4.Bölüm-Düğün-

239 236 30
                                    


   Multimedyada Alya var.

   İyi okumalar...

"Büyüleyici... Harika bir yer burası." dedim. Başkan Adonis önümüzde biraz durup bizim yanına gelmemizi bekledi.

"Kızım önce seni kalacağın odaya götüreceğim. Akademinin içini sonra Aral sana gösterir."

"Tamam" diyip gülümsedim.

Akademinin içinden geçip arkadaki küçük bahçeye indik. Oradaki binada da 'Flovirya Akademisi Pansiyonu' yazıyordu. Pansiyon binasına girdik. Bir sürü oda görünüyordu. Adonis bana dönüp

"Aral'ın odasında kalacaksın. Bir şeye ihtiyacın olursa o hep yardım edecek tamam mı? Zaten onun odasında boş yer var bir tek, o yüzden onu seçtim. Hem Türk olduğu için anlaşırsınız." diyen Başkan'a tuhaf tuhaf baktım Allah'tan o bakmıyordu.

"Hıhı." dedim.

Pansiyon sekiz katlı ve oldukça genişti. İkinci kata asansörle çıktık. Ve koridorun en sonundaki odaya geldik. Aral elindeki anahtarla odanın kapısını açtı. Odanın içini görür görmez ağzım iki metre açık kaldı.

"Burası çok geniş." Odada İki kocaman yatak, iki kitaplık üç tane dolap, iki tane kitaplık bölmeli masa ve bir de koltuk vardı. Yerler bembeyaz halı ile kaplıydı. Bir banyo ve bir de tuvalet vardı ayrıca.

"Evet geniş, Türkiye'dekilere benzemiyor." diyen Aral'a bakıp gülümsedim. O hiçbir yüz ifadesine zahmet etmedi. İçeri tekerlekli sandalye ile girmek istemedim.

"Bu burada kalsın." diyip ayağa kalkıp duvara tutunarak kendimi toz pembe çarşaflı yatağa bıraktım. Adonis'de içeri girip karşımdaki yatağa oturdu.

"Maaş işlemlerini ayarlayacağım. Burada on sekiz yaş üstü öğrencilerimize aylık 1000TL veriyoruz. Burası kocaman bir yer. Bahçenin içinde alışveriş merkezleri var bir kaç tane. Aral seni iyileşince gezdirir. İhtiyacın olan şeyleri alırsın. Kitap okumayı seviyorsan felan kitaplar alabilirsin. Nevresimi beğenmediysen gönlüne göre değiştirebilirsin. Burası artık senin evin istediğini yap kızım." diyen Başkan'a gülümseyip

"Ah, teşekkür ederim." dedim.

Ardından ayağa kalkıp kapıdan çıkarken,

"Aral oğlum sana emanet kızımız." dedi ve kapıyı kapattıktan sonra ayakta kapıya bakan Aral bana dönüp ne yapıcaz der gibi baktı. Ben de ona tip tip baktım.

"Allah aşkına ben bu kıyafetle mi gezcem günlerce. Git bana birkaç kıyafet al ya!" deyince Aral sinirle bana döndü.

"Şimdiden böyle başladıysan kimbilir sonumuz nasıl olur!"

"Haklısın kıyafetlerin bedenini söylemeyi unuttum. Small beden eşofman, bluz, şort ve bir de otuz sekiz numara spor ayakkabı alırsan sevinirim."

"Hıh oldu peki iç çamaşırları nasıl olsun!"

"Yine haklısın iç çamaşırını da düşünmüştüm ama bir erkeğe aldırmak biraz tuhaf olurdu sanki. Ama istersen..."

"Yok, en iyisi sen de gel tekerlekli sandalye ile rahat rahat alışveriş yaparsın nasıl fikir?"

"İyi fikir çok zekisin!"

***

"Şu kot şortun Small'unu bulsana, ayrıca şu bluzun de... Aman her seferinde Small demeye gerek kalmadan gösterdiğiminkini bul en iyisi sen. Şu pantolonu beğendim, hem şu eşofman da tam benlik siyah..."

"Yetmez mi altı yılın alışverişini yaptın!"

"Haklısın yaa bunlar çok ucuz Türkiye'de böyle değil bluzler bir lira resmen, hem de iyisi. Pantolona ne demeli beş lira yaa! Neyse şimdi sıra iç çamaşırında..." Allah'tan Aral'a gerek kalmadan içi çamaşırlarındaki görevli bana yardımcı oldu ve alışverişi hallettik.

Adsonya #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin