Ben dans etmeye devam ederken belimde,ardından dudağımda hissettiğim sıcaklıkla ilk başta duraksamış ve bana gururla bakan Jungkook'u görmüştüm. Eliyle devam etmemi işaret etmişti. Bende onu dinleyerek çocuğun öpüşüne beceriksizce karşılık vermeye başlamıştım. Bu halimden etkilenmiş olacakki öpüşmemizi anında durdurmuş ve beni sahneden indirip arka tarafa doğru sürüklemeye başlamıştı.
Korkuyu iliklerime kadar hissediyorum. İlkimin böyle olmasını istemiyordum fakat yaptığım hatalar beni buna mecbur bırakmıştı.
Kulağımda azalan müzik sesi ve biraz olsun hissettiğim soğuk nedeniyle transtan çıkmıştım. Etrafıma bakındığımda barın odasının önünde duruyorduk.
Çocuk hiç vakit kaybetmeden kapıyı aralamış ve beni yatağa doğru ittirmişti. Hala bunu yapabileceğimden emin değildim. Hatta titreyen ellerim ve gözümden akan yaşlar bunun ispatıydı.
Gözlerimi karşımdaki bedene diktiğimde montunu çıkarmaya çalışıyordu. Acele ettiği her halinden belliydi ve bu beni ürkütüyordu. Aç köpeklere benzeyen bir hali vardı.
Ardından üstüme çıkmış ve tekrardan dudaklarımı sömürmeye başlamıştı. İnlememek için kendini çok zor tutuyordum. O ise çok güzel olduğumu belirten şeyler fısıldayıp inliyordu.
Tanrım.. kendimden iğrenmeye başlamıştım.
Dudaklarımdan sonra göğüs kısmımı açık bırakan elbise sayesinde köprücük kemiğimi ısırıp öpmeye başlamıştı. Yaptığı şeyler hem güzel hem de kötü hissettiriyordu. Onu unutmak için yaptığım bu iğrenç şeyde bile gözlerimin önüne onu getiriyordum.
"Y-yoon-g ahh.." dayanamamış ağzımdan ufak bir inilti kaçırmıştım. Lanet olsun! Hala onu unutamamıştım.
Çocuk tam elbisemi sıyıracağı sırada açılan kapıyla ikimizde ürkmüştük ve saniyeler sonra üzerimdeki ağırlık yok olmuştu.
"Kimsenin benim olana dokunmasına izin vermem!" Kulağıma ninni gibi gelen sesle daha çok mayışmıştım. Hala neler olduğunu kavramakta güçlük çekiyordum ve bu benim için hiç iyi değildi.
Kolumda hissettiğim sıcak ve narin eller beni yattığım yerden kaldırmış ve dışarıya kadar sürüklemişti. Fakat gücüm tükendiği için kapının önünde düşme tehlikesi yaşamıştım.
Tam düşeceğim sırada kolumda olan elleri belimde hissetmiştim. Ardından ayaklarım yerden kesilmişti. Başımı beni kucaklayan kişinin boynuna gömerken burnumu heyecanlandıran erkeksi koku rahatlamamı sağlamıştı. Bu koku... çok tanıdık geliyordu. Aynı zamanda güven vericiydi.
Bedenime çarpan soğuk hava dalgasıyla dışarıya çıktığımızı anlamıştım ve bu daha çok beni taşıyan bedene sokulmama sebep olmuştu.
"Sen her zaman benimdin ve hep te öyle olacaksın." Duyduğum cümleler sayesinde ellerimi saçlarına götürüp okşamaya başlamıştım. Her şeyiyle Yoongi'ye benziyordu. Bu yüzden ona karşı bu kadar yakın hissediyordum kendimi. Ancak beni taşıyan kişinin Yoongi olma ihtimali %1 bile değildi.
"Bu halinle aynı bir meleği andırıyorsun." En son hissettiğim şey dudağımın üstündeki sıcak nefes olmuştu. Ardından kendimi uzun bir uykunun kollarına bırakmıştım.
Ж
Lütfen bana yardım edin. Hikayeyi silmek istemiyorum ama ne yazacağım hakkındada bir fikrim yok. Zaten bu kitaba başlama nedenim cansıkıntısıydı.
Kitabı bitirip bitirmemek arasında gidip geliyorum. Sizce bitirmeli miyim? 😕😕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Purple ж myg
FanfictionSon kez elimdeki mor balona baktım ve senin yanına gitmesini umut ederek gökyüzünde süzülüşünü izledim.