POEMS

79 5 7
                                    


Sehun şok ile açtığı gözlerini saklamak adına ellerini yüzüne kapattı ve Jongin'in kahkahasını duymasına neden oldu. Sehun ilk defa utanmıştı! Utanmak ve Oh Sehun? Maalesef Jongin ona yapıyordu bunu. Ellerini suratından indirince bakışlarını ona bakarken dalmış gitmiş olan çocuğa çevirdi.

"Jongin b-ben utandım" diye mırıldandı Sehun

"O zaman babacığı daha çok utandırmadan Taeyong ile yemeğe gitsem iyi olacak" Jongin eğlenmek istiyordu ve Sehun'un ifadesi eğlenmesine yetmişti.

"Tamam git. Hadi afiyet olsun sana" Jongin'i kucağından indirerek odasına doğru çıktı Sehun.

Hadi ama!Jongin sadece eğlenmek istemişti ve şuan Sehun ona trip atıyordu. Jongin vakit kaybetmeden Sehun'un odasına çıktı ve sessizce kapıyı açtı. Balkondan manzaraya bakan o heybetli vücudu süzdü. Sakince arkasından yaklaştı ve kollarını beline doladı.

"Sehun... Babacık..." Sehun bilerek cevap vermiyordu. Derin bir nefes aldı.

"Sehun... Özür dilerim. Ben senden başkasını istemiyorum ama sen evde yokken ben çok yalnızım Sehun.." Tamam bu kadar trip herkese yeterdi. Sehun belindeki elleri sıkıca tutarak Jongin'i önüne çekti. Sevdiğinin yanaklarına ellerini yerleştirdi.

"Sana bir şey gösterebilir miyim?" diye sorduğunda Jongin kafasını sallayarak onayladı onu.

Sehun elini kavradığı bedeni tavan arasına çıkartarak küçük bir defter çıkardı ve Jongin'e uzattı. Jongin sayfaları çevirdikçe yaşları süzülmeye başladı yanaklarından.

Bunlar Sehun'un yazdığı şiirlerdi.

Sevgilisi güzel bir adamdı. Ne yaparsa yapsın güzeldi işte. Kollarını sevgilisinin boynuna doladı. Tek bir kelime etmesine gerek yoktu. Sehun'un yalnızlığına çare olacak kişi oydu bunu bilmesi yeterliydi. Sehun sevgilisini kucağına alarak kulağına defalarca onu sevdiğini fısıldadı.

"Seni seviyorum... Seni seviyorum" Belki yeterli değildir diye düşünüp yanağına her kondurduğu öpücükte tekrarlamaya başladı aynı cümleyi fakat tam o sırada telefonu çaldı.

"Hassi-!" Jongin parmaklarını sevgilisinin dudağına koyup kıkırdamıştı. 

Sehun bu değerli vaktini alan olayı anlamak için telefonu açtı ve duyduğu şeyler ile memnuniyetle gülümsedi.

"Kalk bakalım kara oğlan gidiyoruz" 

Jongin daha ne olduğunu anlamadan sevgilisi çoktan ortadan kaybolmuştu.

Siyahlıyı bekleyen bir sürpriz vardı.

.

.

.

.

.

"Jongin hazır mısın bebeğim?" Sehun açtığı kapıyla şoka uğramıştı. Gömleğini üzerine giydiği ceketin kollarını kıvran sevgilisine bakarak küçük bir ıslık çaldı.

"Woaw! Dışarı çıkmasak mı acaba?" Jongin daha karizmatik bir gülücük atarak odasından çıkmıştı ve Sehun bayılmak üzereydi.

Hızlı adımlarla arabaya binen Jongin arabaya binen sarışını süzdü. Sonra yaramazlık yapmak adına bacaklarını sevgilisine doğru uzattı.Sonra kıkırdayarak kafasını sevgilisine çevirdi ve gözlerini kapadı.

.

.

"Jongiin... Hadi kalk bebeğim" Gelen tatlı sese karşı koyamayan esmer gülümseyerek uyandığında dışarıdan gelen bağırış sesleriyle bir şok yaşamıştı.

Kafasını yana çevirdiğinde gördüğü arkadaşlarıyla hızla arabadan çıktı ve kalabalık içinde kayboldu. Sehun endişelensede bunun bir artısı yoktu biliyordu. Fakat sevgilisini omuzlarına alan uzun boylu çocuğu görünce sevgilisini kurtarmak adına yanlarına gitti.

"Jongin bana gel bebeğim" Nazik fakat uyarıcı bir sesle sevgilisine seslendiğinde Jongin yaramazca sırıtarak sevgilisine uzattı kollarını.  

"Jongin, bugün buraya seni getirdim çünkü sana nerede aşık olduğumu bil istedim sevgilim. Beni peşine taktığın o günden beri seni seviyorum Jongin"

Jongin mutluydu... Dudaklarını birleştirdiğinde düşündüğü tek şey vardı.

"Burası artık bir tramva değil. Burası artık Sehun..." Fakat bunu sesli söylediğini ve babacığının eridiğini bilmiyordu.







*Şimdi bir şey diyeceğim. Başka bir kitaba başlayıp oraya yazdığım şiirleri yazsam olur mu acaba? Okunur mu?*

Siyahlı ♤ Sekai ♤ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin