabalıklardı.
"Koş." diye fısıldadım.
Koşmaya başladık. Büyük salonları ve ofislerin yanından geçiyorduk. Ama arkamızdaki ayak sesleri hiç kesilmiyordu. İleriye hiç sapmadan koştuk ve koştuk. Birden Hamish bileğimden tuttu ve sağa çekti.
Kuytu bir yerdeydik. Yangın merdiveni mi o? Evet. Yangın merdivenin girişimde yangın dolabının arkasında saklanıyorduk. Ortam çok gergindi. Ayak sesleri yaklaştıkça yaklaşıyordu. Elimi silahıma götürdüm ve iyice Hamish'e yaklaştım. Birden kalabalık bir grup insan yanımızdan koşarak geçti. Bizi görmemeleri için iyice duvara yapıştık. Birkaç saniye sonra insanlar uzaklaşmıştı. Derin bir nefes aldık.
"Çok yakındı." dedim.
"Evet."
"Hey Hamish."
"Efendim?"
"Yangın dolabını açarsan n'olur?"
"Nasıl n'olur? İçindeki şeylere erişmiş olursun."
"Hayır."
"Ne olur peki?"
"Yang çok kızar." dedim sırıtarak.
Ortamı ısıtmak için yaptığım bu espiri gerçekten kötüydü Hamish'in bakışlarından anladığım kadarıyla.
"Ne var? Güzeldi bence."
"Rory lütfen, şu an zeka gerilemesi yaşamamak için satranç oynamak istiyorum."
"Tamam ya." dedim ve saklandığımız yerden çıktım.
Yürümeye başladık. Silah sesleri duyuluyordu, alt kattan geliyordu bu sesler.
"Sanırım alt kattalar."
Kafamı salladım.
"Beni takip et." dedim.
Bina çok büyüktü ve loft şeklinde tasarlanmıştı. Merdivenlerden en aşağı kata indim ve binanın öbür ucundaki çıkış kapısına koşmaya başladım. O sırada yukarı kattaki savaş alanına dönmüş salona baktım cam duvarlarından. Sayımız onlara kıyasla çok azdı. Tek başımıza onları yenmek imkansızdı.
"Rory?"
Hamish omzuma dokundu. Yukarı kata bakarken dalmışım ve onun bu hareketiyle kendime geldim. Zorla gülümsedim.
"Gidelim."
Çıkış kapısına doğru koşmaya devam ettik.
"Rory, nereye gidiyorsun?"
Cevap vermedim. Verirsem benimle gelmezdi çünkü. Sonunda çıkış kapısına vardık. Hamish'in elini tutup çıkış kapısını açtım.
"Elveda Hamish Watson, seninle tanışmak bir zevkti. Şimdi evine git." dedim ve onu dışarı attım.
Onun olmayan bir savaşta ölmesine izin verecek değilim.
Kapı tam bir daha açılmamak üzere kapanacakken Hamish ayağını koydu ve içeri girdi.
"Sana daha önce de dedim hiçbir yere gitmiyorum!"
"Bu savaş senin değil!"
Birden kapı açıldı ve içeri... içeri dayım Mycroft ve Müfettiş Greg Lestrade girdi. Arkasından da Sherlock ve Doktor Watson ve o da ne?! Yüzlerce silahlı polis.
Hamish eğildi ve kulağıma fısıldadı.
"Artık benim de savaşım."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bugün ikinci bir bölümle karşınızdayım. Normalde daha uzun bir bölümdü ama ikiye bölmeye karar verdim çünkü yaz yaz bitmedi. Neyse umarım beğenirsiniz. Seviliyorsunuz. Xxxx
-E.Ş.BÖLÜM MÜZİĞİ: It's My Life - Bon Jovi
SORU: Sherlock dizisindeki shipleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIL OYUN ŞİMDİ BAŞLIYOR
FanficTüm hikayeler meleklerin tarafından anlatılıyor değil mi? Nasıl kahramanlık yapıp günü kurtardıkları hakkında klişeler. Ben Jennifer Rory Moriarty ve sizi şeytanların tarafına çağırıyorum. [Kapak için @Irimi7'ye çok teşekkür ederim. ❤️]