Jennie, birlikte hiç sıkılmıyormuş gibi görünen ChaeLisa ikilisine baktı. Lisa devamlı şakalar yapıyor, Rosé de gülüyordu. Üzgünce iç çekti. Sevgililerden ne bekliyorsun ki? Sen sadece üçüncü tekerleksin ve üçüncü tekerlekler canlarının sıkılmasına mâhkumdur. Yanaklarını şişirdi.
"Ne o? Kıskandın mı onları? Hııı?" Jisoo'nun sesini duyup ona döndü. Ve bu kesinlikle kötü bir fikirdi. Yüzlerinin birbirlerine bu kadar yakın olmasını beklemiyordu. Şişirdiği yanaklarını balona benzetirsek, yaşadığı şaşkınlık da balona batan iğne gibi bir şey oluyordu. Çünkü Jennie, doldurduğu tüm havayı Jisoo'nun yüzüne üflemişti yanlışlıkla.
"A-ah affedersin..." Gözleri kocaman olmuş bir vaziyette, geri çekilmiş kıza bakıyordu.
"Ö-önemli d-değil..." Önemli. Shipper yanaklarının kızardığını hissetti. Belki bir domates kadar kırmızı olmamıştı ama Jennie'nin davranışı onu utandırmıştı. Yanlışlıkla yaptı kız, seni gerizekâlı. Hem resmen şu an yüzüne üflenmesinden tahrik oldun. Ne biçim fantezilerin var senin?! İçinden kendisini azarladı. Tövbe etmeliydi. Arkasını döndü, Jennie görmesin diye, defteri çıkarmak yerine elini çantasının içine soktu.
Ve ficlerini yazdığı deftere dokundu. İçinden üç kez JenLisa demeyi de ihmal etmemişti. Ve tekrar Jennie'ye döndüğünde yenilenmiş hissediyordu. İdol olansa hâlen tuhaf bir vaziyetteydi. Jisoo bir an, tekrar Lisa'yı kıskanıp kıskanmadığını sormak istedi ama artık zamanı geçmişti. Şimdi sorsa garip olurdu.
"Şey..." dedi Jennie. "Bana okulu gezdirir misin?"
Jisoo kafasını salladı. "Tanıman gereken tipleri de gösteririm. Aslında iki kişi var. Birisi bizim sınıfta."
Jennie'nin elini tuttu. O an Jisoo fark etmedi yaptığını ama idolü heyecanlandı. Yine de elini çekmedi ve Jisoo'nun kendisini koridora çekiştirmesine izin verdi.
"A, işte geliyorlar. Naylonlarla tanış!"
Jennie onun işaret ettiği tarafa baktı. İki kız havalı bir şekilde yürüyordu.
Sağdakiyle aynı sınıfta olduklarını biliyordu. Adı Sana'ydı. Sürekli gülen, biraz şapşal bir kız olduğunu düşünmüştü ama şu an diğer kızla yürürken oldukça havalı görünüyordu. Ta ki, saçlarının ucuyla oynarken aynı anda da ağzındaki sakızı şişirme hatasına düşene dek. Sakız saçlarına yapışmıştı."Minatozaki Sana," dedi Jisoo. "Ömründe görebileceğin en aptal kız, diyebilirim." Hafifçe güldü. "Ve yanındaki de..." Sana'ya hiçbir şey olmamış gibi davranan kızıl saçlıyı gösterdi. "Park Sooyoung."
Bu sırada yanlarından çeşitli öğrenciler geçmeye başladı. İlki, "Park Sooyoung kusursuzdur." dedi yürümeye devam etmeden önce.
"Park Sooyoung güldüğünde, ben de mutlu oluyorum!" diye bağırarak geçti erkek öğrencilerden biri.
"Bir keresinde Park Sooyoung bana vurdu...ve bu mükemmeldi!" Bu seferki, kızıla hayran hayran bakarak söylemişti.
Jennie nelerin döndüğü hakkında hiçbir fikre sahip değildi. Bu okulun neredeyse, rahibeler okulu olduğunu sanacaktı. O kadar düzgün bir imajı vardı ama şimdi içine girdiğinde...Tüm kaçıkları nasıl buraya toplamayı başardıklarını düşünüyordu.
"Park Sooyoung gerizekâlının önde gideni." dedi Yeri. Bununla birlikte tüm okul sessizleşti ve herkes ona döndü.
"Seni duydum, ucube!" dedi Sooyoung onlara yaklaşırken. Bu arada Sana hâlâ saçındaki sakızla uğraşıyordu.
"Duyup algılayabilmen güzel. Senden beklenmeyecek hareketler bunlar."
Koridordaki öğrencilerin çoğunluğu dehşete kapılmıştı. Sooyoung bile. Bu sırada Jisoo, Jennie'nin kulağına fısıldadı, "Fark ettiysen bir çeşit Mean girls parodisi yapmaya çalışıyor bu ikisi. Ve tek fark eden benim, biliyor musun? Hayır yani anlamıyorum, filmi tek izleyen ben miyim? Sooyoung Regina George'u taklit ediyor..." Bir an duraksadı. "Ama Sana Karen'ı taklit etmiyor galiba. O cidden salak."
Jennie sesli gülmemek için dudaklarını dişledi. Bu arada Sooyoung ve Yeri tartışmaya devam ediyordu. (Aslında hep tartışırlardı ve her seferinde Sooyoung kaybederdi ama yine de Yeri ilk kez Sooyoung'a laf sokmuş gibi tepki verirdi insanlar.)
"Eğer zeki olsan bizimle aynı sınıfta olurdun. Sadece benim gibi üstün zekâlılar idollerle aynı sınıfta olabilir."
Sooyoung, Yeri'nin bu cümlesine güldü. Sana'yı gösterip iğneleyici bir sesle konuştu. "Kesinlikle haklısın(!)"
Onun cümlesiyle Sana, sakızla uğraşmayı bıraktı ve duygusal görünerek arkadaşına baktı. "Aww Sooyoungie~ Benim üstün zekâlı olduğumu söyledin az önce değil miii? Teşekkür ederiiim! " Sooyoung'un boynuna sarıldı ama geri çekilemedi. Saçındaki sakız yüzünden Sooyoung'la kafaları yapışmıştı.
"İkiniz de salaksınız." dedi Yeri arkasını dönüp giderken. Sooyoung'un hayranları ise onu Sana'dan kurtarmaya çalışıyordu.
"İtiraf etmem gerekirse, bu okulun çok sıkıcı olacağını düşünüyordum. Ama oldukça çılgın tipler var. Sevdim." Sınıfa döndüklerinde söyledi Jennie.
Ben de seni sevdim.
"Ne dedin?" Jennie şaşkınca Jisoo'ya baktı.
Jisoo'nun gözleri kocaman oldu. "Onu ben içimden söylemedim mi ya? O zaman dur şöyle yapalım. Zamanı geriye alıyorum, sen de duymamış gibi davran."
"Tamam..."
Jisoo zamanı geri aldı. Ve tekrardan Jennie'ye hayran olmuş bir şekilde bakmaya başladı. Ben de seni sevdim. Bu defa içinden söyledi. Sonra kendisine kızdı ve yine fic defterine dokunup üç defa JenLisa dedi.
Shipper tarafı tekrardan yenilenmişti. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsedi. "Bu daha ilk gün. Daha çoook eğleneceksin, emin ol."
Bölüm Sonu
Yorum ㅠ.ㅠ
Bu arada Sana'ya bitiyorum ya, çok tatlı. <3