Yandı yıkılmaz dediğim limanlarim. Yandı kalbimin tüm gemileri. ...
(Amar karakteri değişmiştir. Medya yeni Amar)
Nasıl bir kaderdi bu böyle aman yarabbi? Yüreğim ellerdeyken hiç birşey yapamamak nasıl bir cehennemdi? Diri diri mezara gireceğini bile bile kabullenmek neyin cesaretiydi böyle? Allah biliyor ya işin ucunda ablamin hayatı olmasa bir dakika tahammül etmezdim o adama..
Sözün üstünden iki hafta geçti. Evet sözlenmiştim. Hemde öküz gillerden bir ağayla(!)Elim istemsizce yüzüğüme kaydı. Ateşten Alyansım nasıl da yakışmıştı öyle elime...
"Keçamin de rabe"
Diyen annemin sesiyle irkildim. Istemenin olduğu günden beri omzumdaki yükler katlanmıştı sanki...
"Daye sen in ben geliyorum"
Dedim kısık sesimle cebelleşerek. Yorgun argın girdim banyoya. Başımdaki tokayı açarak serbest bıraktım koyu kahve saçlarımı. Soğuk su vücuduma temas edince istemsizce irkildim. Evleneceğim adam geliyordu aklıma... ve onun nefret dolu bakışları. Sahi bir insan nasıl öyle bakabiliyordu ki? Gözleri cennet rengindeyken orada nasıl öfke bayrağını dalgalandırıyordu ki... işim zordu hemde çok zordu ama bende Berivansam o adamın asla beni ezmesine izin vermeyecek her zaman dik duracagim...
Banyodam çıkıp dolabıma yöneldim. Bugün sevgili kocam(!)ve ailesiyle düğün alışverişine gideceğim. Bu yüzden güzel olmalıydım. MEZARIMA ÇİÇEK DİKİLMİŞ gibi hissediyordum. Sahi ben zaten bunu kabul ederek ölmüştüm. O halde mezarımı süslemek pekte fena bir fikir olmazdı değil mi?
Üstüme fuşya rengi elbisemi geçirdim. Belden oturtma olduğu için çok şık duruyordu. Makyaj masasına geçip aynadaki aksime baktım. Aman yarabbim bu nasıl bir yıkım? Resmen ölmüşüm şu iki haftada...
Gözlerim afilli bir renge bürünmüş,burnum kızarmış, saçlarımın ıslaklığı adeta korku filmlerdeki kötü cadıları anımsatıyordu. Tutamadım kendimi ve bir kahkaha patlattım. Ne yani koskocaman Mardin'e yakışıklılığıyla nam salmış Amar Şaren bu kızla mı evlenecekti? Bunları düşünmeyi bırakıp abartılı bir makyajla zorla kapattığım yüzüme baktım. Eh işte idare ediyorumAyakkabılarımı giyip koşar adım avluya indim. Abim Bedirhan'la kardeşim Rojhat bana döndüler. Nede güzel nefret ediyorlardı öyle benden ? Onlara aldırmadan geçip oturdum. Nihayet canım babamda!gelip oturdu sofraya . Ablam yoktu sofrada niye inmemişti ki!
"Bugün Amar ağa aradı. Seni almaya gelecekler."
Babamın homurdanmasıyla kendime geldim. Sahi insan babasının sesinden nefret eder mi ki ben bu adamın sesine tahammül edemiyorum.
"Ağam imam nikahı için hoca gelecek mi bu gün"
Diye sordu annem korkuyla. Evet imam nikahımiz eksikti!
"Ne imam nikahı kadın ortada namus mu kalmış? Senin bu fahişe kızın yemiş yiyeceği haltı? Neyin imanı kalmış ki imam nikahı kıyılsın? Amar ağa emretmeseydi bu namusuza dokunmayın diye vallahi onu sabaha çıkarmazdım. O gün şu avluda alırdım canını!!
Bu sözleri benim gözlerimin içine bakarak sarfetti. Ama tuhaf olan hiç zoruma gitmedi.
"Vay bee Zahir Civan sende ne büyük bir baba yüreği var böyle"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE Kelepçeli Serçe (#WATSY2017)
General FictionAfilli bir sessizlik almıştı bağışların yerini... Kadın sağır olmak istedi, kadın ölmek istedi.Bu sözleri duyacağına sadece ölmek istedi. Gözleri hedefini bulmuşçasına genç adamın gözlerine değindi.Ne demişti az önce kocası? "Hayır, hayır!" Hıçkırık...