"Dolunayın aydınlattığı, soğuk bir gecede, özgürce esen rüzgarın, yüzünüze çarptığı anda verdiği huzur paha biçilemezdir."
Hayatta en çok sevilmeyi isteriz.
Sevdiğimiz tarafından sevilmeyi..
Sevildiğimizi hissedersek dünyanın en mutlu insanı o...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kahveyi Rüzgar'ın üzerine boca ettikten sonra epey bir süre sinirli ve sert bakışlarına maruz kalıyorum. Magazinciler bir sürü sorular soruyorlar. 'Yeni sevgiliniz mi?' 'Niye kavga ettiniz? Aldatma gibi bir olay mı var?' gibi sorular yöneltiyorlar bize, mikrofonu ağzıma sokuyorlar resmen. Biz de donup kalıyoruz. Hiçbir şey söylemeden hızlı adımlarla yürümeye başlıyorum ve bir şekilde paçamı kurtarıyorum onlardan. Pişman oluyorum biraz ama hak ettiğini düşünüyorum ve vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum. Hemen otele geri dönüyorum ve yatağın üzerine oturuyorum. Eylül ise daha yeni uyanıyor. Şaşkın gözlerle bana bakıyor.
"Aa ne zaman uyandın sen ya?" diyor..
"Üsküdar'da sabah oldu." oflayarak kafamı öne eğiyorum. "Rüzgar Alptekin'in üstüne kahve döktüm."
"Neee? Gerçekten mi? Çarpıştınız mı? Ayyy.. Dizilerdeki gibi resmen. Kesin sen de elindeki kitapları falan düşürmüşsündür. Aynı anda eğilip toplamaya çalışırken göz göze gelmişsinizdir falan."
"Ay Eylül ya.. Ne saçmalıyorsun sabah sabah? Öyle değil. Bilerek döktüm. Yani alıp boca ettim üzerine. Hem de sıcaktı kahve."
"Ee kızmadı mı sana hiç? Koskocaman Rüzgar Alptekin ya.. Hangi cesaretle böyle bir şey yaparsın acaba?"
"Kızmaz olur mu? Ne biçim baktı bir görsen. Magazinciler falan orada olmasa ne yapardı kim bilir. Ucuz kurtuldum yani."
"Ne diye böyle bir şey yaptın ki?"
"Sadece konuşmak istemiştim. Dinlemedi beni."
"Neyse.. En azından dikkatini çekmişsin. Artık hiç unutmaz yüzünü, emin ol."
"Cidden mi?" diyorum kaşlarımı çatarak. "Kendimi ona unutturmaya hiç niyetim yok zaten."
**
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Magazincileri itip, aralarından sıyrılarak içeriye giriyor, Rüzgar. Ve hızlı adımlarla odasına giriyor. Ajansta hem dergi için fotomodellik yapıyor, hem de ajansın müdür yardımcısı olarak çalışıyor. Bir hışımla aynanın karşısına geçiyor ve gömleğine bakıyor. Çok sinirli. Saç dipleri titriyor resmen sinirden.. Gözü hiçbir şey görmüyor. En yakın arkadaşı gelip onu sakinleştirmeye çalışıyor ama nafile. Gömleği üzerinden çıkarıyor ve ellerini beline koyuyor.
