十三

448 82 13
                                    

Y/N: Bölümü editlemedim, hatalar varsa özür dilerim. Uzun bir süre sonra yeni bölüm yazdığımdan paslanmışım. Biraz filler bir bölüm oldu fakat gerekliydi. Yorumlarınızı bekliyor olacağım. :')

-

Taehyung, Yoongi'nin babası Min Seojoon'un ofisinin hemen önünde dikilirken yanında gergin gergin dikilen adamı süzdü. Adam öyle acınası duruyordu ki onu rahatlatmak için bir iki kelime etmek istedi, fakat dikkatinin dağılmasına izin veremezdi.

"Tamam. Şimdi her şeyin üzerinden geçelim." Taehyung yavaşça elini Yoongi'nin omzuna koyarak onu bir kenara çekti. "Şirketteki herkesin eline düşen fotoğrafta sadece arabada yan yana oturuyoruz. Değil mi?" Sordu.

Yoongi ceketinin cebindeki fotoğrafı çıkartarak Taehyung'a uzattı. "Pek arkadaşça gözükmese de evet." Doğruydu ya, fotoğrafta neredeyse Taehyung adamın ağzının içine düşecek gibi duruyordu. Yoongi de oldukça rahat bir haldeydi.

"Onun bir önemi yok." Taehyung elindeki fotoğrafa bakarken omuz silkti. "Bana soracak olursan şirin bir fotoğraf Yoongi Hyung. Bunu çerçeve yaptırmalıyız." Taehyung güldü. "Hatta, dur dur! Diğerini göster bakayım."

Yoongi, adamın rahatlığına katlanamıyordu. Kendisi gerim gerim gerilirken o, karşısında tüm serseriliği ile dikilmeye devam ediyordu. Ancak Yoongi'nin içinden bir ses bütün bunların kendisini yumuşatma çabasından başka bir şey olmadığını çok iyi biliyordu.

Taehyung diğer fotoğrafa baktı bir süre. Yüzündeki alaycılığı silinmişti aniden. Yoongi sonunda Taehyung'un durumun ciddiyetini anladığını düşünerek derin bir nefes aldıysa da adamın tekrar su üstüne çıkan sırıtışı ile bu düşüncesi uçtu gitti. "Bu daha güzelmiş. Bir kopyasını almak isterim."

"Tabii, odamda bir ton kopyası var unuttuysan. Hepsi senin olsun." Yoongi başını onaylamazcasına salladı ve gözlerini babasının ofis kapısına dikti. "Ee, ne yapıyoruz şimdi?"

"Şimdi, içeriye giriyoruz ve babanla tanışıyorum. D-"

"Bunun iyi bir fikir olduğuna emin misin?" Yoongi adamın sözünü kesti.

"Bana güven küçük prens."

Yoongi alnını ovaladı. "Devam et."

"Fotoğraf eline geçmediyse bile yakın süre içinde haberi olacaktır. Önce bizden duyması iyi olur. Ona her şeyi anlatacağım özetle!" Taehyung tekrar omuz silkti.

"Ne diyeceksin? 'Merhaba ben bir seks işçisiyim ve oğlunuzla kırıştırmak için bana para ödendi. Ama fark ettik ki bunun arkasındaki sebep onu işinden etmekmiş! Bunu yapmazsanız harika olur.' mu?"

"Balım, öncelikle..." Taehyung samimiyetsiz bir halde gülümsedi, "...ben bir seks işçisi değilim. En azından uzun süredir değilim. Bu konuda anlaşalım. İkincisi, benim zekamı böyle küçümsemen hoşuma gitmiyor. Siz zengin çocuklar hep böylesiniz, pek şaşırmadım doğrusu." Taehyung cık cıkladı.

"Ne diyeceksin o halde?"

"Sana verdiğim kartı hatırlıyorsun değil mi?" Taehyung sordu. Yoongi bordo kartı hatırlayarak başını salladı. "O kartın üzerinde adımdan ve bir telefon numarasından başka bir şey var mı?"

Yoongi bir süre düşündü. Üzerinde sadece adı, bir de telefon numarası yazıyordu. "Hayır, sanırım başka bir şey yoktu. Neden?"

"Şöyle anlatayım... Beni arayan kişi her kimse onun doğrultusunda çalışırım. Sadece senin tabirinle 'seks endüstrisini' yakından tanıyan insanlar benim bu işi yaptığımı bilirler. Eskiden sahte bir isimle seks işçiliği yapardım." Taehyung kötü anıları düşündükçe yüzünü ekşitti. "Daha sonra işimde yükselmeye başladığımda daha önemli kişiler ile çalışmaya başladım, çoğu yaptığım işin içinde seks yoktu bile. Dolayısıyla kariyerime bir 'yaşam koçluğu' süsü verdik. Karşılaştığımız akşam beni boğmakla meşgul olan adam sayesinde oldu tabii bu. Tam da o yüzden peşimi bırakmıyor ya..." Adam tatlı tatlı gülümsedi ve devam etti. "Yani diyeceğim o ki, adımı internette aratacak olursan benimle ilgili sahte işim dışında göze batan bir şey bulman neredeyse imkansız. Tabii, Seokjin gidip de birinin ağzından laf çalmadığı sürece bir kanıtı olur mu bilmiyorum."

Turning Point | 태기Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin