Sehun en son yaşadıkları şeyin ardından kucağında uyuyakalan bedeni iyice kolları arasına aldı. Güller acan yüzünü gencin saçlarına surttu.
" Sen sadece benimsin yakışıklı sadece benimsin "
Bugün Sehun için en güzel gün olmuştu. Elleri üzerinde duran eller, damarlarında dolaşan parmaklar, sarhoş eden parfüm kokusu, öptüğü dudaklar ve dudaklarında hissettiği o esmer boynu... fakat bunların yanında asıl önemlisi onun safligi, mutluluğu ve ona tatlı tatli sığınması vardı..
Esmeri yatağına bırakıp o da kendi yatağına yatabilirdi ama canı istemedi. Oturduğu koltuğa kaslı sırtını daha da yasladı ve kucağındaki bedeni yan çevirerek yüzünün boynuna daha çok gomulmesini sağladı ve memnunca gözlerini kapadı. Bir akşam kestirmesi ikisine de iyi gelirdi..
.
.
.Jongin hafif tutulmuş boynu yüzünden gözlerini araladı hafifçe. Gördügü şey ise akşam güneşinin vurduğu beyaz boyun oldu. Kafasını yavaşça oradan çekip ağzı hafif açık ve kaşları hafif çatık olan çehreyi süzdü.
" Akşam güneşi güzele vururmus derler" diye fısıldayıp gülerken kendini 2 saniye içinde koltukta Sehun'un altında buldu.
" Güzel olmam iyi mi yoksa yakışıklı olmam mı iyi"
Jongin boğuk uykulu sesi ile dibinde ona meraklica soru soran sevgilisini süzdü. Elini yavaşça kaldırıp parmaklarını sevgilisinin şiş dudaklarında gezdirdi ve parmaklarının üzerinden dudaklarını öpmeye çalıştı.
" bilemedim Babacik "
Babacik demeyi sevmişti çünkü yaramaz bir çocuk gibi hissedip mutlu oluyor ve güveni Sehun'da buluyordu.
Sehun ise son aldığı opucukten sonra tekrar tekrar yarısına ışık vuran yüze hayran kalmıştı. Ellerini Jongin'in beline sabitleyip yataktan kaldırdı ve kucağına çekti tekrar.
" Beni öper misin Jongin"
Sesi rica ve istek dolu tınılar arasında dolandı.
" Sehun..."
Sesi sevgi ve istek dolu tınılar arasında dolandı.
Sonra ise Jongin yavaşça parmaklarını beyaz tenlinin ensesine çıkardı ve kalın dudaklarını ince pembe dudaklara bastırdı. Daha da çoğunu istiyordu. Bu dudakları hep kendi dudaklarında istiyordu. Yavaşça alt dudağı ısırdı ve cekistirdi. Sonrasında ise hiç yapmadığı şekilde dilini Sehun'un dudaklarında gezdirip geri çekildi.
Jongin Sehun'un zevkten baygin ve istek dolu gözlerini görünce yutkundu. Belindeki elleri alarak kendi ellerine doladi ve yavaşça kucagindan kalkarak ikisini birden mutfağa sürükledi.
"Jongin"
Ellerini ayiracakken konuşmayı ancak akıl etti Sehun. Sonra hafif eğilerek diğerinin saçlarını öptü.
" Sana yardim edeyim"
Sonrasında ise onu sandalyeye iten kollar ile bu hiç mümkün olmamıştı.
" Hadi ama babacik"
Jongin mirildanip arkasını döndü. Hazırlaması gereken bir sofra vardı. Tabii o anda gelen hafif saplak ile titredi ve Sehun'a döndü.
" Yüzmeye gidelim mi Jongin"
Jongin hala konuşamadığı için kafa salladı ve isine koyuldu . Sehun ise hala saplagin etkisindeydi . Jongin ona tamamen açıldığında denemek için güzel fantezileri vardı. Ve suan gidip kendini rahatlatmasi gerekiyordu ama yapmadı ve kendi kendine geçmesini umut etti.
.
.
.
.
."Hadi Sehun! On saat oldu. Ne bu süslenme altı üstü yüzmek için sahile gidiyoruz! "
"Senin üstünü kapatmak için bir şeyler arıyorum bok kafalı iki dakika bekleyiver!"
Sonrasında ise ikisi de kahkahalara boğuldu.
Sonunda evden çıktıklarında arabaya atladılar. Jongin her zamanki gibi gergindi. Ama Sehun'a yük olmak istemezdi. O yüzden yavaşça ön koltuğa yerleşti. Kemerini de taktiktan sonra elleri ile oynamaya başladı.
Onun bu halleri Sehun'u bitiriyordu. Üzülüyordu ama tatliydi işte. Gencin kemerini açarak onu arka koltuğa geçirdi. Sonrasında ise onu koltuğa yatırarak yanaklarina iki öpücük kondurdu.
"Sen rahat olmana bak minik"
Jongin ise karşılık olarak dil çıkardığında Sehun surat asarak şoför koltuguna geçti ve sürmeye başladı.
.
.
.
.Jongin ona bakmadan denize giren adamın peşinden koşmaya başladı denize girip iskelenin ucuna kadar giden adami izledi ve onun yanına doğru yüzmeye çalıştı. Ama çok uzaktı ve lanet olası dalgalar ona yardımcı olmuyordu. En sonunda pes ederek. Ellerini suya çarptı ve dolu gözlerini serbest bıraktı. Fakat çekilen kolu ile düşünceleri yarım kalmıştı.
Sehun onun çabalarını görmüş sonunda yanına gelmişti. Şimdi ise ikisi tek kelime etmeden iskele altında duruyordu.
" Sehun ne oldu?"
" H-hiç... sadece. Bana niye dil çıkarıyorsun sen?! Insan bi öper ya da hiç değilse güler. Guldureyim seni artık lütfen. "
Jongin tamamen içten bir şekilde gülümseyip bacaklarını suyun altından Sehun'un beline doladi. Kollarını da boynuna dolayarak yüzünü yüzünün yanına sabitledi.
" Seni seviyorum Sehunsshi~! "
Sehun da duyduklari ile gülümsedi ve kimsenin onları göremeyeceği bir yere doğru yüzdü. En son kollarındaki bedeni bulduğu düz ve büyük kayaya yasladı. Boynundaki elleri çözüp onları da kendi elleri ile kayaya kenetledi. Sonrasında bir elini de jonginin beline indirdi.
" Jongin... çok zor. Dayanmak. Çok zor. Sana karşı koymak çok zor. Tukeniyorum gibi. Deli oluyorum sana. Yaniyorum resmen. "
Jongin şaşkın gözlerini açarak kendini iyice soğuk kayaya yasladı. Sonrasında ise sadece kafasını uzatarak Sehun'un dudaklarını cekistirdi.
" Bana sevgi ile dokun Sehun. O zaman her şeyi yapmana izin veririm."
Sehun ise diğer bedene daha çok bastırdı kendini.
" her zerrene aşk ile baglandim sikik sevgilim"
Jongin kıkırdadı ve Sehun'a karşı fısıldadı.
" tutma kendini o zaman"
Smut mu yazsam ehueheueheuyeu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahlı ♤ Sekai ♤
FanficJongin kıkırdadı. "KOLAY BIRISIN OH SEHUN" Sehun güldü. "BOKSUN KIM JONG IN"