Bölüm 10

295 36 13
                                    

HAMİSH

Uzun loş bir koridor... Kız önde, korumalar ve ben arkada ilerliyorduk. Bu sıarada düşünmek için de vaktim oldu tabii.

  Babam onu canlı istiyor demişti. Peki ama kimin kızı bu? Shadrack'ın olamaz, tüm kayıtları inceledim onun bir ailesi yok. Koridorun sonundaki kapıya vardığımızda kız durdu ve o an içimi kemiren bu soruların cevabının çok yakında olduğunu hissettim.

  Kapıyı açıp geri çekildi ve bana baktı.

  "İçeri buyurun Bay Watson."dedi ve odayı gösterdi.

  Bir hamle bile yapmama gerek kalmadan korumalar beni içeri itti.

  Oda çok aydınlık değildi ama her şey oldukça netti. Odanın dışa bakan kısmı camdı ve bir şehir manzarası vardı. Gece olmuştu. Camın önünde de bir adam vardı. Arkası dönük olduğu için kim olduğunu göremiyordum.

  Kız benim yanıma gelip durdu. Sanırım kaçmaya çalışırsam beni durdurabilmek içindi. Korumalar ise kapının dışında bekliyordu. Adam yüzünü dönmeden konuşmaya başladı.

  "Hamish Watson, hoşgeldin. Burada olmandan onur duyduk."

  Yüzünü döndü.

  "Beni özledim mi?"

  NE?! JIM MORIARTY Mİ O?! NASIL HAYATTA OLABİLİR Kİ?! TANRIM İŞİM BİTTİ! Şoke olmuş bir biçimde Moriarty'e bakarken o konuşmaya devam etti.

  "Nasıl girişimi beğendin mi? Arkası dönük bir biçimde konuşup sonunda yüzünü dönme olayını diyorum. İtiraf ediyorum filmlerden esinlendim ama kabul et böylesi daha havalı."

  "S-s-sen öldün! İntihar ettin! Hayatta kalmış olamazsın!"

  Moriarty'nin kızına döndüm.

  "O iğnenin içinde ne vardı? Bu adam gerçek değil."

  "Gerçek."

  "Hayır, değil."

  "On altı yıllık babamın gerçek olup olmadığını senden iyi biliyorum."

  Haklıydı. Ne kadar inkar edersem edeyim bu adam gerçekten de Jim Moriarty'di.

  "Tanrım bundan kötüsü olamaz."diye mırıldandım.

  "Merhaba Hamish, bakıyorum da uyanmışsın ."

  Bu ses odaya yeni giren bir kadından geliyordu. Başka bir kapıdan girdiği için arkamı dönmeden yüzünü görebiliyordum. Aslında görmemiş olmayı yeğlerdim. EURUS HOLMES! Harika, anlaşılan gerçekten de kötüler ölmezmiş.

  "Yanılmışım bundan kötüsü olabilirmiş."

  Gülümsedi.

  "Sen öldün, ikiniz de öldünüz. Eurus Holmes, senin cenazen vardı! Herkes katılmıştı, hatırlıyorum. Ben de oradaydım. Sherrinford'dakiler öldüğünü söylemişti!"

  Moriarty'e yaklaştı.

  "İlk olarak Eurus Moriarty, Holmes değil. O soyadı arkamda bırakalı yıllar oldu."

  NE?! Jim Moriarty ve Eurus Holmes evlenmiş mi? Harika, harika bittim ben. Kıza döndüm.

  "Sana karşı başından beri şansım yokmuş zaten."

  Kafasını evet anlamında salladı.

  Tekrar Eurus'a döndüm.

  "Peki ama neden? En so  her şey güzeldi. Barış sağlanmıştı yani en azından bana öyle söylendi. Uçaktaki kız olayı... Neden böyle bir şey yapıyorsun ki?!"

  Öfkeyle bana yaklaştı.

  "Barışmış! Tabii ki onları affetmedim. Özür dileyerek bu işin içinden çıkabileceklerini düşündüler ama hayır! Neler yaşadığımı biliyor musun Hamish? Beni Sherrinford'a kapattıklarında henüz altı yaşındaydım. Altı yaşındaki minicik bir çocuğun problemlerini konuşup ona yardım etmek yerine bir cehenneme kapattılar. Söyle bana Hamish, yıllar boyunca hayanat bahçesindeki bir papağan gibi yaşasaydın, kanatların var ama uçamıyorsun, sen buna sebep olan kişileri affeder miydin? Ben sana söyleyim etmezdin, asla etmezdin. İşte bu yüzden!" dedi öfkeyle.

  İçimde ona hak veren bir parça vardı. Ama bunu  suçlusu ben değildim , yıllarını Sherrinford'da geçirmesinin suçlusu ben değildim. Aniden bir şey anladım.

  "Beni öldüreceksiniz." dedim kısık bir sesle.

  "Eğer senden iste-" diye başladı Moriarty ama sözünü kestim.

  "Ne yaparsam yapayım beni öldüreceksiniz."

  "Nereden çıkarıyorsun bunu?"dedi Eurus.

  "Bana bunları anlatmanızdan çıkarıyorum. Bu kadar bilgiyle hiçbir yere gitmeme izin vermezsiniz. Yanılıyor muyum?"

  "Hem evet hem hayır."

  "Eğer istediğimiz şeyi verirsen hafızanı silip seni bırakırız ama eğer söylemezsen oyunumuzun bir parçası olursun ve istediğimiz şeyi verene kadar burada kalırsın."

"Ne istiyorsunuz?"

"Yedek USB'nin yerini."

"Bunu size asla söylemem!"

"O halde buradan asla çıkamazsın, kararını ver."

Lanet olsun! O dosyayı vermem demek Moriarty'nin güçlenmesi için bütün olanakları gümüş bir tepside küçük bir kurdeleyle vermem demekti. Hayır yaşadığım süre boyunca bu olmayacaktı.

"Kararımı verdim. Hayır, hayır söylemeyeceğim."

"Pekala. Ben sabırlıyım, bekleyebilirim. Yüz yıl bir elf için göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçer. Hobbit'ten alıntı yaptım. Nasıl oldu? Sen söylemeden söyleyim, EFSA bekle biraz... NEVİ! Ah bugün formumdayım. Her neyse yeni evine hoş geldin Hamish Watson."

Kıza döndü.

"Tatlım onu zindanlara götür."

"Baaşüstüne baba."

Kız kolumdan tuttu ve beni dışarı çıkardı.

"Gidelim Bay Watson."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
  Merhabaa! Bugün attığım üçüncü bölüm galiba :) Umarım beğenirsiniz. Seviliyorsunuz <3 XXX

BÖLÜM MÜZİĞİ: Look What You Made Me Do - Taylor Swift

SORU: Sizce Eurus haklı mı

ASIL OYUN ŞİMDİ BAŞLIYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin