Mutfak sessizdi, gökyüzü aydınlığını kaybetmek üzere. Önce annemin duruşuna baktım,hayatı buna bağlıymış gibi gözlerini benden ayırmıyordu. ''İYİ, dedim, sonra babamın donuk yüzüne döndüm, suratında kıpırdayan tek bir kas bile yoktu, KÖTÜ, diye ekledim ve bende bu durumda ...GÜZEL, oluyorum sanırım diyerek ikisinin arasında durup gözlerimi kıstım. Parmaklarımın arasını iyice açarak cebimde bir tabanca tutuyormuş gibi elimi pantolon kemerimin yanına götürdüm. Oyun oynamak istiyorsanız oynayalım o zaman. Annemin parmağı tetiğe dayanıyordu:
'' Saçmalamayı kes, Bayan Venüs, ellerini havaya kaldır ve sakın kıpırdama.'' Artık sinir sistemim kendi kendini imha butonunu zorlamaya başlamıştı:
'' Eğer bugün birisi daha bana Bayan Venüs derse, kendimi Venüs'den aşağı atacağım. Yeter gerçekten, yoksa bugün doğum günüm falan mı ?''
'' Belki de yeniden doğacağın gün, başka bir alemde.'' dedi babam. Güldüm:
'' Nereden aklınıza geliyor böyle şeyler bilmiyorum ki, bundan sonra televizyon dizisi yok size, sadece belgesel, tamam mı? Hadi şunlardan yüzüme birkaç el sıkın da kendime geleyim,'' dedim ellerindeki su tabancalarını işaret ederek ''Uykum var.'' Babam ilk kez gülümsedi:
'' Kendine getirir, emin ol. Hakettiği değeri görememiş etkili bir yöntemdir.'' Esnedim, gerçekten, bu oyun sürecek gibiydi. Odama çıkmak için hareketlendiğimde annem silahı daha sıkı tutarak bana yöneldi:
'' Sakın!! Sana ne deni....'' Lafını böldüm:
'' Ne demiştin, kımıldamayayım mı?Sıkıldım artık bu oyundan, deyip kollarımı ve bacaklarımı sallayarak, öğrendiğim ne kadar dans figürü varsa sergilemeye başladım, sonra devam ettim:
''Ne demişler, valide hanım, ateş edeceksen et, konuşma.'' Bunu söyleyip pantolon cebimdeki telefona ani bir hareket yaparak sanki bir silahmış gibi kavrayıp anneme doğrulttum. Tam bir kahkaha atmak üzereydim ki, işte tam o anda yanımdan sanki ağır çekimde geçen bir kurşun arkamdaki sehpanın üzerinde duran vazoyu paramparça etti. Daha sonra bedenimi kontrol eden ben değildim sanki, belki ani bir refleks beni duvara attı,sonra koridora doğru koştum. Arkamdaki mermiler usta ve hızlı bir suikastçı gibi beni kovalarken kolumda bir sıcaklık hissettim fakat acı sesi annemden geldi:
'' Kahretsin, omzum!!? Bana değil, ona ateş edeceksin budala!!''
'' Saçmalama, sana ateş eden ben değildim.''
Konuşmalara bir anlam veremesem de ikisi arasındaki dikkat dağınıklığından faydalanıp merdivenleri çıkarak kendimi odamın içine attım, tek nefeste kapıyı kilitledim ve yatağıma oturup düşünmeye çalıştım fakat mümkün değildi.
Kapının önüne çokta ağır olmayan elbise dolabımı sürüklerken neden, diye sordum kendime, neden üçüncü sınıf korku filmi aktrisleri gibi kendimi yukarı kata attım da dış kapıyı kullanmadım ki?? Şu anda bahçede olabilirdim ama kimden kaçmak için, anne ve babamdan mı ? O sırada merdivenin basamaklarını olabildiğince yavaş çıkan adımların sesi bana yaklaşıyordu. Çok sakindi adımlar, kafese sıkışan fareyi almak için kim, neden acele eder ki ?
Adımlar tam kapımın önüne geldiğinde ses kesildi. Bir şeyler duyabilmek için kapıya yaklaştım. Ne zamandan beri sessizlik gürültüden daha korkutucu? Ne yapmaya çalışıyorlar? Kahretsin, annemle babam az önce beni öldürmeye mi çalıştılar? Mantıklı hiçbir şey düşünemiyorken kapının kilidine isabet eden bir mermi çığlık atarak gerilememe neden oldu. Odaya girmelerinin an meselesi olduğunu anlayıp pencereye koştum. Dalları odamın penceresinden uzanan ceviz ağacı tek şansımdı, o dallara tutunmak üzereydim ki penceremin önünde bir gölge gördüm. Aşağıda biri var, diye düşündüm. Tam yardım istemek için bağıracaktım ki hayal kırıklığıyla kendimi geri çektim, bu babamdı. Biri kapımda bekliyor, biri aşağıda. Şimdi ne yapacağım? Kapıya doğru başımı çevirdim ama gelen ikinci mermi, imkansız diye bağırıyordu. Tek şansım pencere, peki nasıl? Yutkunarak çekmecemin üzerindeki bozuk saate baktım, işe yarar mı? Kapı parçalanmak üzere, acele et ahmak...saniyeler içinde gözlerimi kapatıp dua ederek çalar saati aşağıya, babamın kafasına bıraktım. Derin bir nefes alıp gözlerimi aşağıya indirdim. Oradaydı, yatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYAN VENÜS
ActionGünün birinde, eve döndüğünüzde anne ve babanız size bir silah doğrultsaydı ne yapardınız? Ya rüyalarınız aslında yaşadıklarınızsa? Şehrazat'ın hayatı bir anda geri dönüşü olmayacak şekilde değişecekti. Çok sürükleyici, elimden bırakamadım. - Ablam...