605 125 12
                                    


Yoongi içinden beşe kadar sayacak, daha sonra da hızlıca bulunduğu tuvalet kabinini terk edecekti. En azından planı buydu.

Ancak Taehyung'un da kendince planları vardı. Ve işte böylece Yoongi kabinin kilidini açarak dışarıya adımını attığı saniye karşısında başka bir adam olduğunu görerek yerin dibine girmek istemişti.

Taehyung şaşkın bir ifadeyle Yoongi'nin endişeli yüzünü seyretti.

"Sen Min Yoongi'sin, değil mi?" Genç adam kocaman bir gülümsemeyle araba farlarına yakalanmış bir geyik gibi kendisine bakan adama sordu.

"Lütfen kimseye beni gördüğünden bahsetme."

Yoongi tuvaleti terk etti.

Taehyung omzunu silkerek aynaya baktı. Tavanda asılı olan lambanın sarı ışığı yüzünün yarısını aydınlatmaya yetmiş, diğer yarısını gölgede bırakmıştı. Eun-Hae'nin kendisi için seçtiği takım elbisesine çeki düzen vererek dışarıya, diğer insanların arasına karışmaya hazırlandı.

Partnerinin yanına yürürken şu Min Yoongi denen adamın ne kadar garip birisi olduğunu düşünmeden edememişti. Kim kendi işinin reklamını yapmak için düzenlenmiş olan partiden nefret ederdi ki? Sonuçta işin sonunda para vardı. Para, Taehyung'un bir numaralı motivasyonuydu. Fakir bir çevrede büyümekten miydi, yoksa eline para geçtikçe güçlenmek mi, bilmiyordu. Bildiği tek şey, parayı hayatının merkezine koymuş olduğuydu.

Mart ayının ortasındaydılar. Taehyung neden hala eski iş partnerinden parasını alamadığını düşünmeden edemiyordu. Yoongi ise mayısta halka açılacak alışveriş merkezi için deli gibi çalışıyor, çalışırken kendinden ufak parçalar kaybediyordu. Hırs insanları çirkinleştirirdi. Bunu, her ne kadar çok farklı hayatlar yaşasalar da, iki adam da biliyordu. İkisi de acımasız birer sektörün içine fırlatılmışlardı ne de olsa.

Sektörde, bir şeyi becermiyorsanız, bir başka şey sizi becerirdi. Bu kavram Yoongi için mecazi bir anlamda kullanılsa da Taehyung için aynı şeyi söyleyemezdiniz.

"Seo-Joon, oğlunla gurur duyuyor olmalısın! Ne kadar çalıştığını kendi gözlerimle gördüm. İnanılmaz bir enerjisi var."

Yoongi nazikçe gülümseyerek bir cevap olarak sayılamayacak bir iki kelime fırlattı konuşmaya. Tam bu esnada gözünün ucuyla az önce tuvalette gördüğü genç adamı yakaladı. Her şeyden önce adamın kim olduğundan hiçbir şekilde emin değildi. Daha önce kendisini görmemişti ancak önemli biri olmasaydı bu davette işi olmazdı. Bu düşünce Yoongi'yi sadece daha da gergin hale getirmişti. İnsanlar konuşurdu. İş camiasında insanlar daha fazla konuşurlardı. Babası ve annesi hala boşanma skandalı ile boğuşurken Yoongi'nin son istediği şey isteksiz bir mirasçı olarak tanınmak olurdu.

"Yoongi, bak seni kiminle tanıştıracağım." Babası tok sesiyle Yoongi'nin dikkatini çekti. Yoongi yönünü babasına ve tanıştırılmak üzere olduğu kadına döndüğünde bordo ceketli çocuğu gördü.

Kimsin sen?

"Eun-Hae, Yoongi."

"Yoongi, Eun-Hae."

"Memnun oldum." Yoongi, alımlı kadının elini sıktı.

"Sizinle tanıştığımızı sanmıyorum." Seo-Joon, siyah gece elbisesinin içinde parlayan kadının yanındaki çocuğa bakarak konuştu.

"Merhaba efendim. Kim Taehyung. Eun-Hae'ye eşlik ediyorum." Taehyung, Yoongi'nin tüylerini diken diken eden, oyuncu bir gülümseme ile uzanarak adamın elini sıktı.

"Ah, memnun oldum."

Seo-Joon biraz sonra Eun-Hae ile derin bir iş konuşmasına dalmış, şirketteki yazar sayısının azalmasından yakınmaya koyulmuştu. Eun-Hae ise kelimelere aç bir şekilde kendinden bir iki yaş büyük olan adamı dikkatle dinliyor, elinden geldiğince şirketteki yazarlık pozisyonu ile ilgilendiğini belli etmeye çalışıyordu.

"Vazgeçtim. Buradan nefret etmiyorum." Taehyung sessizliği bozdu.

"Şampanya harika."

Taehyung kadehini hafifçe havaya kaldırarak Yoongi'den kendisine eşlik etmesini bekledi. Yoongi her ne kadar bunu yapmak istemese de etrafta onları izleyen bir çok insan, fotoğraflarını çeken bir çok paparazi olduğunun farkındaydı. Arkadaş canlısı maskesini takarak kadehini havaya kaldırdı.

"Eun-Hae'nin koruması mısın?" Yoongi, çocuğa bakarak sordu. Koruma olacak kadar güçlü durmuyordu ancak kadının arkadaşı olmak için de fazla gençti.

"Hayır, bir arkadaşıyım diyebiliriz."

Yoongi bunu garip bulduysa da cevap vermedi.

Taehyung şampanyasından büyük bir yudum aldı.

"Gerçekte çok daha yakışıklıymışsın."

Turning Point | 태기Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin