27.bölüm

92 3 2
                                    

Uzun zaman oldu buralara uğramayalı, özlemişim. Bakalım kimler hatırladı ya da hatırlandık mı? Hikaye devam edecek onların zamanında.......

'Her gün geceleri uyumayan, sabahları kalkmayan ben, geceleri seni görmek için erken uyuyan, sabahları uyanmama sebeb olan kadına ait olmuşum. Bana böyle güzel bakma yoksa kaybolurum kadın." Emre'nin bu sözleri hep aklımda kalacaktı.
Uyanır uyanmaz beni izleyen gözlerle karşılaştım.
B: Özür dilerim uyuyup kalmışım, keşke uyandırsaydın.
E: Çok güzel uyuyordun kıyamadım.
B: Utandırma Allah aşkına.
E: Utanmak sana yakışıyor.
B: Kahvaltı edelim mi?
E: Olur, istersen kalk masaya bak.
B: Sen kahvaltı mı hazırladın?
E: Senin için.
B: Bu gün gideceksin değil mi?
E: Evet.
B: Tamam.
E: Eee gitme demedin.
B: Gidince mutlu olacaksın.. Ee ben de seni hep mutlu görmek istiyorum, hayatında ben olmasam bile mutlu olmanı istiyorum.
E: Bu benim İstanbul'a son gelişim. 6 aydan sonra Afrika'da olacağım, görüşemeyeceğiz, benimle gelmen hayatta en çok istediğim şeylerden biri ama ben de proje kapsamında gidiyorum, orda nasıl yaşayacağımı bilmiyorum seni de bilemediğim hayata sürüklemek istemem.
B: Anlıyorum, ben de yeni hayata başlamalıyım. Yeni sayfa açmam lazım.
E: Bu yeni sayfa da bana yer yok mu?
B: Benim hayatımda sana her zaman yer var. Ne zaman istersen hayatımın bütün kapıları sana açık.
Emre canım diyerek bana sarıldı.
E: Yine de ben kalmam için ısrar edersin diye düşünmüştüm.
B: Ne söylersem sen vazgeçersin?
E: Galiba öyle bir şey yok. Imm ne söylersen söyle vazgeçmem.
B: O zaman konuşmam yersiz. Hadi kahvaltı yapalım sonra da biraz dolaşırız son günün acısını çıkarırız.
Kalktığım gibi, Emre'nin sevdiği elbiselerden birini giydim, hafifte makyaj yaptıktan sonra Emrenin hazırladığı enfes kahvaltıyı beraber yedik.
E: Nereye gidiyoruz?
B: Bilmem, ben senin gibi güzel yerleri bilmiyorum maalesef.
E: Sadece yürüyelim mi?
B: Peki.
Emreyle konuşmadan elele sahile doğru yürüdük. Önce çay bahçesinde çay içtik, hiç ama hiç konuşmadık. Onunla susmağı bile seviyorum.
Bir kaç dakika sonra Emre sahilde balon satan çocuktan 21 balon aldı.
B: Bu kadar balonla ne yapacaksın?
E: Bilmem, şurdaki çocuklara dağıtırız nasıl?
B: Harika olur bayım.
Sahilde olan bütün çocuklara balonları dağıttık.
Bisiklet yarışı yaptık, pamuk şeker yedik, vapurda martılara simit attık, sokak dansçılarıyla dans ettik, İstanbul'da Eylül'de nasıl eğlenilirse öyle eğlendik.
Akşam üstü beraber yemek yedik, artık eve gitme saati yaklaşmıştı.
E: Bu gün bana eşlik ettiğiniz için teşekkürler hanımefendi.
B: Ne demek bayım, buyrun önden siz buyurun diyerek kapıyı kapattım.
E: Balkonda kahve içer miyiz?
B: Hemen yapıyorum.
Emre banyoda ellerini yıkarken ben de orta şekerli kahve ve çay yaptım.
B: Emre nerede kaldın?
E: Asi?
B: Efendim?
E: Kim hamile?
B: Ne?
E: Şu hamilelik testi senin mi?
B: Hayır tabiki de. 

E: Kimin peki?

B: Merve.. Merve'nin.

E:  Sen neden heyecanlandın?
B: Şey Revan Merve'nin hamile olduğunu bilmiyor da, ben onu attığımı zannediyordum. Lütfen sen de Revana söyleme.
E: Yok canım bana ne, sana ne oldu bembeyaz oldun gel otur.
B: Yok ya birden kim hamile diyince şaşırdım.
E: Hadi gel kahvemizi içelim.
B: Olur.
E: Kahven nerde?
B: Çay içmek istedim.
E: Peki. Kız mı erkek mi?
B: Ne?
E: Merve hamile ya, kız mı erkek mi?
B: Ha, doktora gitmedim.
E: Gitmedin?
B: Evet gitmedik, biliyorsun biz Merveyle ayrılamıyoruz, doktora da beraber gideceğiz.
E: E Merve Revana ne zaman söyleyecek?
B: Söylemeli mi sence?
E: Tabiki de dün nişanlanmadılar mı? Merve'nin karnı büyümeden düğünü yapmaları lazım. Toplum baskısı için, yoksa bana fark etmez.
B: Peki ya Revan istemiyorsa Merve ne yapmalı?
E: Revan istemiyor mu?
B: Tam öyle değil ama, şu anlık istemiyor diyelim.
E: Aldırmak için tehlikeli olabilir yalnız.
B: Bir daha çocuğu olmaya bilirmiş, evet. Sen olsan ne yapardın?
E: Merve'nin yerinde mi? Revan'ın yerinde mi?
B: Fark etmez ki. İkisininde yerinde ola bilirsin, sen ne yapardın?
E: Karışık aslında. Ama eğer bu yaşta evleniyorlarsa bebek'te yapa bilirler.
B: Sen hala baba olmak istemiyorsun değil mi?
E: Önce şu konuya açıklık getirelim, sen mi yoksa Merve mi hamile?
B: Ne? Tabiki de Merve, Emre.
E: Neden kızdın? Şaka yaptım.
B: Yok canım ne kızması.
E: Benim görüşüm, Merve hamile olduğunu Revana söylesin, sonuçta Merve bunu tek yapmadı değil mi, sonra beraber karar versinler aldıra da bilirler, doğmasını bekleye de bilirler.
B: Neyse canım. Sonuçta ikisinin hayatı. Merve doğru olan kararı verir.
E: Aynen. Ellerine sağlık.
B: Afiyet olsun.
E: Ben duş alıcam.
B: Tamam.
Su seslerini duyunca hemen Merve'yi aradım. Emreyle konuştuklarımızı Merve'ye anlattım. Merve ısrarla Emre'ye anlat derken ben çok kararsız kalmıştım. Bir yandan Emre ne söylersen söyle gideceğim diyordu, bir yandan da Merve hamileliğini Revana anlatmalı diyordu, şimdi doğru olan ne ? Ne yapmalıyım ben? Emre o çocuklardan öyle bahsediyordu ki onları mutlu görünce işe yaradığını, ilk kez kendisini önemli hissettiğini söyledi. Evet söylemeyeceğim, hem ne söylersen söyle gideceğim dedi. Evet konu kapanmıştır.
E: Ne düşünüyorsun?
B: Çıktın mı?
E: 2 dakikadır seni izliyorum.
B: Merveyle konuşuyordum da. Saatler olsun.
E: Teşekkür ederim. Eee ne karar vermiş?
B: Karar?
E: Evet bebeği Revana söyleyecek mi ?
B: Yok, o da senin gibi düşünmüş daha genciz diyor evlendikten sonra biraz hayatımızı yasayalım sonrası kısmet.
E: Duş alıcak mısın ?
B: Evet şu an çok iyi gelicek.
E: Sen ne düşünüyorsun?
B: Ne konuda?
E: Bebek konusunda?
B: Ben aldırmasını istemem, sevdiğin adamın bebeğini doğuracaksın sonuçta. Hem milyonlarca insan bebeği olsun diye tedavi alırken sana ne güzel Allah evlat bağışlamış, ben onu aldırmağı düşünmezdim.
E: Ya bizim bebeğimiz olsaydı?
B: Nasıl anlamadım?
E: Yani sen hamile olsaydın.
B: Ne yapmamı isterdin?
E: Bilmem. Bence benden Baba olmaz.
B: Yani aldırmamı isterdin?
E: Gerçekten bilmiyorum. İyiki hamile değilsin yoksa ne yapmalı olduğumuzu bilmezdim.
B: Merak etme hamile değilim. Şey bana aşık olduğunu söylemiştin ya ...
E: Aşık mı? Ben sana deli oluyorum.
B: Tamam. Bana deli olan adam benimle evlenip çocuk sahibi olmak istemez mi?
E: Bu bir evlilik teklifi mi?
B: Emre soru sordum ama.
E: Şu anda değil; yani aklımda ne evlilik, ne de baba olmak gibi düşünce var, evet sana deli oluyorum, sana bayılıyorum, sana olan hislerimi hangi şairin mısrasıyla anlatırım onu da bilemiyorum, hatta her defa benden Baba olmaz diyorum ama eğer olursam da, çocuğumun annesi senin olmanı isterim, ama şimdi değil Asi. Zaten bir yıl burda olmayacağım. Eğer 3-4 yıl sonra hala bana aşık olursanız güzel şeyler düşünmek isterim hanımefendim.
