DEAN VE DOĞA ÜSTÜ DÜNYASI

32.6K 945 340
                                    

Merhaba arkadaşlar . İlk defa bir hikaye yazıyorum. Beğenmenizi ve okurken eğlenmenizi umuyorum. iyi okumalar :) Arkadaşlar ben karakterlerle ilgili resim ya da herhangi bir şey koymayacağım. Sadece hikaye yazacağım. Bu konu hakkında da görüşlerinizi almak isterim :) arkadaşlar ayrıca ilk 20 bölümde falan aşk ön planda değil ama emin olun ön planda olacak

Önce size geçmişimden bahsetmek istiyorum. Kendimle ilgili gerçeği öğrendiğim zaman henüz 14 yaşındaydım.Ben de her normal çocuk gibi sabahın köründe okula giden , arkadaşları olan , geniş çevreli bir çocuktum. Ta ki o güne kadar... Aslında sıradan bir gün gibi başlamıştı. Annemin " Dean hadi sabah oldu. Üstüne bir bardak su dökmek zorunda bırakma" demesiyle uyandım.Annemle evde tek yaşarız. Babam ben çocukken ölmüş.Annem bana hep böyle söyler. Ama nedense bana hiç inandırıcı gelmez.Sanki babam bir gün çıkıp gelecekmiş gibi hissederim.Annemle çok mutluyuz. Siyah saçlı , kahverengi gözlü , hayatımda gördüğüm en güzel kadındır o . Ben de onun aksine kumral saçlı mavi gözlüyüm. Annem hep bu özelliğimin babama çektiğini söyler ve bunu söylerken hep uzaklara dalar gider. Onu düşündüğü çok belli olur.

Annem beni zorla kaldırdıktan sonra kahvaltı hazırladı. "Kahvaltısız güne başlanmaz !" Annem her zaman böyle söylerdi. Ben de hiç karşı çıkmazdım. Okulun kokuşmuş tostunu yemektense annemin mis gibi kokan elleriyle yaptığı tostu yemeyi tercih ederim.

Okula girer girmez en iyi arkadaşım Alexandra karşıladı beni. Bu kızı çok seviyorum. Hayır hayır herkes gibi siz de yanlış anlamayın hemen. Ona aşık olduğum falan yok. Sadece en iyi arkadaşım.

"Günaydın Dean"

"Günaydın Alex" sıradan arkadaş selamlaşması işte...

"Dean bana sakın proje ödevini yapmayı unuttuğunu söyleme"

"Ne ? Bekle bekle ne ödevi. Onun teslim tarihi haftaya değil miydi !!"

"Hayır yosun kafa !! Bu gündü!" (Alex bana yosun kafa der de -_-)

" Lanet ols..." daha sözümü bitiremeden öğretmenimiz bayan kertenkele geldi.( Aslında onun bir ismi var. Ama bunu kullanıldığını bir ya da iki kere duymuşumdur.Kadının yüzü kertenkeleye o kadar çok benziyordu ki.İnce uzun bir yüz ve normal bir burunun iki katı burun.Tamam normalde insanlarla dalga geçmeyi sevmem ama ...Bilmiyorum.)

"Dean, bir sorun mu var?" dedi her zamanki lanet bakışıyla.

Ben de alaycı bir gülümsemeyle "Tabii ki yok." Dedim. Sonra çok kısık bir sesle "sen varken soruna ne gerek var ki" dedim.Bunu o kadar kısık bir sesle söylemiştim ki bir metre yanımdaki Alexandra bir duymadı. Ama beş metre uzağımdaki bayan kertenkele duymuştu. Duyduğunu gitmek üzereyken bana dönüp "seni öldüreceğim" bakışı atmasından anlamıştım.Eşek olsa o kulaklara rağmen duymazdı.İzlediğim dizilerden biliyorum. Vampirler duyardı. Sonra içten içe onunla alay ettim. " Evet tam bir vampir bu kadın. Tenine bak bembeyaz. Ölü gibi.Nefesi de ölü kokuyor. Evet Evet bu kadın kesin vampir." Sonra kendi kendime güldüm. Alex beni böyle görünce niye güldüğümü sordu. "Hiç" dedim.

Sınıfa girdiğimizde ilk ders Bayan Kertenkelenindi ve proje ödevini bu ders için getirmem gerekiyordu. Tanrım !! Benden başka herkes getirmiş.Sıra bana geldiğinde ve Bayan Kertenkele benden ödev istediğinde tedirgin adımlarla yanına gidip " Yapmadım" dedim. O sırada gözlerini görmeniz gerekirdi. Hey bekle. Onun gözleri kırmızı mı oldu yoksa ben mi öyle gördüm. Gözümü açıp kapadığımda yine o salağın gözlerine bakıyordum. Sanırım hayal görmüştüm.

"Sen Dean Jackson.. Sonraki tenefüs odama geleceksin.." dedi. Bunları söylerken sanki bir yılan konuşmuştu.Gerçekten böyle konuşması gerekiyor muydu ?

"Tabii ki dedim."Tenefüs zili çaldıktan sonra Alex'e bir "İmdat!" bakışı attım. O da " Ne yapabilirim ki" anlamında ellerini iki yana açtı ve bana üzgün üzgün. Elinden bir şey gelse yapardı. Biliyorum. Biz birbirimiz için her şeyi yaparız..

Bayan Kertenkelenin odasına gittiğimde beni sandalyesine oturmuş, bacak bacak üstüne atmış ve sinirden kudurur gibi bakan gözleriyle karşılaştım. "İşte şimdi sıçtım !!" dedim içimden.

"Sen Bay Jackson, gözüme çok batmaya başladın." Dedi. Bir insan bir insanla bu kadar nefret dolu konuşabilir mi ?

"N..Ne ya..yaptım?" Diye sordum kekeleyerek.

"Senin gibi bir piçin bu okulda olması yeter" dedi. Bu kadın biraz önce bana piç mi demişti ? Hiç de şaka yapıyormuş gibi görünmüyordu oysa ki. Ayrıca şaka yapsa bile babamdan dolayı böyle bir şakayı alttan alamazdım. Özellikle karşımdaki bu kadınsa.

"Sen ne diyorsun be !" diye üstüne yürümeye başladım. Çok çabuk sinirlenen bir yapım var. Sırf bu yüzden okulun belalı çocuğu benim ve galiba şimdi okuldan atılmama yetecek bir şey yapacağım...

Çok hızlı bir şekilde ayağı kalktı. Hayır hayır çok hızlı değil. Kadın resmen ışık hızında ayağa kalkmıştı. Bu hızlı kalkış beni bir anlığına durdurdu. Ama hayatımda hiç sinirlenmediğim kadar sinirlenmiştim bir kere ve bu kadına dersini vermeden dinmeyecekti bu sinirim.Tekrar ona doğru yürümeye başladığımda sinirden başım ağırıyordu. Hiç tereddüt etmeden onu karşı duvara doğru ittim. Ne ? Bir saniye..Ben onu resmen itmemiş fırlatmıştım. Kadın duvara öyle sert bir şekilde çarptı ki duvarın çökmesine az kalmıştı. Tamam belki de çok güçlüydüm. Zaten vücudum gereği bir çok kişiden güçlüyümdür ama bunu yapmam imkansız be !!

Kadının ölmüş olması gerekiyordu.Yanına korkak adımlarla yaklaştım. Başını çarptığı yerde kan vardı ama kafasında yara göremiyordum. Ve birden gözlerini açtı !! " Aaaa" diye bağırmamla camdan atlamam bir oldu.Camdan mı atladım ? Ben kendimi Süperman falan mı sanıyorum be . 2. Kattayız !! Düşerken parçalara ayrılacağımı düşünüyordum. Ve o yere çarpma anı geldı. Bacaklarım çok ağırmıştı. Ne ? Ama hala kendimi çok iyi hissediyordum. Nasıl oldu bu ? Neyse şu anda bunu düşünemem. Peşimde çoktan ölmesi gereken ama ölmeyen bir kertenkele öğretmen var !!

DOĞUŞTAN ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin