Keşke mor gibi olsan. Beni mutlu edebilsen. Fakat beni üzmekten başka hiç bir işe yaramıyorsun. Canımı yanıyor Yoongi.
Ж
Herkesin bana bakıp güldüğünü, hatta video ya çektiğini biliyordum. Neden bu kadar aptal olmak zorundaydım ki?
Ellerimi suratımdan çekip kafamı kaldırdığımda bana doğru elini uzatan birisini gördüm. Fakat suratıma vuran güneşten dolayı yüzü belli olmuyordu.
"Yoora hadi kalk. Daha fazla rezil olmanı istemiyorum." Duyduğum sesle elin sahibini anlamıştım. Bu en yakın arkadaşım Wendy'di.
(Tabikide btsvelvet yapıcam.)
Uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Ardından Wendy'nin bana kızgın bakışlarını umursamadan çantamı alıp önden yürümeye başladım. Nedense bana bu konuda hep kızıyordu. Yoongi'ye karşı bu kadar salak olmamamı zırvalayıp durmaktan başka bir şey yapmıyordu.
"Sana kaç defa söylemem gerekiyor. O pisliğe kendini ezdirmemelisin Yoora!"
Birden durdum ve arkamı döndüm. Beni anlamasını bekliyordum. Sanki o hiç aşık değildi."Wendy lütfen susar mısın? Kalbimi kırıyorsun!"
Sınıfa girdiğimde hemen en arka sıraya geçip kulaklıklarımı taktım. Gözüme çarpan ilk şarkıyı açıp çantamdan mor renkteki günlüğümü çıkardım ve her zamanki gibi içimdeki nefreti kağıda boşaltmaya başladım.
Bunu yapmayı seviyordum. Wendy ve Yeri'ye göre yaptığım şey çocuksu ve saçmaydı ama ben bu şekilde sinirimi atıyordum.
Duyduğum kapı sesiyle kalemi elimden bırakıp ayağa kalktım. Lanet olsun! Bugün ilk ders ingilizceydi ve ben bu dersten nefret ediyordum. Özelliklede gözlüklü,kalem çekmesini bilmeyen canım öğretmenimide unutmamalıydım.
"Bizim kıçı boklu geldi yine." Dedi Yeri kulağıma fısıldayarak. Gülmemek elimde değildi. Yeri'nin öğretmene bulduğu lakaplar hoşuma gidiyordu.
Ж
Zil çaldığında öğretmene selam verip sınıftan çıktık. Sonunda öğle molası gelmişti. Nerdeyse açlıktan ölücektim. Bu sıralarda diyet gibi bir şey yaptığım için pek fazla bir şey yemiyordum.
"Yoora şu gereksiz defteride yanında götürmek zorunda mısın?" Yeri elindeki kahveyi yudumlarken bir taraftanda beni azarlıyordu.
"Onu yanımdan ayırmak istemiyorum. Kaybolursa ölürüm."
Yemekhaneye geldiğimizde elimize tepsi alıp sıraya girdik ve sohbet etmeye başladık. Tam bu sırada koridordan gelen bağrış sesleriyle kafamı sağa doğru çevirdim. Bir kaç kişi Yoongi'yi sırtlamış buraya doğru geliyordu.
"En büyük kaptan bizim kaptan."
Ben Yoongi'ye bakarken kolumda hissettiğim tırnaklarla ufak çaplı bir çığlık attım.
"Wendy ne yapıyorsun?" Buruşturduğum suratımla tısladım.
"Ona bakmayı kes!"
Önüme dönüp aşçıya sadece çorba istediğimi söyledim ve gördüğüm ilk masaya doğru yürüdüm. Masaya oturur oturmaz yemeğime başladım. Beş dakika geçmeden önündeki çorbayı bitirmiştim.
"Yoora biraz yavaş." Dedi Yeri sandiviçini yerken. Tabi onlar için sorun değildi. İkiside bir gün zayıflıktan ölmezse şaşırırdım.
İkisi yemeklerini yerken bende günlüğüme bir şeyler yazmayı düşündüm. Hem böylelikle vakit geçirirdim. Şarkı sözleri bölümünü açıp aklıma gelen sözleri not ettim. Neden şarkı sözü yazdığımı bende bilmiyordum.
Ж
En sonunda yemekhaneden çıktık ve sınıfa doğru yürümeye başladık. Şu ikisi acayip yavaş yemek yiyordu. Bir gün onları öldürüp denize atıcaktım.
"Yoora şu çikolatayı tutar mısın? Cebimden telefonumu almam gerekiyor."
"Üzgünüm Yeri. Elimde günlüğüm var."
Yeri birden durdu ve bana anlamsızaca bakmaya başladı.
"İyi olduğuna emin misin?"
"Evet. Neden sordun ki?"
"Çünkü ben elinde günlük göremiyorum." Yukarı kıvrılan dudaklarım anında düzleşmişti. Gözlerimi kollarımda gezdirdim ve içimden küfürler etmeye başladım.
"Lanet olsun. Günlüğüm yok!!"
Lütfen vote,vote,vote,vote,vote 🌞👍🏻🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Purple ж myg
FanfictionSon kez elimdeki mor balona baktım ve senin yanına gitmesini umut ederek gökyüzünde süzülüşünü izledim.