B: Ben duş alayım.
Saçlarımdan düşen sularla, bebeğimizi doğurmayı, Emre'ye söylemeyeceğimin kararını aldım. Evet o şu an ne evliliğe ne de baba olmağa hazır, o hazır değilse de ben hazırım anne olmağa. Bebeğim sen şu an çok küçüksün ama anne seni çok seviyor.
E: Kahve içer misin?
B: Duymuyorum, çıkıyorum şimdi....
Efendim Emre?
E: Kahve?
B: Hayır istemiyorum.
Üzerimi değiştirdiğim zaman Emre'nin beni izlediğini farkettim.
B: Beni gizlice izlemekten yorulmadın mı sen?
Belime sarıldığı gibi;
E: Yorulmak mı? Şu 2 hafta sensiz nasıl geçti bilemedim.
B: Alışırsın, nasıl olsa 1 yıl burda olmayacaksın.
E: Bana trip mi atıyorsun sen? Arada beni görmeğe gelirsin artık özlemimizi aradan kaldırırız.
B: Gelmeyeceğimi başından söylüyorum sen de iyi biliyorsun.
E: Neden gelemezmişsin?
B: Artık sensizliğe alışmam gerek, gecenin bir yarısında gelip bir gece kalıp yarın gitmelerin kendi hayatıma dönmem de bana yardımcı olmuyor.
E: Bir dakika bensizliğe alışmak mı?
B: Emre benim de bir hayatım var değil mi? Kitabımı bitirmem, "düşler sokağı"yla ilgilenmem gerek, hem bu ev artık beni sıkıyor, belki burayı satarım yeni ev alırım.
E: Sen de planlar yapıyormuşsun Asi, anılarımız olan evi satacakmışsın
B: Benim yerimde olsan sen ne yapardın?
E: Aynısını evet
Elini belimden çekti.
B: Uçağın kaçta?
E: 6:30.
B: Ne oldu?
E: Hiç. Ben balkona çıkayım.
Havluları toplar toplamaz yanına gittim.
B: Emre... Cebine sakladığın nedir?
E: Yok bir şey.
B: Emre yoksa bana hediye mi aldın?
E: Aldım, cebimde değil o uçak biletim.
B: Ne aldın? Dur sen bana darıldın mı?
E: Hayır çocuk muyum ben?
B: Gel içeri geçelim Nermin teyze pencereden bizi kesiyor kuzen.
E: Hala mı kuzen biliyor bizi?
B: Evet. E ne aldın bana?
E: Anahtar.
B: Anahtar mı? Neden?
E: Belki bir gün Praga gelirsin de,  üzerine ikimizin ismini yazıp köprüye takardık, diye aldım.
B: Sevgililer köprüsü?
E: Hı hı. Ne gülüyorsun?
B: Hoşuma gitdi teşekkür ederim bunu hep saklayacağım.
E: Ben biraz uyusam.
B: Tabi.
Biraz şaşırmıştım, ben Emre bu gece uyumama izin vermez diyordum. Ben de onu deli gibi özlemiştim. Fincanları makineye attıktan sonra, odamıza gittim, yüzünü pencereye dönmüştü. Bana yüzünü dönmezdi ki.
Yanına uzanıp, sarıldım ona. Uyumadığını biliyordum, elimi bile tutmadı. Omzundan öptüm karşılık dahi vermedi.
B: Seni çok özledim.
(Saçını öptüm, sırtına ismimi yazdım.)
Emre? Uyumadığını biliyorum, beni özlediğini sanmıştım bayım; diyerek yataktan kalkıyordum, beni kendisine çekti.
E: Özlem kelimesi sana hissettiklerimin yanında az kalır.
B: İltifatlarına aşık olmayacak kadın tanımıyorum da senin yüzün neden solgun ?
E: Sen ne sanıyorsun beni? Kalpsiz mi?
Onu öptüm...
B: Hayır.
E: Böyle yapma, affetmem.
B: Alarmı kurdun mu?
E: Bırak şimdi alarmı. Uyuyacağımızı düşünmüyorsun herhalde.
B: Seni seviyorum.
E: Sana hayranım.............
Emre kalkınca uyandım, üzerini değiştirdiyordu saat 5:30-muş.
B: Beni uyandırmadan mı gidecektin?
E: Uyandırmak istemedim. Öyle güzel uyuyordun ki.
B: Gitme vakti ha.
E: Evet.
B: Yiyecek bir şey hazırlayayım mı?
E: Uçakta yerim.
B: Ben de seninle gelebilir miyim?
E: Yok Asi, zaten gitmek zor oluyor.
B: Tamam. En azından seni yolcu ederim.
E: Çay yapsana beraber içeriz  koyu olmasın ama.
B: Koyu olursa beni göremezsin değil mi?
E: Koyu yapma.
B: Tamam açık içeriz bizde.
Karşılıklı çaylarımızı içtik. Emreyle sımsıkı sarıldım birbirimize.
E: Sosyal medya denen bir şey var, Skype var. Yerleştiğim gibi seni arayacağım.
B: Peki, aramanı bekleyeceğim.
Kapıda yine sarıldık.
Emre kulağıma;
E: Kendime iyi bak birtanem.
B: Sen de kendine iyi bak, beni unutma.
E: Döndüğüm zaman her şey çok güzel olacak.
B: Sana inanıyorum. Dikkatli ol

Benimle KalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin