"Dolunayın aydınlattığı, soğuk bir gecede, özgürce esen rüzgarın, yüzünüze çarptığı anda verdiği huzur paha biçilemezdir."
Hayatta en çok sevilmeyi isteriz.
Sevdiğimiz tarafından sevilmeyi..
Sevildiğimizi hissedersek dünyanın en mutlu insanı o...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hızlı adımlarla Gece'nin yanına gidiyor ve yüzünü avuçlarının arasına alıp onu kendine çekiyor. Aniden öpüyor dudaklarını. Gece, yine heyecandan ölüyor. Tir tir titriyor ve buna engel olamıyor. Parmak uçlarına çıkıyor ve Rüzgar'a karşılık veriyor. Bir yandan da ensesini okşuyor. Tabii o esnada camdan onları izleyen biri var.. Telefonunu alıp fotoğraflarını çekiyor.
İkisinin de gözlerinin içi parlıyor birbirlerine bakarken. Heyecandan kıpır kıpır oluyor içleri. Gece, utangaç bir gülümsemeyle kafasını öne eğiyor ve hiçbir şey söylemeden eve giriyor. Rüzgar da gülümseyerek bakıyor arkasından. Bir süre sonra arabasına doğru yürümeye başlıyor. Kafasını kaldırıp baktığında ise kendine silahı doğrultmuş adamı görüyor. İlk defa gördüğü bu adamın, kendisinden ne istediğini anlayamıyor, şaşırıp kalıyor öylece. Adamın gözlerinden öfke fışkırıyor adeta. Silahın emniyet kilidini açıyor ve parmağını tetiğe yerleştiriyor. Tam basacakken arkasında bir araba duruyor, içinden iri yarı iki adam iniyor ve Demir'i pataklıyorlar. Hemen ardından da Çağan iniyor arabadan ve Rüzgar'ın karşısına geçiyor.
"Şükür kavuşturana Rüzgar Bey. Allah muhafaza size bir şey olmadan yetişebildik. Var mı bir şeyiniz? Yani altınıza yapmaktan başka?"
"Sen kendini komik falan mı sanıyorsun? Nereden buldun beni?"
"Dur bir bakayım.. Aaa burası neresiymiş? Müstakbel karımın evinin sınırları içindesiniz. Burası sizin için yasaklı bölge. Anlatabiliyor muyum? Eğer sizi bir daha burada görürsem sonuçlarına katlanırsınız."
"Madem öyle düşünüyorsun, o zaman bıraksaydın, kurtarmasaydın beni. Demir denen herif kaldığı yerden devam etseydi."
"Hiç olur mu öyle şey? Çok ayıp.. Bir gün senin leşini yere seren adam ben olmayacaksam ne zevki çıkacak bu savaşın?"
"Belli ki sen pek kaybetmemişsin. Ama öğreneceksin merak etme. Ben de seninle konuşacaktım, ayağıma kadar geldiğin iyi oldu. Bana bak.. Neyin peşinde olduğunun farkındayım ama yapma. Nehir'den uzak dur."
"Vaay demek almışsınız haberleri. Nehir Hanımın da ağzında bakla ıslanmıyormuş. Ee ne oldu, az önce kaybetmekten bahsediyordunuz? Siz kaybetmeye çoktan başladınız çünkü biz Nehir Hanım ile güzel bir anlaşma imzaladık."
"Çağan! Senin işin benimle. Bir daha uyarmayacağım seni. Nehir'den uzak duracaksın."
"İstesem anında yok ederim seni. Ama ben tadını çıkara çıkara yapmak istiyorum bunu. O yüzden kaleyi içten fethetmeye karar verdim. Önce Nehir Hanım ile el sıkıştık. O sırada acı bir haber aldık. Başınız sağ olsun. Çok gençti."
"Ne? Kimden bahsediyorsun sen?"
"Kardeşiniz.. Özgür Bey. Duyduk ki arabası bir uçurumdan aşağıya yuvarlanmış. Ancak sizin haberiniz yok sanırım. Çok iyi bir abisiniz, gözlerim yaşardı."
