( FİNAL )
A/N : Final Bölümüne başlamadan sizden bir şey isteyeceğim. Size söylediğim zaman "Let Your Heart Hold Fast" şarkısını açın. İnanın bana çok güzel bir bütün oluşturuyor. Dediğim gibi açmanız gereken zaman gelince söyleyeceğim. İyi okumalar.
Yavaş adımlarla binadan çıktım, her tarafta yaralı polisler ve tutuklanan Shadrack'ın adamları vardı. Savaş bittikten sonra babam adamlarını hemen toplamıştı çünkü onlarca polis gelip tutuklama ve sorgu işleriyle uğraşmaya başlamıştı ve polislerin ne annemle babamın yaşadığını ne de bizim bu işin içinde olduğumuzu bilmemeleri gerekiyordu.
Dışarıda hava çok soğuktu ve bulutluydu. Biraz önce bu bulutların orada olmadığına emindim. Neyse, sokak lambalarının aydınlattığı yolda gözlerim Hamish'i aradı. İşte oradaydı , bir polis arabasının önünde Sherlock, Mycroft, babası ve Müfettiş Lestrade ile birlikte sert görünüşlü bir polise ifade veriyorlardı.
Yavaş adımlarla ve gizlenerek polis arabasına yaklaştım ve konuşulanları dinlemeye başladım.
"Tekrar soruyorum polislerle birlikte savaşan kişiler kimlerdi?" dedi polis memuru sertçe.
Olamaz! Babamın hayatta olduğunu öğrenmemelilerdi. Aksi takdirde peşimizde olan kişiler listesine devlet de eklenir ve bütün huzurumuz kaçardı. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hamish bana baktı, nasıl bilmiyorum ama beni görmüştü. Sherlock ağzını açtı tam söyleyecekken Hamish araya girdi.
"Kimse, onlar savaşmak için gelen gönüllülerdi." dedi gözlerini benden ayırmayarak.
Güldüm ve arkamı dönüp yürümeye başladım ama hala konuşulanları duyabiliyordum.
"Peki." dedi polis ve seslerden çıkardığım kadarıyla uzaklaştı.
"Hamish sen ne dedin?" dedi John Watson.
"Yalan söylememeliydin." diye ekledi Mycroft.
"Rory hayatımızı kurtardı. En azından bunu borçluyuz ona. Şimdi izninizle halletmem gereken bir iş var." dedi ve bana doğru yürümeye başladı neyse ki hava karanlıktı ve kimse beni göremiyordu, Hamish dışında.
( Şimdi! :D )
Yanıma geldi ve birlikte yürümeye başladık.
"Teşekkürler." dedim.
"Ben teşekkür ederim. Rory, orada yaptığın şey, ... çok cesurcaydı ve gerçekten zekiceydi. Hayatımızı kurtardın."
"Sen de benimkini kurtardın."
"Ödeştik o zaman."
"Ödeştik." dedim gülerek.
Shadrack'ın malikanesinin sınırlarından çıkıp seyrek sokak lambalarıyla aydınlatılmış boş bir sokakta yürümeye başladık. Manzara müthişti.
"Ne gündü ama." diye fısıldadım.
"Efsanevi."
"Aynı günün içinde kaçırıldığımızı, vurulduğumu ve bundan dört saat sonra iyileştiğimi söyleseler abartmamalarını söylerdim."
"Sen söyleyince fark ettim de hepsinin aynı gün olduğuna emin misin?"
"Eminim." dedim gülerek.
Bir süre konuşmadan yürüdük. Birden inanılmaz bir şey oldu. Kar yağmaya başladı! Kara bayılırım ben. Durduk ve gökyüzüne baktım. Ellerimi yukarı kaldırdım ve kar tanelerini hissettim.
"Kar." diye fısıldadım.
"En sevdiğin, yanılıyor muyum?"
Gülümsedim.
"Hayır yanılmıyorsun."
Hamish'in saatinden yeni bir güne başladığımız anlamına gelen küçük bir ses çıktı.
"Rory."
Hamish'e döndüm. Saçlarında ve ceketinin omuzlarında kar vardı, büyük ihtimalle ben de öyle görünüyordum.
"Efendim?"
"İyi ki doğdun."
Ne? Ah tabii ya, yeni bir güne girdik ve bugün benim doğum günüm olmalıydı. Nerden bildiğini sormadım, anı mahvetmek istemedim. 17. yaşıma girmiştim az önce. Yüzümdeki gülümseme büyüdü.
"Teşekkür ederim."
Karların ve sessizliğin içinde yavaş yavaş yürümeye devam ettik.
SON
---------------------------------------------------
Merhabalar :) Evet, bitti. Açıkçası yazdığım bu kitabı yazarken hiç mutlu olmadığım kadar mutlu oldum, yorum bildirimlerini görünce hiç heycanlanmadığım kadar heycanlandım. Burada bana destek olan herkese çok teşekkür ederim. Yorumlarınız ve beğenileriniz beni o kadar mutlu etti ki. Şimdi üstünde bu kadar vakit harcadığım bu kitabı bitirirken kendimden bir parça kopuyor gibi hissediyorum. Mutlu bir üzüntü var içimde. Umarım siz de bu yolculukta benim ve Jennifer kadar eğlenmişsinizdir. Daha önce de dediğim gibi bu kitap serinin ilk kitabı. Diğer kitabı ne zaman yazmaya başlarım bilmiyorum. Tekrardan beni bu yolculukta yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Size Eurus Holmes'ün Jennifer'a sarıldığı gibi sımsıkı sarılıyorum ve görüşürüz diyorum. Geri gelene kadar beni ve Jennifer'ı unutmamanız dileğiyle...
-E.Ş.
BÖLÜM MÜZİĞİ: Let Your Heart Hold Fast - Fort Atlantic
SORU: Bu kitabı beğendiniz mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIL OYUN ŞİMDİ BAŞLIYOR
FanfictionTüm hikayeler meleklerin tarafından anlatılıyor değil mi? Nasıl kahramanlık yapıp günü kurtardıkları hakkında klişeler. Ben Jennifer Rory Moriarty ve sizi şeytanların tarafına çağırıyorum. [Kapak için @Irimi7'ye çok teşekkür ederim. ❤️]