20.bölüm

179 6 18
                                    

Emre'yle arka kapıdan elele çıktık.

B: Demek yenge

E: Hoşuna gitmedi mi?

B: Yok çok sevdim

Emre kendisine doğru çekti beni.

E: Senin iraden olmadan, kimse sana dokunamaz, seni hayal edemez, senin iznin olmadan adını bile ağzına alamaz.

Hafiften gülerek başımı salladım. Elele yürümeye devam ettik. İstanbul'da ağustos ayında narin narin yağan yağmur damlaları, esen rüzgar yanımda aşık olduğum adam, insan başka ne isteye bilir ki. Arabanı barın ön kapısında park ettiğimiz için polislerin gelme olasılığını düşünüp arabayı almaya dönmedik, taksiyle gidecektik aslında ama benim ısrarlarımla Emre'yle eve kadar yürüyecektik, biraz delice ola bilir ama imkansız değildi. Ben öne doğru giderken Emre elimi bırakıp arkada kaldı, ellerini yana doğru açmış;

E: Seninle ıslandıgımız üçüncü yağmurumuz

Elini uzattı,

E: Benimle dans eder misin?

B: Yolda?

E: Yolda, yağmurun altında, karanlıkta.

Elini tuttum, müzik yoktu ama yağan yağmur damlaları, Emre'nin kirpikleri vardı. Gözlerim kapalı, ellerim boynunda, başımı göğsüne yaslayarak dans ediyorduk. Müzik sesi duyunca ikimiz de ses gelen tarafa döndük, bizim yaşlarımızda iki genç çocuk vardı, diğerinin elinde gitar vardı.

X: Müziksiz dans olmaz, bir şeyler çalalım mı?

E: Ne dersin Asi?

B: Neden olmasın

X: O zaman kanka "incirler" diyelim.

"İlyas Yalçıntaş İncirler"

Bu tuzlu meltem mi böyle?

Genzimi yakan, yoksa dokundu mu sarf ettiğim o sözler

Çökerken sahile gece sinsi bir duman birer birer

Uçurumdan atlar hevesler

Olacak şey miydi şimdi senin yaptığın

Onca işin gücün üzerine bir de bu.

Geçmiyor boğazımdan inanır mısın sen yokken

Ne ekmek, ne de bir yudum su...

İncirler olana kadar kalsaydın bari

Onlarca sözden birini tutsaydın bari,

Beni böyle habersizce alıp giderken,

Bavuluna kalbimi de atsaydın bari.

İncirler olana kadar kalsaydın bari,

Onlarca sözden birini tutsaydın bari,

Beni böyle habersizce alıp giderken,

Bavuluna kalbimi de atsaydın bari.

Şarkı bitince Emre çocuklara bahşiş verdi.

E: Seninle elele yürümek hoşta, iyice sırılsıklam olduk, karşıdan bir taksiye binelim mi

Taksici bize koltukları ıslattığımız için öfkeyle baksa da, en azından bizi yolda bırakmadı. Vardığımızda Emre taksiciye paranın nerdeyse 2 katını verdiği için, amca bize kartını verip her zaman beni arayın demeyi de unutmadı tabii.

B: İyiki kıyafetlerini getirmişsin, yoksa benim elbiselerden bir tanesini giymek zorunda kalacaktın

E: Ha ha ha çok komik Asi hanım

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin