11.Bölüm " fucking guy.."

565 24 4
                                    

Taksiden indiğinde kapıya hızlı adımlarla yaklaşıyordum. Evi çok güzeldi. Annesi ve babasını çok merak ettim. Kapıyı çaldım.Kapı açılınca yerdeki yüzüm kapıyı açan kişiye kaydı.

( All that mattersle okuyun...)

"Senin ne işin var burada ! " iki bal rengi göz bana kızgınca bakıyordu. Ne yani Justin ve Nicol çıkıyormuydu!!!

Canımın yandığını hissettim. Neden böyle olmuştu..

" Ş-şey b-ben...b-beni Nicol çağırdı.."

fısıltıyla savurduğu küfürü duymuştum. 'siktir'...

Bağırarak Nicol'e seslendi.

Nicol geldi.

" Aaa geldin mi ? Salona geç.."

Dediği gibi salona geçtim.

~Justin'in ağzından~

Nicol'ü kolundan çekip konuşmak için mutfağa götürdüm.

" Justin bırak canımı yakıyorsun..!"

" Ne bok yemeğe onu buraya çağırdın..!"

" O artık bizim gruptan !"

" Bu grubun lideri benim ! Bana sormadan böyle birşey yapamazsın!"

"Bence gruba da sormalısın Justin "

"Tamam sorucam ve sırf haklı olduğumu duymak için sonra bu kız buradan siktirip gidicek!"

İçeri gittiğimizde El..Elsa... mıydı? Elena mıydı her neyse..Elena salonda oturmuş Victoria ile konuşuyordu. Diğerleride televizyon izliyordu.

" Hemen toplantı odasına gelin..Sen değil Elena"

Elena'nın suratı asılmıştı sanki. Bu umrumda değildi. Elimi Victoria'nın omzuna attım. Grupla aşağı toplantı odasına indik.

" Evet Nicol Elena'yı gruba almak istiyor ve benden izin almadan gruba katmış ve bana gruba yani sizinde fikrinizi almamı söyledi. Sizde ona 'Hayır' diyin...Anlasın "

" Sevgilim sen iyi misin? Bu gün tanıştığın kişiyi gruba almak ne demek ? hemde Justin'e sormadan " dedi Logan.

" Aynı fikirdeyim" dedi Chris.

" Sen ne düşünüyorsun Jacke ?"

" Katılıyorum bu çok saçma hem o ne yapabilir ?"

" Justin görevlerde bazen tek kız yetmiyor. Sende maalesef Victoria'yı görevlere göndermiyorsun. O kız bizim işimize yarar." dedi Nicol.

" Aslında sevgilimin dediği doğru Justin" dedi Logan ve Nicol'un dudağına bir öpücük kondurdu.

" Peki ona her şeyi anlatırsak ve kabul etmezse o zaman her şeyi herkese anlatır. O zaman ne olucak ?! "

" Diğerleri gibi onuda öldürürsün. Sonuçta yalmadığın bir şey değil."

~Elena'nın ağzından~

Salonda can sıkıntısından telefonumla oynarken Justin'ler geldi. Nicol yanıma oturdu. Birşeyler söylemek için açtı.

" Bak Elena biz..biz pis işlere bulaşıyoruz.."

Kalbim olduğundan fazla atmaya başladı.

" N-ne gibi?"

"Adam öldürme - adam dövme - işgence falan bize ne görev verilirse o.."

" B-b-benden ne istiyorsunuz !"

" Bize katılmanı.."

" B-bu bu mümkün değil ben daha karınca bile öldürmedim..!"

" Bak bunu sana söyledik ya bize katılırsın yada seni öldürmek zorundayız...Yani kimseye söylememen için."

"Kimseye söylemem yemin ederim.."

"Bunun kanıtı yok o yüzden seçimini yap ! " diye bağırdı Justin. Korkmuştum.

Elena nazikçe pis işlere bulaştıklarını anlatırken Justin bana bağırmıştı. Korkuyorum.Gözümden yaşlar inmeye başladı...

" B-ben kimseye zarar veremem y-yada öldüremem..."

" Aahh yapma Elena kimseyi öldürmene gerek yok..Tahrik et yeter.."

"B-ben...uff bilmiyorum...yani..şey..tamam "

Gözümden akan yaşlar çoğaldı. Nicol bana sarıldı.

" Eşyalarını almaya gidiyoruz kalk" dedi Justin.

" Niçin" dedim ve gözündeki yaşları sildim.

" Seni bırakırız mı sandın..hah ! seni bırakalım başkalarına öt dimi ! Burada kalıcaksın!"

"B-ben...babam var..o asla izin vermez.!"

" Bur yolunu bul.Hemen kalk birlikte gidicez sen alıcaksın ve gidicez.Haa bu arada evdekilerle çaktırırsan seni öldürürüm veya öldürtürüm. " Dedi Justin sinirle ve ekledi.

" Hemen gidiyoruz !" kolumdan tuttu arabaya doğru çekiştirdi.

" Justin kolumu acıtıyorsun.!"

" Kapa çeneni ve bin şu arabaya!"

Arabaya bindik. Evimin adresini sordu ve söyledim. Sonra hiç konuşmadım. Kafamı cama yasladım ve etrafı izlemeye başladım.

*

" İn hadi.."

Arabadan indim. Justin beni izliyordu. Yanlış bir hareketimde beni öldürürdü. Babamın odasının orada durdum içeriden kadın sesleri geliyordu. İçeri daldım. Babam beni görünce 'siktir' dedi. Yanında iki kadın vardı ve çıplaktılar. Odadan hemen çıktım. Göz yaşlarım yağmur gibi akıyordu. Arabaya binmeden koşmaya başladım. Justin arabadan indi ve o da koşmaya başladı. Ormana girdim. Sonra bir şeye takılıp yere kapaklandım. Justin sertçe kolumdan çekip zorla kaldırdı.

Bağırarak konuşuyordu.

" Nereye kaçıyodun ha ! Bir yere gidip kutulucağınımı sandın ! Cevap versebe seni pis fahişe!"

" B-bana öyle deme!" ellerimle Justin'in göğüsüne yumruklarını geçiriyordum. Tabiki canı acımıyordu.Babam pantolonun  fermuarını çekmeye çalışırken yanıma doğru koşuyordu.

" Justin gidelim lütfen.."

" Sana bir şey mi yaptı ?"

"Gidelim gelicek lütfen " ağlamaya başladım. Justin hiç beklemediğimiz bir şeyi yaptı. Bana sıkıca sarıldı.

" Korkma tamam ben burdayım. " Kendimi rahat ve güvende hissediyordum. Babam bizi görmeden gitmeliydik. Ondan nefret ediyorum. Justin eliyle göz yaşlarımı sildi. Anlamıyordum bana kötü davranmıştı çok kötü. Ama şimdi ise bana iyi davranıyordu.

Arabaya doğru koştuk. O lanet herif ortalarda yoktu. Tam arabaya giderken bir kol beni tuttu...Justin şaşkınca bakıyordu. Beni tutan o lanet adamdı sanırım. Ondan nefret ediyordum. Kolumu hızla çektim ve bağırdım.

"Senden nefret ediyorum. Keşke hiç babam Olmasaydın seni lanet olsa..." Yüzüme inen sert tokat karşısında yere yapıştım ve kafamı bir taşa çarptım. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Buğuk buğuk sesler duyuyordum. Gözlerim kapandı...

***

AŞKUŞLARIM UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR...ÇOK DÜŞÜNDÜM NASIL YAZSAM DİYE..SONRA BÖYLE OLDU İŞTE :* 12.BÖLÜME GELMEK ÜZEREYİZ. +8 VOTE İSTİYORUM -.- SİZİ SEFİYOM <3

I NEED YOUR TİME...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin