KURBAN BEŞ CADI

4.5K 304 7
                                    

ARKDAŞLAR BİLİYORUM BU BÖLÜMDE OLAYLAR SON BULACAK DEMİŞTİM . ASLINDA BU BÖLÜMLE BİRLİKTE PAYLAŞACAKTIM AMA BAKTIM BİRAZ UZUN.. BEN DE İKİYE BÖLDÜM. BU BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA GEÇİŞ BÖLÜMÜ OLARAK SAYIN BUNU. DİĞER BÖLÜMÜ DAHA BİTİRMEMİŞ OLSAM DA ŞİMDİDEN ÇOK UZUN. YANİ BU BÖLÜMÜN KISALIĞINI TELAFİ EDECEK. HERNEYSE. SİZİ İYİ OKUMALAR :)

---Dean---

Ne!?  Cadı iksiri de ne be ! Bizim tek güvendiğimiz şey Dodds’un kurt ya da vampir yapabildiği gibi cadı yapamayacak olmasıydı. Yani sonuçta cadı bir insanı ısırırsa insan cadı olmazdı ! Demek ki cadı yapma yolları da varmış.

“Rachel , bir iksirle bir insan nasıl cadı olabilir?” diye sordum.

“Dean , biz cadılar gücümüzü doğadan alırız ve doğa bize kendi gücünü kullanmamız için izin verir. Doğuştan doğa ile aramızda bir bağ vardır. İşte bu iksir insanlarla doğa arasındaki bu bağı kurar ve insanları cadı yapar.”

“Lanet olsun !” kurbanları vermek bu kadar kolay olmaması gerekirdi lanet olsun ! Elinde kurban edebileceği beş tane cadı var. Bu da demektir ki bu beş cadıyı kurban edip diğer kurbanların kalpleriyle birlikte onların kalplerini de yakarsa beni öldürebilecek kadar güce sahip olur.

“Onları nasıl bulacağız?” dedim. Rachel cevap verdi.

“Onlar cadı olduktan sonra doğaya bir enerji yayarlar. Bizim gibi usta cadılar düşmanlarımız tarafından bulunamamak için bu enerjiyi gizleyebiliriz ama onların bunu öğreneceğini sanmam.”

“O zaman Alex onların enerjilerini takip eder biz de onu takip ederiz.” Aklıma ilk bu plan gelmişti. Rachel da takip edebilirdi ama o Alex kadar hızlı koşamazdı.

Herkes baş salladıktan sonra yarın sabah için sözleştik ve yataklarımıza gittik.

Bu gün hafta cumartesi olduğu için okula gitmiyorduk. Sabah kalktıktan sonra güzel bir kahvaltı ettik ve hazırlıklara başladık. Yanıma gümüş bıçağımı aldım. Dokuz kişi yola çıktık. Ben . Alex , Rick , Clarisse , John , Elena , Halt , Alyss ve Will. Bilerek ormanın içinden gidiyorduk. İnsanların bizi bu  kadar hızlı koşarken görmemesi için.

---Alex---

Bahsedilen cadıların gücüne odaklandım. Daha cadıları tanımıyordum ama cadıların yaydığı güce odaklanınca sadece bir yerden gücü algılayabiliyordum. Onlar olmalıydı. O yere doğru koşmaya başladım. Diğerleri beni takip etti. İlerledikçe gücün enerjisi artıyordu ki bu da yaklaştığımız anlamına geliyordu.

Sonunda enerjiyi tam anlamıyla yanımda hissetmeye başladım. Artık ormanın içinden çıkıp buradan bile görünen eve doğru gidebilirdik. Öyle de yaptık. Dean her zamanki gibi görev dağılımı yaptı. Evin çevresine dağıttı bizi. Dean girince hepimiz girdik. Evde ters bir şeyler vardı. Aslında ters bir şeyler yoktu. Sorun da buradaydı. Evde hiçbir şey yoktu. Nerdeydi bunlar?  Enerjileri burayı gösteriyordu. Ne oluyordu anlamıyorum. Ama birazdan anlayacaktım. Düşüncelerimden Dean’in sesi ile sıyrıldım.

“Lanet olsun yine bir kazık ve yine bir not ! Bu kadında notlar tükenmez mi !?” Gerçekten duvarda yeni bir not vardı. Notta aynen şöyle yazıyordu:

“Küçük cadınız sizi yanlış yönlendirdi galiba “ sonuna da gülen surat işareti çizmiş. Geri zekalı !

---Dean---

Kadın bizi atlatmayı yine başarmıştı. Alex’in bir açıklaması vardı o da enerji gizlemeyi öğrendikleri ve burada bir nesneye güçlerinden biraz aktardıkları. Her neyse. Sonuçta yanılmıştık ve beş cadı kurban edilmek üzereydi. Bunu durdurmalıydık. O an Elena’nın sesi geldi :

“Bir yerlerden kan kokusu geliyor sanki !” O söyledikten sonra fark ettim. Gerçekten üst kattan kan kokusu geliyordu. Bütün hızımla yukarı çıktım ve kanın kokusunu takip ettim.Kan kokusu banyodan geliyordu. Lavaboda kan vardı. Bu ,bu gün aldığım en iyi haber olmalıydı. Bu kanı kullanıp yer bulma büyüsü yapabilir ve onların yerini bulabilirdik.

Dodds’un not yazdığı kağıdın üstüne kandan biraz aldık ve son hız eve döndük. Olanları Rachel için kısa bir özet geçtikten sonra büyüyü yapmaları için onlara zaman verdik.

Büyü bittiğinde yeri tespit etmiştik. Gece olduğu için sokaklar bomboştu. Yani istediğimiz şekilde gidebilirdik. Yolun ortasında bütün hızımızla giderken onları bulduğumuza çok sevinmekle de meşguldüm. Geldiğimiz yer derme çatma bir evdi.Kanın sahibi burada olmalıydı. Büyük ihtimalle Dodds’un ekibinden birisinin kanıydı ve biz büyük ihtimalle doğru yerdeydik.

İçeri girdiğimizde ilk gördüğüm kişi Dodds oldu. Şaşırmışa benziyordu. Bir zahmet şaşırsın ! Bizi şaşırtmak için o kadar hazırlık yapmıştı ama hepsi boşa çıkmıştı.

“Nasıl buldunuz burayı !?” Gerçekten sesinde şaşkınlık vardı. Bense içten içe çok seviniyordum.

“Bizi yönlendirdiğiniz evin lavabosunda kan vardı. Biz de yer bulma büyüsü ile burayı bulduk. Bakıyoruz doğru yerdeyiz.” Bunları bir gururla söylemiştim. Burayı bulmakla iyi iş başarmıştık. Ama nedense yüzündeki şaşkınlığın yerini kocaman bir sırıtma almıştı. Sırıttıktan sonra şunları söyledi :

“Evet burayı bulmakla iyi iş başarmış olabilirsiniz ama sanki biraz geç kaldınız he? Ne dersin Dean?” Böyle söylerken arkadaki beş tane cesedi gösteriyordu. Beş tane cadı cesedi. Sırf bir plana ait oldukları için normal birer insanken cadıya dönüştürülüp öldürülen kişiler.”

“İki gün sonra Dean.. İki gün sonra. O zaman bedeninde olmayan kafam ellerinde olacak. “ Bunu dedikten sonra eline bir kutu aldı ve bana fırlattı. Havada yakaladım. Ben kutuyu yakalayana kadar gitmişti Dodds. Kutuyu açtığımda içinden bir kağıt çıktı. Kağıdı okumaya başladım:

“ iki gün sonra Dean. Saat on iki de ormanın ortasındaki açıklıkta ol. O zaman asıl savaş başlasın !”

Yazıyordu. Beklenen an gelmişti. Dodds ile dövüşecektim ve şu an o neredeyse bir köken vampir kadar güçlüydü. Yani büyük ihtimalle ölmeye gidecektim oraya ama yine de gidecektim.

DOĞUŞTAN ALFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin